Hazarbaba Kayak Merkezinin sivrice Köylere Hizmet Götürme Birliğine devir edilmesinden sonra gözler İşletmeci firmaya çevrildi. hazarbaba Kayak Merkezinin ihaleye çıkarılması ile birlikte işletmeci Taner Dursun ihalenin ve sözleşmenin iptali için iki dava açtıklarını ifade ederek; işletmenin boşaltılması için elaziginsesi.com haber sitesine yaptığı açıklamada, Alanı terk etmek kayak merkezini öldürmektir. Kuruma mahkeme sonuçlansın, mahkeme sizin lehinize olursa eşyalarımızı alır gideriz şeklinde bilgilendirdiklerini söyledi.
MAHKEME KARAR VERMEDEN BİZ NEDEN BOŞALTALIM…
Hazarbaba Kayak Merkezinin bugüne kadar gelişi hakkındaki sürecinde yapılan çalışmalarla bu şehre ekonomik anlamda ciddi bir destek sağladıklarını ve misafir sayısında gün geçtikçe artış sağladıklarını dile getiren Durmuş, “Misafir sayısı arttıkça tesisin yetersizliği ön plana çıktı. Ek binalar yapma ihtiyacı ortaya çıktı. Buna rağmen kurduğumuz doğru organizasyonla süreci çok güzel bir şekilde atlattık. Her şey çok güzel giderken ağustos ortasında İl Genel Meclisi’ne bir talep gitmiş. 15. Maddeye dayandırılarak sözleşmenin tek taraflı feshi ve kamu yararı gözetilerek kayak merkezini bizden alma talebi oluştu. Mecliste bir komisyon kuruldu ama komisyon süreci araştırmadı. Hiç kimse bizimle irtibata geçmedi. Geldiğimiz noktada komisyon kararı verdi meclis onayladı. Özel İdare Köylere hizmet götürme birliğine devroldu. Amaç kamu yararıydı. Ama kamu yararını ortadan kaldırıp alelacele bize imzalatılan evrakla tebligat yapıldı. Diğer gün kaymakamlığın sayfasında ihaleye açıldığını gördük. İhaleye açıldığını görünce kamu yararının ortadan kalktığını ve bir hukuksuzluk olduğunu gördük. İkili görüşmeler yoluna gittik ama sonuç alamadık tam tersine süreç farklı noktaya gidiyordu. Durum böyle olunca biz de hem ihale iptali için hem de ihale sürecinin durdurulması için dava açtık. Mahkeme hala kararını vermemişken biz neden boşaltalım. Mahkeme sürecini beklemek zorundayız” dedi
ANLAŞMALARIMIZ VAR…
Burada ciddi emeklerinin ve katkılarının olduğunu vurgulayan Taner Durmuş, “Bizim burada turizme ve kurumlara olan bakış açımız değişti. Yaptıklarımız karşılığı bu mu olmalıydı. Bizim üzerimizden hep farklı bir politika yapılmaya başlandı. Bunu hissettik ve alanı terk etmedik. Bizim acentelerle sözleşmemiz ve anlaşmamız var. Aşağıda bizim otelimiz var hatta oteli ve kayak merkezini entegre hale getirmiştik. Biz kış turizmine hazırlandık. Personel kadromuzu genişlettik. Buraya gelen misafirlerin mağdur olmaması için hazırlık içine girdik. Telesiyej hattının kontrolleri yapılması gerekiyor. Kar ezme aracının arada bir çalıştırılması gerekiyor. Jeneratör temizliğinin yapılması ve pistin hazırlanması gerekiyor. Biz bunun için buradayız. Süreç aleyhimize olduğu takdirde yine bunları yapmayacak mıyız. İşletmeci hala biziz. Alanı terk etmek alanı öldürmektir. Kuruma mahkeme sonuçlansın, mahkeme sizin lehinize olursa eşyalarımızı alır gideriz dedik. Kurumun burada hiçbir ekipmanı yok bina dışında. Bu yaptığımız yatırımlar idareye kaldı. Biz idare için de her şeyi yaptık. Kira ödemedik ama kamu yararı adına her şeyi yaptık. 24 bin 500 lira olan alan değerini 271 bin liraya çıkarmışız. Demek ki alana değer kazandırmışız. Bakım maliyetleri kira bedelinin çok çok üzerinde. Tesis konusunda da bilgisiz olduklarını buradan anladık. Eskiden 70-80 bin lira ödenekle işletilmeye çalışılan bir alandı. Biz bu süreçte idareyi böyle bir maliyetten kurtardık. Bu da kamu yararıdır. Bu sözleşmeler ikilidir ve her iki tarafın da dinlenmesi gerekir” şeklinde konuştu.
TESPİT EDİLENLER GERÇEK DEĞİL…
İşletme ruhsatsız diye bir madde duyduk. 7 yıllık süreçte kurul neredeydi diye sormazlar mı şeklinde konuşan Durmuş; “İkincisi kurul bu davadan önce izin ruhsatını emlak barışı münasebetiyle aldı. Buranın yapı izni yoktu. Yapı izni olmayan yere siz nasıl ruhsat verirsiniz bunu soruyorum. Bizim belediyeye müracaatımız oldu. Ama dikkate alınmadı. Çünkü yapı izni olmayan yere ruhsat verilemiyor. Biz Valilikten ve Özel idareden buranın kış turizm merkezi olarak ilan edilmesi ve imar düzenlenmesinin hızlandırılmasını defalarca talep etmemize rağmen kurul bunlarla uğraşmıyor burayı bizim elimizden almaya çalışıyor. Kurulun önceliği burayı kış turizm merkezi ilan etmek olmalıydı” dedi.
KAYNAK ALMAK YERİNE BİZİMLE UĞRAŞMAK TERCİH EDİLDİ…
Erzurum, Kars ve Erzincan’da kış turizmi için 32 milyon bütçe ayrılırken Hazarbaba olarak biz buraya başvuru yapamadıklarını dile getiren Taner Durmuş, “Biz yetkililere bilgi verdik. Ama kurul olayı kişiselleştirerek bizimle uğraşmayı tercih etti. elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın toplantı salonunda bu işin toplantıyla değil altyapıyla gelişeceğini söylediğimiz için cezalandırıldık. Bütün olay bundan ibaret. Biz hiç kimseden çekinmedik. Biz altyapının önemini vurguladık. Bu toplantı salonunda konuşulacak mevzu değil diye bir cevapla karşılaştık. Yaşadığımı süreçte kişisel süreç oluştu. Özel idare bünyesinde sadece su deposu, jeneratör, binalar ve kar ezme aracı var. Biz buradan çekildiğimiz takdirde kafeler işlemez, kayak ekipmanları ve kar motorları olmaz alan işleme. Burada teknik bilgimiz var. Geçen yıl biz Jandarma özel arama kurtarma timiyle beraber tatbikat yapıldı. Erzincan Ergan dağında da bu yapıldı. Bizim amacımız olası bir tehlikede ne yapacağımızı bilmekti ve jandarmayla beraber rapor hazırladık. Tutanak değil rapor hazırladık. Raporun içeriğinde burada olması gerekenler neler olmalıdır yazıyordu. Bu bizim aleyhimize kullanıldı. Şu anda burada hiç kaza olmadı. Sürekli pistlerde kontrol yapıyorduk. Burayı zaten Köylere Hizmet Götürme Birliği çalıştırıyordu ve yapamıyordu. Yapamadığı için biz ihaleyle aldık. Pistlerin ve konaklama alanlarının genişletilmesi gerektiğini düşündük yaptık. Kurum Masterplan yapmak yerine ihaleye açmayı tercih etti” vurgusu yaptı.
MAHKEME KARAR VERMEDEN BİZ NEDEN BOŞALTALIM…
Hazarbaba Kayak Merkezinin bugüne kadar gelişi hakkındaki sürecinde yapılan çalışmalarla bu şehre ekonomik anlamda ciddi bir destek sağladıklarını ve misafir sayısında gün geçtikçe artış sağladıklarını dile getiren Durmuş, “Misafir sayısı arttıkça tesisin yetersizliği ön plana çıktı. Ek binalar yapma ihtiyacı ortaya çıktı. Buna rağmen kurduğumuz doğru organizasyonla süreci çok güzel bir şekilde atlattık. Her şey çok güzel giderken ağustos ortasında İl Genel Meclisi’ne bir talep gitmiş. 15. Maddeye dayandırılarak sözleşmenin tek taraflı feshi ve kamu yararı gözetilerek kayak merkezini bizden alma talebi oluştu. Mecliste bir komisyon kuruldu ama komisyon süreci araştırmadı. Hiç kimse bizimle irtibata geçmedi. Geldiğimiz noktada komisyon kararı verdi meclis onayladı. Özel İdare Köylere hizmet götürme birliğine devroldu. Amaç kamu yararıydı. Ama kamu yararını ortadan kaldırıp alelacele bize imzalatılan evrakla tebligat yapıldı. Diğer gün kaymakamlığın sayfasında ihaleye açıldığını gördük. İhaleye açıldığını görünce kamu yararının ortadan kalktığını ve bir hukuksuzluk olduğunu gördük. İkili görüşmeler yoluna gittik ama sonuç alamadık tam tersine süreç farklı noktaya gidiyordu. Durum böyle olunca biz de hem ihale iptali için hem de ihale sürecinin durdurulması için dava açtık. Mahkeme hala kararını vermemişken biz neden boşaltalım. Mahkeme sürecini beklemek zorundayız” dedi
ANLAŞMALARIMIZ VAR…
Burada ciddi emeklerinin ve katkılarının olduğunu vurgulayan Taner Durmuş, “Bizim burada turizme ve kurumlara olan bakış açımız değişti. Yaptıklarımız karşılığı bu mu olmalıydı. Bizim üzerimizden hep farklı bir politika yapılmaya başlandı. Bunu hissettik ve alanı terk etmedik. Bizim acentelerle sözleşmemiz ve anlaşmamız var. Aşağıda bizim otelimiz var hatta oteli ve kayak merkezini entegre hale getirmiştik. Biz kış turizmine hazırlandık. Personel kadromuzu genişlettik. Buraya gelen misafirlerin mağdur olmaması için hazırlık içine girdik. Telesiyej hattının kontrolleri yapılması gerekiyor. Kar ezme aracının arada bir çalıştırılması gerekiyor. Jeneratör temizliğinin yapılması ve pistin hazırlanması gerekiyor. Biz bunun için buradayız. Süreç aleyhimize olduğu takdirde yine bunları yapmayacak mıyız. İşletmeci hala biziz. Alanı terk etmek alanı öldürmektir. Kuruma mahkeme sonuçlansın, mahkeme sizin lehinize olursa eşyalarımızı alır gideriz dedik. Kurumun burada hiçbir ekipmanı yok bina dışında. Bu yaptığımız yatırımlar idareye kaldı. Biz idare için de her şeyi yaptık. Kira ödemedik ama kamu yararı adına her şeyi yaptık. 24 bin 500 lira olan alan değerini 271 bin liraya çıkarmışız. Demek ki alana değer kazandırmışız. Bakım maliyetleri kira bedelinin çok çok üzerinde. Tesis konusunda da bilgisiz olduklarını buradan anladık. Eskiden 70-80 bin lira ödenekle işletilmeye çalışılan bir alandı. Biz bu süreçte idareyi böyle bir maliyetten kurtardık. Bu da kamu yararıdır. Bu sözleşmeler ikilidir ve her iki tarafın da dinlenmesi gerekir” şeklinde konuştu.
TESPİT EDİLENLER GERÇEK DEĞİL…
İşletme ruhsatsız diye bir madde duyduk. 7 yıllık süreçte kurul neredeydi diye sormazlar mı şeklinde konuşan Durmuş; “İkincisi kurul bu davadan önce izin ruhsatını emlak barışı münasebetiyle aldı. Buranın yapı izni yoktu. Yapı izni olmayan yere siz nasıl ruhsat verirsiniz bunu soruyorum. Bizim belediyeye müracaatımız oldu. Ama dikkate alınmadı. Çünkü yapı izni olmayan yere ruhsat verilemiyor. Biz Valilikten ve Özel idareden buranın kış turizm merkezi olarak ilan edilmesi ve imar düzenlenmesinin hızlandırılmasını defalarca talep etmemize rağmen kurul bunlarla uğraşmıyor burayı bizim elimizden almaya çalışıyor. Kurulun önceliği burayı kış turizm merkezi ilan etmek olmalıydı” dedi.
KAYNAK ALMAK YERİNE BİZİMLE UĞRAŞMAK TERCİH EDİLDİ…
Erzurum, Kars ve Erzincan’da kış turizmi için 32 milyon bütçe ayrılırken Hazarbaba olarak biz buraya başvuru yapamadıklarını dile getiren Taner Durmuş, “Biz yetkililere bilgi verdik. Ama kurul olayı kişiselleştirerek bizimle uğraşmayı tercih etti. elazığ Ticaret ve Sanayi Odası’nın toplantı salonunda bu işin toplantıyla değil altyapıyla gelişeceğini söylediğimiz için cezalandırıldık. Bütün olay bundan ibaret. Biz hiç kimseden çekinmedik. Biz altyapının önemini vurguladık. Bu toplantı salonunda konuşulacak mevzu değil diye bir cevapla karşılaştık. Yaşadığımı süreçte kişisel süreç oluştu. Özel idare bünyesinde sadece su deposu, jeneratör, binalar ve kar ezme aracı var. Biz buradan çekildiğimiz takdirde kafeler işlemez, kayak ekipmanları ve kar motorları olmaz alan işleme. Burada teknik bilgimiz var. Geçen yıl biz Jandarma özel arama kurtarma timiyle beraber tatbikat yapıldı. Erzincan Ergan dağında da bu yapıldı. Bizim amacımız olası bir tehlikede ne yapacağımızı bilmekti ve jandarmayla beraber rapor hazırladık. Tutanak değil rapor hazırladık. Raporun içeriğinde burada olması gerekenler neler olmalıdır yazıyordu. Bu bizim aleyhimize kullanıldı. Şu anda burada hiç kaza olmadı. Sürekli pistlerde kontrol yapıyorduk. Burayı zaten Köylere Hizmet Götürme Birliği çalıştırıyordu ve yapamıyordu. Yapamadığı için biz ihaleyle aldık. Pistlerin ve konaklama alanlarının genişletilmesi gerektiğini düşündük yaptık. Kurum Masterplan yapmak yerine ihaleye açmayı tercih etti” vurgusu yaptı.