Herşeyin üzerinize geldiği anlarda, ruh dünyanızın yorulduğu zamanlarda en zor şeydir yazı yazmak.
Çok şey yazmak istersiniz.
Yaşananları kaleme almak,
Anlatmak,
İçinizi dökmek.
Haykırmak.
Beceremezsiniz bir türlü.
Yazmak isteseniz de yazamazsınız.
İfade etmekte güçlük çekersiniz.
Saatlerce uğraşırsınız ama nafile.
Yaşadıklarınız satırlara sığmaz.
Kelimeler kifayetsiz kalır.
Duygularınız karma karışık olur.
Karar vermekte zorlanırsınz.
Yazmaktan vazgeçip herşeyi içinize atıp tam vazgeçmek üzere olduğunuz bir an Yunus Emre çıkar karşınıza;
Umursama, ha dünya gelse üstüne
İçinde büyüyen bir ahın olsun
Elbet bir gün devran döner tersine
Tahammül en büyük silahın olsun
Olsun be, aldırma Yaradan yardır
Sanma ki, zalimin ettiği kardır
Mazlumun ahı, indirir şahı
Her şeyin bir vakti vardır
Boşver, hayallerin gerçek olmasın
Yeşersin yeter ki, umut solmasın
Derde talip ol ki, dertli kalmasın
Garibin gözyaşı günahın olsun diyerek sizin duygularınıza tercüman olur.
Yol gösterir.
“En doğru yol bildiğin yoldur”kim ne derse desin tıka kulaklarını,ELİF gibi dimdik ol der o an aşık Yunus.
Yunus Emre ne demişse doğru demiş deyip ona BİAT edersiniz.
Bilmem anlatabildim mi?