Fırat Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mutlu Kuluöztürk, halk arasında zatürre adı ile bilinen Pnömoni hastalığının, bakteri kaynaklı akciğer dokusunun iltihaplanması olduğunu, akciğer dokusunun iltihaplandığı zatürrenin, ateş, üşüme, öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı, burundan yeşil-sarı mukus akması, hırıltı ve yorgunluk gibi belirtilere neden olduğunu söyleyerek erken tedavi edilmediği takdirde ciddi risk barındırabilen bir hastalık olduğunu ifade etti.
Pnömoninin toplum kökenli pnömoni, hastane kökenli pnömoni ve bağışıklığı baskılanmış hastada pnömoni olmak kaydıyla üç farklı şekilde görülebildiğini belirten Doç. Dr. Kuluöztürk, pnömoninin genellikle kişinin boğazı ya da solunum yolu florasında bulunan mikroorganizmaların, vücut direncinin azalması ile birlikte solunum yoluyla akciğerlere ulaşması sonucu ortaya çıkan bir hastalık olduğunu vurguladı.
Doç. Dr. Kuluöztürk, pnömoni tanısında klinik belirtilerinin ve muayene bulgularının önemli rol oynadığını, akciğer röntgeni ile radyolojik bulguların varlığı da teşhis için gerekli olduğunu, ancak bazı pnömoni vakalarında bu radyolojik bulguların ortaya çıkmasının 24 saatten daha uzun sürebildiğini ifade etti.
Doç. Dr. Kuluöztürk, zatürre aşısı olarak bilinen pnömokok aşısının, pnömokok mikrobunun 10 veya 23 alt tipine karşı koruma sağlayan bir aşı olduğunu, ancak bu aşıyı olmanın zatürre olunmayacağı anlamına gelmediğini ifade ederek bu aşının özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış, KOAH gibi kronik akciğer hastalığı olan kişiler için önemli olduğunu, ayrıca bu aşının 65 yaş ve üzeri kronik hastalığı olan bireyler için de önerildiğini sözlerine ekledi. Fırat Üniversitesi Hastanesi 6. Kat konferans salonunda gerçekleştirilen sunuma çok sayıda sağlık çalışanı katıldı.