CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol TBMM de depremden bu yanan yaşanan sorunları gündeme taşıdı. TBMM de söz alan Erol, Elâzığ Milletvekili olarak değil, sahipsiz bir kentin sorunlu yurttaşlarının dertli bir milletvekili olarak karşınızdayız dedi
Konuşmasına terör örgütlerini kınayarak başlayan Erol İzmirdeki deprem sürecini değerlendirdi. Daha saonra 24 Ocak depreminde İlimizde yaşanan sorunları gündeme getirdi. Erol konuşmasında şunları konuştu “Bundan kısa bir süre önce, 2020 yılının 24 Ocak gecesi Elâzığ'da bir deprem oldu. Ben, deprem sonrası süreçle ilgili devletin yaptıklarını, Hükûmetin yaptıklarını, siyasi partilerin katkılarını -parti ayrımı yapmaksızın- belediye başkanlarının, sivil toplum örgütlerinin katkılarını bu kürsüde teşekkür ederek söyledim. Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ettim. Sayın Hükûmet üyelerimize teşekkür ettim. Başta Sayın Genel Başkanım olmak üzere, bütün partilerin genel başkanlarına teşekkür ettim. Parti ayrımı yapmaksızın bütün siyasi partilerin belediyelerine teşekkür ettim, niye? Çünkü deprem bir siyasi konu değildir. Bir bölgede bir deprem yaşanmışsa devlet olarak, yurttaş olarak, siyasi düşüncemizi, şapkamızı bir tarafa bırakarak vatandaşın mağduriyetlerini nasıl gideririz diye hepimizin orada olması lazım ve hepimiz oradaydık. İzmir'de de oradaydık, Giresun'da da oradaydık yani devlet olarak, devleti oluşturan Hükûmet, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, 82 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı; hepimizin kalbi Elâzığ için attı, Giresun için attı, İzmir için attı. Doğrusu budur ama Giresun'la, İzmir'le Elâzığ'ı bir kıyaslamak isterim. Şu anda, yalnızca Elâzığ Milletvekili olarak değil, sahipsiz bir kentin sorunlu yurttaşlarının dertli bir milletvekili olarak karşınızdayız. Çünkü depremi yalnızca depremden sonraki kriz yönetimi olarak düşünmeyin” dedi.
Giresun'la, İzmir'le Elâzığ'ı bir kıyaslamak isterim…
Depremle ilgili süreci 3 ana başlıkta toplamak gerektiğini ifade eden Erol, “Bir, depremin yaratacağı zararların engellenmesiyle ilgili alınacak tedbirler; bu teknik bir konu. İki, depremin yaşandığı süreçten itibaren kriz yönetimi, yani depremin olduğu kentte kaosu engelleyecek önlemler: Vatandaşların iaşe taleplere, ulaşım, yerleşim, barınma talepleri. Üç, afet yönetimi, o ne? O da depremden sonra vatandaşın mülkiyet haklarının korunması. Ne yazık ki Elâzığ'da bu mülkiyet haklarının korunmasıyla ilgili sorun var.
Bakın, Giresun'da sel baskını oldu, oradaki esnafa 50 bin lira karşılıksız kredi verildi, doğru mudur? Evet, son derece doğrudur. İzmir'de deprem oldu, İzmir'deki esnafa 50 bin lira karşılıksız hibe para verildi, doğru mudur? Evet, son derece doğrudur. Ama Elâzığ'da verilmedi, Elâzığ'da kredi olarak verildi, 2.500 lirası hibe olarak verildi. Elâzığ'da mülkiyet sorunlarıyla ilgili büyük bir problemler var. Benim sizden ricam şu: İzmir'deki depremle ilgili, depremi yaratan etkenlerin düşürülmesi ve araştırılmasıyla ilgili ana başlık olarak, dün burada bir komisyon kuruldu. Bu önemli bir Komisyon, ama o yalnızca deprem sürecinin bir ayağı, diğer ayağı da 7269'a göre umumi hayata müessir ilan edildikten sonra yapılacak devlet-kamu hizmetleriyle ilgili sürecin planlanması.
Elâzığ'a bir komisyon kurulmalı çünkü deprem oldu, kriz doğru yönetildi; afet süreci yönetimiyle ilgili aksaklıklar var, problemler var. Vatandaş çaresiz, hâlâ konteynerlerde yaşıyorlar ve bu kış konteynerlerde geçecek. Hâlâ yapılmayan evler var, hâlâ mülkiyet sorunu var, hâlâ tapu sorunu var. Var, var, var…”diye sitem etti
Elinizi vicdanınıza koyun…
Elinizi vicdanınıza koyun diye CHP Elazığ Milletvekili Erol;,”Bir komisyon belirleyin, bir komisyon kurun ve bu komisyona buradan, muhalefet partilerinden hiç kimseyi almayın. Ak Parti'nin üyeleri olsun, çünkü siz de insansınız, sizin de vicdanınız var. Gelip orada mağduriyeti gördüğünüz zaman görmemezlikten gelemezsiniz. Ama bu Parlamentoda bu talebi görmemezlikten gelmeyin. Gelin Elâzığ'da o vatandaşın taleplerini, sorunlarını, beklentilerini, mağduriyetlerini, hak gaspını görün ve ona göre dün hazırlanan, Mecliste kurulan komisyonla her iki komisyonun raporu birleştirilerek yeni mevzuatlara, yeni kanun değişikliklerine ihtiyaç var. 7269 no.lu Kanun, 1959 yılında çıkan kanun hâlâ yetersiz, talepleri çözmeyen bir kanun. Bu konuda bütün Parlamentomuzun desteğini bekler” diyerek konuşmasını sonlandırdı
KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
https://www.youtube.com/channel/UCBp7IrFjc8aeXGDe4LQuRcQ
Konuşmasına terör örgütlerini kınayarak başlayan Erol İzmirdeki deprem sürecini değerlendirdi. Daha saonra 24 Ocak depreminde İlimizde yaşanan sorunları gündeme getirdi. Erol konuşmasında şunları konuştu “Bundan kısa bir süre önce, 2020 yılının 24 Ocak gecesi Elâzığ'da bir deprem oldu. Ben, deprem sonrası süreçle ilgili devletin yaptıklarını, Hükûmetin yaptıklarını, siyasi partilerin katkılarını -parti ayrımı yapmaksızın- belediye başkanlarının, sivil toplum örgütlerinin katkılarını bu kürsüde teşekkür ederek söyledim. Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ettim. Sayın Hükûmet üyelerimize teşekkür ettim. Başta Sayın Genel Başkanım olmak üzere, bütün partilerin genel başkanlarına teşekkür ettim. Parti ayrımı yapmaksızın bütün siyasi partilerin belediyelerine teşekkür ettim, niye? Çünkü deprem bir siyasi konu değildir. Bir bölgede bir deprem yaşanmışsa devlet olarak, yurttaş olarak, siyasi düşüncemizi, şapkamızı bir tarafa bırakarak vatandaşın mağduriyetlerini nasıl gideririz diye hepimizin orada olması lazım ve hepimiz oradaydık. İzmir'de de oradaydık, Giresun'da da oradaydık yani devlet olarak, devleti oluşturan Hükûmet, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, 82 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı; hepimizin kalbi Elâzığ için attı, Giresun için attı, İzmir için attı. Doğrusu budur ama Giresun'la, İzmir'le Elâzığ'ı bir kıyaslamak isterim. Şu anda, yalnızca Elâzığ Milletvekili olarak değil, sahipsiz bir kentin sorunlu yurttaşlarının dertli bir milletvekili olarak karşınızdayız. Çünkü depremi yalnızca depremden sonraki kriz yönetimi olarak düşünmeyin” dedi.
Giresun'la, İzmir'le Elâzığ'ı bir kıyaslamak isterim…
Depremle ilgili süreci 3 ana başlıkta toplamak gerektiğini ifade eden Erol, “Bir, depremin yaratacağı zararların engellenmesiyle ilgili alınacak tedbirler; bu teknik bir konu. İki, depremin yaşandığı süreçten itibaren kriz yönetimi, yani depremin olduğu kentte kaosu engelleyecek önlemler: Vatandaşların iaşe taleplere, ulaşım, yerleşim, barınma talepleri. Üç, afet yönetimi, o ne? O da depremden sonra vatandaşın mülkiyet haklarının korunması. Ne yazık ki Elâzığ'da bu mülkiyet haklarının korunmasıyla ilgili sorun var.
Bakın, Giresun'da sel baskını oldu, oradaki esnafa 50 bin lira karşılıksız kredi verildi, doğru mudur? Evet, son derece doğrudur. İzmir'de deprem oldu, İzmir'deki esnafa 50 bin lira karşılıksız hibe para verildi, doğru mudur? Evet, son derece doğrudur. Ama Elâzığ'da verilmedi, Elâzığ'da kredi olarak verildi, 2.500 lirası hibe olarak verildi. Elâzığ'da mülkiyet sorunlarıyla ilgili büyük bir problemler var. Benim sizden ricam şu: İzmir'deki depremle ilgili, depremi yaratan etkenlerin düşürülmesi ve araştırılmasıyla ilgili ana başlık olarak, dün burada bir komisyon kuruldu. Bu önemli bir Komisyon, ama o yalnızca deprem sürecinin bir ayağı, diğer ayağı da 7269'a göre umumi hayata müessir ilan edildikten sonra yapılacak devlet-kamu hizmetleriyle ilgili sürecin planlanması.
Elâzığ'a bir komisyon kurulmalı çünkü deprem oldu, kriz doğru yönetildi; afet süreci yönetimiyle ilgili aksaklıklar var, problemler var. Vatandaş çaresiz, hâlâ konteynerlerde yaşıyorlar ve bu kış konteynerlerde geçecek. Hâlâ yapılmayan evler var, hâlâ mülkiyet sorunu var, hâlâ tapu sorunu var. Var, var, var…”diye sitem etti
Elinizi vicdanınıza koyun…
Elinizi vicdanınıza koyun diye CHP Elazığ Milletvekili Erol;,”Bir komisyon belirleyin, bir komisyon kurun ve bu komisyona buradan, muhalefet partilerinden hiç kimseyi almayın. Ak Parti'nin üyeleri olsun, çünkü siz de insansınız, sizin de vicdanınız var. Gelip orada mağduriyeti gördüğünüz zaman görmemezlikten gelemezsiniz. Ama bu Parlamentoda bu talebi görmemezlikten gelmeyin. Gelin Elâzığ'da o vatandaşın taleplerini, sorunlarını, beklentilerini, mağduriyetlerini, hak gaspını görün ve ona göre dün hazırlanan, Mecliste kurulan komisyonla her iki komisyonun raporu birleştirilerek yeni mevzuatlara, yeni kanun değişikliklerine ihtiyaç var. 7269 no.lu Kanun, 1959 yılında çıkan kanun hâlâ yetersiz, talepleri çözmeyen bir kanun. Bu konuda bütün Parlamentomuzun desteğini bekler” diyerek konuşmasını sonlandırdı
KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
https://www.youtube.com/channel/UCBp7IrFjc8aeXGDe4LQuRcQ