Karahüseyinoğlu, proje kapsamında, geçmişte yapılan Kültür Park’ın daha verimli ve kullanışlı bir şekilde tasarlanması gerektiğini belirterek, yeni projelerde bu deneyimlerden ders alınması gerektiğini vurguladı.
"Kültür Park'ın Tasarımı O Dönemin Koşullarına Göre Yapıldı"
Karahüseyinoğlu, geçmişte yapılan Kültür Park hakkında, "Kültür Park o dönemin ekonomik şartları göz önünde bulundurularak yapıldı. Belediyenin bütçesi oldukça kısıtlıydı, bu nedenle projede bazı fakir düşünmeler olmuştu. Bugün baktığımızda, orada çok daha konforlu ve estetik açıdan güzel şeyler yapılabilirdi" dedi. Karahüseyinoğlu, Kültür Park’ın gelişmiş ve çok yönlü bir alana dönüşebileceğini ifade ederek, mevcut durumunun daha verimli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini savundu.
"Afetler İçin Sığınma Alanları Olmalı"
Son olarak Elazığ’da yaşanan deprem felaketine de değinen Karahüseyinoğlu, afetlere hazırlıklı olmanın önemine dikkat çekti. “Biz bir deprem geçirdik, Kültür Park’ın üstüne çadırlar kurduk. O günkü şartlarda toplanma, ısınma ve sığınma alanlarının yeterli olmadığını gördük. Avrupa’daki örneklerde bu tür alanlarda banyo, lavabo ve tuvalet gibi ihtiyaçların da düşünüldüğü sığınma alanları var. Bizim talebimiz de, Orduevi Millet Bahçesi projesinde, afetler için benzer alanların da düşünülmesidir” şeklinde konuştu.
"Perfeksiyonun Yüz Yıllık Deneyimi"
Karahüseyinoğlu, şehre değer katacak her projede perfeksiyonun önemine de değindi. “Yüzyıllık bir deneyim ve geçmişimiz var. Bu deneyimden ders çıkararak, afet ve sığınma gibi kritik durumlar için yapılaşmada daha fazla düşünmeliyiz. Elazığ, afetler konusunda çok daha hazırlıklı bir şehir olmalı” diyerek, şehrin geleceğine katkı sağlamak adına bu tür projelerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.