CHP Milletvekili Gürsel Erol, 29 Ekim Cumhuriyetin 99 yıldönümü nedeniyle gençlerle bir araya geldi. 29 Ekim ve siyaset konusunda günün anlam ve önemine dair değerlendirmesinden sonra kendisine yöneltilen sorulara yanıt verdi. Erol, Elazığ’ın tarihinde üç tane fırsatı kaçırdığını söyleyerek kaçırılan fırsatları şöyle açıkladı. Bunlardan birincisinin Keban barajının yapılma sürecinde kamulaştırmanın doğru yönlendirilmemesi nedeniyle gelirlerden faydalanamadığını, bu nedenle Keban barajından elde edilen gelirin Elazığ’ın geliri sayıldığı için 6 bölgeye alınamıyoruz. Ekonomik kalkınmadan aslında bu bizim aleyhimize.
İkinci fırsat Elazığ depremi. 2020 yılında deprem süreci doğru planlansaydı. Elazığ bu bölgenin çekim merkezi olurdu. Bunu da başaramadık. Burada TOKİ başarı hikayesi oluşturdu. Aslında TOKİ doğru planlanmadığı için vatandaş memnun değildir.
Üçüncü şansı ise Maden ilçesindeki maden rezervinin Elazığlıların duyarlı olmaması, siyasetçiler ve STK’larında duyarlı olmaması nedeniyle buradan çıkarılacak maden’in ve gelirin Elazığ’a faydasının olmayacağını söyledi.
BU İLİN ADAYI BENİM…
CHP içerisine ön seçim talepleri çağrısına son noktayı koyan bir açıklama yapan Erol, ön seçim isteyenlerin büyük şehirlerde bu talebi istemelerini bakanlık planlarının yapıldığı bir dönemde, bu taleplerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını dile getirerek CHP içerisindeki bu çağrıya kapıların kapalı olduğunu vurguladı.
Erol açıklamasında; “Aday belirleme sürecinde ön seçim parti içesinde siyaset yapma anlayışımız dönüp dolaşıyor önseçim olacak mı olmayacak mı? Elazığ il örgütü Elazığ’da önseçimi değil, Elazığ bakan olacak mı olmayacak mı onu konuşuyoruz. İktidarımızda bakanlığı konuşuyoruz. Burada ön seçim olup olmaması önemli değil. Burada bu ilin milletvekili benim bu partinin yönetim kadrosundayım. Benim milletvekilliği konusunda bir memnuniyet var. Bir karşılık var. Gereksiz yere parti içerisinde çatışmalara parti içerisinde zaman kaybına gerek yok. Yoksa ön seçimden kaçan bir adam değiliz. Her şartta ve koşulda ön seçim yapabiliriz. Türkiye’nin koşulları bu değil. Bizim iddiamız bu kentte nasıl başarılı çıkarız. Bu kentten bir bakan nasıl oluşturabiliriz. Bizim hedefimiz budur. Partiyi yönetme bizim siyaset anlayışımızda yok. Önemli olan sonuç almak partinin oylarını yükseltmektir. Milletvekili olarak bu kentte oyunu yükseltememişsem bir başarı yoksa bırakın önseçimi benim adaylığım tartışılmalı. Ben beş yıl gecemi gündüzümü katarak emek vererek zaman harcıyorsam arkadaşların iki üç yılda aklına gelip ön seçim istiyoruz demelerini çokta anlamlı bulmuyorum. Ciddiye de almıyorum. Burada bu ilin bir numaralı adayı benim benden sonraki adayları belirleyeceğim. O adaylar benden genç olacak. O adayları belirlerken de tabii ki örgütü toplayacağız. Alternatifli olarak değerlendireceğiz. Ön seçimle ilgili böyle bir talep de yok. Ön seçim isteye arkadaşlarımız büyük şehirlerde istesinler. Burada benim adaylığım açıklamama kadar Elazığ’da aday yoktu. Müracaat etmiyordu. Bırakın ön seçimi. Birileri müracaat mı etmiş benim hakkım gasp oldu diye ön seçim istiyor. Benden önce de öyleydi. Liste birinci olan arkadaşımız, 5 tane isim olsun diye isim yazarlardı. Bu durumdan, bu aşamaya geldik. Milletvekilliğine aday bulamadığı bir dönemde bakan iddiasını taşıyan bir döneme geldik. Bu dönemde ön seçim isteyen arkadaşlarımızın iddiası varsa o iddiaların yeri Elazığ değil. O iddiaların yeri Ankara, İzmir, İstanbul olur. İstanbul’un 98 milletvekili var. Herkese yeter. Gidin orada yarışın bizim işimize karışmayın. Böyle aklına gelip siyaset yapmak doğru bir anlayış değil. Emek veriyoruz. Emeklerimizin karşılığını da sokakta görüyoruz” diyerek önseçim taleplerine kapılarını kapalı olduğunu söyledi.
KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
https://www.youtube.com/channel/UCBp7IrFjc8aeX GDe4LQuRcQ