Ülkemiz hem içeride hem de dışarıda terör örgütleri ile mücadele içerisindedir. FETÖ ve PKK terör örgütleri mücadele verilirken gündemdeki konu bu mücadelede ne kadar etkin olunabiliyor.
Orası biraz karışık…
…..
Nasıl karışık? diye sorabilirsiniz.
Basından yansıyan ve iktidar partisinde yaşanan FETÖ tartışmaları terör örgütlerle nasıl mücadele verildiğini gösteriyor.
Bu tartışmalar devam ederken Devletin kurumlarında farklı uygulamalar bize “Terör örgütleri arasında ayırım olur mu? “sorusunu sormamıza neden oldu
…..
Hatırlarım, Devlet Kurumlarında geçmişte ismi terör ve yolsuzluk olaylarına karışmış personelin mahkeme sonuçlanana kadar görevden el çektirilmesi geleneği vardı.
Bu davranış hem mahkemenin selameti açısından hem de kurum açısından önemliydi…
Ancak, bu gelenek ne yazık ki, yerle bir edildiği gibi adamına göre yaklaşım ve korumacılık söz konusu olmaya başladı.
…..
Örnek mi… İlimizden bir tane verelim.
Bizde; Esnaf ve Sanatkarlar Birliği var…
Buranın Şaibeli Başkanı yarı kamu statüsü olan kurumunda PKK terör örgütü üyesi olmakla İlimiz 3 Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan bir personeli istihdam etmektedir.
Konu ile ilgili basında defalarca haber yer almasına rağmen fütursuz Başkan hakkında çıkan haberlere bir türlü ses vermez…
Bir açıklamasında eleştirilere cevap olarak “Mahkeme açıldığı takdirde görevden el çektiririm” demesine rağmen korkusundan olsa gerek tükürüğünü yalamak zorunda kalır.
Bildiğini okur, fütursuzluğunu devam ettirir
Şaibeli Başkan fütursuzluğunu devam ettirir gibi yargılanan elemanının maskot gibi hiçbir şey olmamış gibi toplantılara götürür.
Hatta… Bu konulardan habersiz ve bilgi sahibi olmayan Konfederasyon yöneticileri ile kurumun yetkilileri ile tanıştırmaya kalkar.
…..
Aslında bu fütursuz Başkanı bu kadar vurdumduymaz yapan kurumlardaki geleneklerin yok olmasından kaynaklanmaktadır.
Bir de Vatanını ve Ülkesini sevdiğini dillerinden düşürmeyen kurum yöneticilerinin göstermiş olduğu duyarsızlık şaibeli Başkanı cesaretlendirmiştir.
Gerçi bazı kurum yöneticileri fütursuz ve şaibeli başkana karşı tepkisini koymasına rağmen o hala tepki koyan kesimlerle fotoğraf vermeye yüzü kızarmadan devam eder, toplantılara katılır.
Hiçbir şey olmamış gibi hayatını sürdürür.
Bu davranış onun kişiliğini de ortaya koymaktadır.
Ülkeyi bölmeye çalışan PKK terör örgütüne üye olmakla yargılanan mahkeme süreci içerisinde görevden almamak ve gelenekleri alt üst etmek bu fütursuz Başkanın terör örgütüne sempati mi duyuyor? Sorusunu akıllara getirmiyor değil.
Bunu anlamış değiliz.
FETÖ’den yargılanan bir personelin günümüzde sülalesinin istihdam edilmediği Ülkemizde PKK terör örgütü üyesi olmakla 3.Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan bir kardeşinin Ağrı da PKK de olaylarına karışmasından dolayı 12 yıl ceza almas,ı bir kardeşinin 11 ay mahkumiyet alması bizim yöneticilerimizde bir şey ifade etmiyor mu?
…..
Biz ; Ne, Cemil Erdem’le ne de PKK’dan yargılanan şahısla bir husumetimiz yok.
Bizim tavrımız ve eleştirimiz, Devleti yıkmaya çalışan kim olursa olsun onun devletin yarı kurumu statüsünde olan bir kurumda olsa çalıştırılmasınadır.
Kendisini Milliyetçi olarak piyasada lanse eden fütursuz Başkan Cemil Erdem, kurumunda milliyetçiliğini gösterip bir şehit yakın neden çalıştırmaz.…
Merak ediyorum…
Yoksa çok sevdiği o personeli şehit yakınlarının istihdam edilmesinden rahatsızlık mı duyar…!
Yoksa sözde Milliyetçi geçinen fütursuz Başkanın şehit yakınlarına alerjisi mi vardır ?
…..
İşte siz örnek…
Ha…Bu arada Milliyetçi geçinen Vatan, Millet, Sakarya söylemleri ile kendinden ödün vermeyen Siyasilere, STK Başkanlarına, Kurum yöneticilerine ya ne demeli…
Yoksa bilmediğimiz terör örgütü olarak kabul edilen FETÖ ve PKK arasında “PKK”ya karşı bir tercih mi var?