Maden ve Köyleri Stratejik Araştırmalar Derneği Başkanı Lütfiye Gürgün “Maden ilçesinde bulunan maden yatağının ilimize ve ilçemize önemli bir ölçüde ekonomik kazanç sağlayacaktır. Mesele sadece bakır ve madenler değildir. Mesele, gelecek nesillerin kaderidir. Onların mukadderatıdır. Aynı hatalara tekrar meydan vermemektir. Madenimize, geleceğimize, mirasımıza sahip çıkma, bir İstikbal ve İstikrar mücadelesidir. Kaderinin bir Ferro-Krom ve Yıldızlar Holding’e benzememesidir. Bizim çağrımız ihaleyi kimin alması veya almamasına yönelik değildir. İhaleyi alan hangi firma olursa olsun Maden’imize sağlayacağı imkânları tek tek belirtmesi büyük önem arz etmektedir. Bizim önemsediğimiz ihale sonrası ne yapılacağı, kaynakların etkin, verimli ve yerinde kullanılıp kullanılmayacağıdır. Aynı şekilde bizim önemsediğimiz, ihaleyi alan firmanın ilimize ve ilçemize hangi katkıları sağlayacağı, bölgemizden alacağı hizmetleri nereden, nasıl ve kimlerden karşılayacağı, istihdam yaratacağı sahadan kimleri istihdam edeceğidir. Kaygımız ihaleyi alan firmanın rezervleri yerinde değil başka yerde işletip gerekli istihdamı yaratmamasıdır. Endişemiz çıkarılacak rezervlerin kara ve demiryolu ile Adıyaman ve Samsun’a taşınıp ilimiz ve ilçemize en ufak katkısının olmamasıdır.” dedi.
Ekonomik denge ve doğal yaşam korunmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır.
Maden ve Köyleri Stratejik Araştırmalar Derneği Başkanı Lütfiye Gürgün basın açıklanmasında şunları söyledi. “İlgili firma ile sorunumuz asla söz konusu değildir. Ancak ilimiz ve ilçemizin menfaatleri söz konusudur. Bizim talebimiz gerekli altyapının yapılması, Maden’deki kaynakları on yıllarca işleten Etibank’ın ilçeye kattığı sosyal tesisler ve alt yapılar örnek alınarak, bunun günümüz koşullarına göre iyileştirilerek kreş, okul, madencilik yüksekokulu, sağlık birimleri, çalışacaklar için konut, sosyal tesisler, öğretmen evi gibi projelerin planlanmasıdır.
Ekonomik denge ve doğal yaşam korunmalı ve gerekli önlemler alınmalıdır. Maden halkı yıllarca kirli hava solumuş, Dicle nehri hep kapkara akmıştır. Bunun bedelini kanser hastası olan halk hala ödemektedir. Maalesef ülkemizde bazı bölgelerde yeraltı kaynaklarının işletmecisi firmalar ile yöre halkı arasındaki sağlık, doğa ve çalışma koşulları açısından yaşanan alınarak, yöre halkını kucaklayacak, il ve ilçe sivil toplum kuruluşlarını da içine alacak, ülkemiz için de rol model olacak bir işletme modeli oluşturulmalıdır.” Unutmamalıyız ki, asıl olan insanlıktır, arz talep değil…
KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
https://www.youtube.com/channel/UCBp7IrFjc8aeX GDe4LQuRcQ