İlimize 24 Ocak depreminden sonra ağır hasar alan binaların çok hızlı bir şekilde yıkımı gerçekleştirildiği görüldü. Elazığ Valiliği’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının izni ile Özel İdare ve Belediyeler üzerinden gerçekleştirilen yıkımlarda bina sahiplerinin büyük maddi zarara uğratıldığı ortaya çıktı. Elazığ depreminden sonra İzmir’de yaşanan deprem sonrası ağır hasar alan binaların hak sahipleri tarafından yıktırılması ve yıkımdan elde edilen geliri hak sahipleri alırken İlimize yıkımlardan kurumların vatandaştan yanan tavır almayarak doğrudan teminlerle elde edilen rantın özel sektör eliyle yandaşa kazandırılması vatandaş İlimizde kazıklandı mı? sorusunu gündeme getirdi.
Öyle ki yıkımlar konusunda ihalelerinden sağlanan rant paylaşımının şantajla ve adrese teslim ihalelerle verildiği iddiasını Elazığspor Kulüp Başkanı Selçuk Öztürk tarafından da dile getirilmişti.
Bu iddialar sonrası elaziginsesi.com haber sitesi olarak konuyu hukukçulara sorduk.
Elazığ Stratejik Araştırmalar Derneği Başkanı aynı zamanda Kentsel Dönüşüm Uzmanı Avukat Murat Erdoğan, Afet yasası gerek kentsel dönüşüm yasasında kanun önce mülkiyet sahiplerine binanın yıkılması için süre verilmesini, eğer hissedarlar mülkiyet sahipleri riskli binayı yıkmaz ise o zaman o yerin mülki amiri harekete geçer. Bunu yıkaması gerektiğini söyledi.
Av. Erdoğan, hukukçu olarak masrafların dışındaki gelirleri vatandaşın isteme hakkı olduğunu ifade ederek, bu vatandaşın mülkiyetinde olan bir şeydir. Kanunda açıkça masraflar dediğine göre buradaki ilgili kurum masrafların üzerinde herhangi bir şey almaması gerekir şeklinde değerlendirdiğini ifade etti.
Av.Erdoğan, bu konu ile ilgili bir dava örneği bulamadığını ama bir hukukçu olarak vatandaş kendi adına müracaat edilir. Benim buradaki yerim yıkıldı. Burada elde edilen gelir nedir? Masraflar nedir? İdareye kalan miktar nedir? Burada benim hakkım bu kadar. Benim hakkımın tarafıma iade edilmesi konusunda talepte bulunabileceğini söyledi. .
Elazığ Stratejik Araştırmalar Derneği Başkanı aynı zamanda Kentsel Dönüşüm Uzmanı Avukat Murat Erdoğan’ın sorularımıza verdiği yanıtla şöyle;
-İlimizde 24 Ocak depreminden sonra ağır hasar gören binaların yıkımlar konusunda iki farklı görüş var. Yıkımlardan elde edilecek gelirlerin hak sahiplerine verilmesi konusunda görüşlerini alabilir miyim?
Riskli yapılar iki sınıfa ayrılıyor. Bir tanesi deprem nedeniyle zarar görmüş ağır hasarlı binalar, bu şekildeki binaların yıkımı afet yasasına bağlı olarak 7269 sayılı kanununun 13. Maddesine göre yıkılır. Bu da şöyle hasarlı bina tespit edilir. Mülkiyet sahibine hasarlı bina bildirilir. Yıkılması için kendisine süre verilir. Acele işlerde üç gün diğer işlerde normal yapılan tebligat süresine göre süre verilir. Bu durumda hasarlı yapıyı mülkiyet sahibi yıkmaz ise o zaman ilgili kurum o yerin mülki idare amiri illerde vali, diğer yerlerde kaymakamlar kararı ile bu binalar yıkılır. Yıktırıldığı takdirde yıkım ve enkaz kaldırma masrafları binadan elde edilecek enkazın paraya çevrilmesi ile tahsil edilir. Afet yasası 7269 sayılı kanunun 13 maddesi değişik fıkrasında diyor ki masraflar buradan alınır.
Kamuoyunda tartışılan nokta şudur. Masrafların üzerindeki gelirler ne olacak. Kanun burada açıkça masrafların alınması gerektiğini söylüyor. Buradan gelir elde edilir demiyor. Bu durumda biz hukukçular yorum yapıyoruz.
Diyoruz ki masrafların dışındakiler kendisine gelir olarak kaydedilebilir mi? Bence vatandaş isteyebilir. Bu vatandaşın mülkiyetinde olan bir şeydir. Kanunda açıkça masraflar dediğine göre buradaki ilgili kurum masrafların üzerinde herhangi bir şey almaması gerekir diye yorumluyorum.
-Elazığdan sonra yaşanan İzmir depreminde ağır hasarlı binaların kurumlar tarafından değil de vatandaşlar tarafından yıkım firmaları ile anlaşarak yıktırıldığı görüldü. Ama; Elazığ’da kurumlar vatandaşlar bilgilendirilmedi ve yönlendirilmedi. Yıkımlar ihaleler yapılarak özel firmalara gelirler aktarıldı. Bu uygulamada kanunda açık bir hüküm var mı?
Gerek afet yasası gerek kentsel dönüşüm yasasında kanun diyor ki önce mülkiyet sahiplerine binanın yıkılması için süre verilir. Eğer hissedarlar mülkiyet sahipleri riskli binayı yıkmaz ise o zaman o yerin mülki amiri harekete geçer. Bunu yıkar diyor. Veya ilgili kurum bunu yıkar. İzmir’de söylediğiniz gibi vatandaşlar kendileri kurumlar müdahale etmeden vatandaşlar kendileri müracaat ettiler. Bu müracaatları sonunda hem valilik ve belediyeden kendilerine 30 günlük süreler verildi. O süre içerisinde yıkımla ilgili çalışmaları istendi. Burada vatandaşlar kendi binalarını yıkarak enkaz masraflarını kendileri karşıladı. Enkaz bedellerini kendileri aldılar. Kanunda buna yönelik açıklık var. Elazığ’da vatandaşlar bununla ilgili müracaat ederse kendi binalarını kendileri yıkabilirler. Kanun önce mülkiyet sahipleri bunu yapmalı, yapmadığı takdirde biz yapacağız. Öyle bir şartı var. Bunun yolu mümkündür. Vatandaşlar yıkılmayan binaları için başvuru yapabilirler.
-Yıkımlar ihaleler yoluyla yapıldı. Bu konuda vatandaşların bilgilendirilmesi konusunda gerekmez miydi?
Zaten bu konuda tebligatlar yapılıyor. Hem ağır hasarlı binalarla ilgili hem de riskli kentsel dönüşümle ilgili binalarda vatandaşlar tebligatlar yapılıyor. Süreler veriliyor. Gördüğüm kadar vatandaşlar uygulamayı yapmadıkları için bilgi sahibi değiller. İdare gelin yapmayın diye bir şeyi yok. Kendileri başvursaydı idare bu yolu açar. Başvurmadıkları veya vatandaşlar bu konuda uygulama ile ilgili bilgi sahibi olmadığından Elazığ’da bu yapılmadı. İzmir’de vatandaşlar gördüğümüz kadarı ile daha bilinçli hareket ettiler. Bu konuda müracaatları oldu. Kendileri de işlem yaptılar. Vatandaşlarımızın bu konuda hakları vardır. Dilerlerse müracaat ederler kendileri de yapabilirler.
-O zaman vatandaşların yıkımlar Belediye ve özel idare tarafından yapıldığında elde edilecek gelirlerde vatandaşların hak kayıpları söz konusu oluyor. Hak kaybına uğrayan bina sahipleri yıkım bedellerinin geri alınması konusunda hukuki süreç hakları varmı?
Bu konu ile ilgili bir dava örneği bulamadık. Bir hukukçu olarak soruyorsanız olabilir. Vatandaş adına müracaat edilir. Benim buradaki yerim yıkıldı. Burada elde edilen gelir nedir? Masraflar nedir? İdareye kalan miktar nedir? Burada benim hakkım bu kadar. Benim hakkımın tarafıma iade edilmesi konusunda talepte bulunabilinir. Ama idare nasıl bir cevap verir. O konuda bir bilgimiz yok. Bu konunun hukuki yolu bu şekilde başlayabilir. Bu konuda net kesin açılmış ve kazanılmış bir dava örneğine rastlamadık.
-Öyle ise vatandaşlar bilgi edindirme kanunu gereği bu konuda bilgi alma hakları ortaya söz konusu olabilir mi?
Tabii ki vatandaş bilgi edindirme kanunu gereği başvurabilir. Bireysel olarak mı başvurular yapılacaktır. Yıkımda binalar müşterek mülkiyete dönüştüğünden her bir bireyin kendi adına başvurması gerekir diye düşünüyorum.
KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
https://www.youtube.com/channel/UCBp7IrFjc8aeX GDe4LQuRcQ
Öyle ki yıkımlar konusunda ihalelerinden sağlanan rant paylaşımının şantajla ve adrese teslim ihalelerle verildiği iddiasını Elazığspor Kulüp Başkanı Selçuk Öztürk tarafından da dile getirilmişti.
Bu iddialar sonrası elaziginsesi.com haber sitesi olarak konuyu hukukçulara sorduk.
Elazığ Stratejik Araştırmalar Derneği Başkanı aynı zamanda Kentsel Dönüşüm Uzmanı Avukat Murat Erdoğan, Afet yasası gerek kentsel dönüşüm yasasında kanun önce mülkiyet sahiplerine binanın yıkılması için süre verilmesini, eğer hissedarlar mülkiyet sahipleri riskli binayı yıkmaz ise o zaman o yerin mülki amiri harekete geçer. Bunu yıkaması gerektiğini söyledi.
Av. Erdoğan, hukukçu olarak masrafların dışındaki gelirleri vatandaşın isteme hakkı olduğunu ifade ederek, bu vatandaşın mülkiyetinde olan bir şeydir. Kanunda açıkça masraflar dediğine göre buradaki ilgili kurum masrafların üzerinde herhangi bir şey almaması gerekir şeklinde değerlendirdiğini ifade etti.
Av.Erdoğan, bu konu ile ilgili bir dava örneği bulamadığını ama bir hukukçu olarak vatandaş kendi adına müracaat edilir. Benim buradaki yerim yıkıldı. Burada elde edilen gelir nedir? Masraflar nedir? İdareye kalan miktar nedir? Burada benim hakkım bu kadar. Benim hakkımın tarafıma iade edilmesi konusunda talepte bulunabileceğini söyledi. .
Elazığ Stratejik Araştırmalar Derneği Başkanı aynı zamanda Kentsel Dönüşüm Uzmanı Avukat Murat Erdoğan’ın sorularımıza verdiği yanıtla şöyle;
-İlimizde 24 Ocak depreminden sonra ağır hasar gören binaların yıkımlar konusunda iki farklı görüş var. Yıkımlardan elde edilecek gelirlerin hak sahiplerine verilmesi konusunda görüşlerini alabilir miyim?
Riskli yapılar iki sınıfa ayrılıyor. Bir tanesi deprem nedeniyle zarar görmüş ağır hasarlı binalar, bu şekildeki binaların yıkımı afet yasasına bağlı olarak 7269 sayılı kanununun 13. Maddesine göre yıkılır. Bu da şöyle hasarlı bina tespit edilir. Mülkiyet sahibine hasarlı bina bildirilir. Yıkılması için kendisine süre verilir. Acele işlerde üç gün diğer işlerde normal yapılan tebligat süresine göre süre verilir. Bu durumda hasarlı yapıyı mülkiyet sahibi yıkmaz ise o zaman ilgili kurum o yerin mülki idare amiri illerde vali, diğer yerlerde kaymakamlar kararı ile bu binalar yıkılır. Yıktırıldığı takdirde yıkım ve enkaz kaldırma masrafları binadan elde edilecek enkazın paraya çevrilmesi ile tahsil edilir. Afet yasası 7269 sayılı kanunun 13 maddesi değişik fıkrasında diyor ki masraflar buradan alınır.
Kamuoyunda tartışılan nokta şudur. Masrafların üzerindeki gelirler ne olacak. Kanun burada açıkça masrafların alınması gerektiğini söylüyor. Buradan gelir elde edilir demiyor. Bu durumda biz hukukçular yorum yapıyoruz.
Diyoruz ki masrafların dışındakiler kendisine gelir olarak kaydedilebilir mi? Bence vatandaş isteyebilir. Bu vatandaşın mülkiyetinde olan bir şeydir. Kanunda açıkça masraflar dediğine göre buradaki ilgili kurum masrafların üzerinde herhangi bir şey almaması gerekir diye yorumluyorum.
-Elazığdan sonra yaşanan İzmir depreminde ağır hasarlı binaların kurumlar tarafından değil de vatandaşlar tarafından yıkım firmaları ile anlaşarak yıktırıldığı görüldü. Ama; Elazığ’da kurumlar vatandaşlar bilgilendirilmedi ve yönlendirilmedi. Yıkımlar ihaleler yapılarak özel firmalara gelirler aktarıldı. Bu uygulamada kanunda açık bir hüküm var mı?
Gerek afet yasası gerek kentsel dönüşüm yasasında kanun diyor ki önce mülkiyet sahiplerine binanın yıkılması için süre verilir. Eğer hissedarlar mülkiyet sahipleri riskli binayı yıkmaz ise o zaman o yerin mülki amiri harekete geçer. Bunu yıkar diyor. Veya ilgili kurum bunu yıkar. İzmir’de söylediğiniz gibi vatandaşlar kendileri kurumlar müdahale etmeden vatandaşlar kendileri müracaat ettiler. Bu müracaatları sonunda hem valilik ve belediyeden kendilerine 30 günlük süreler verildi. O süre içerisinde yıkımla ilgili çalışmaları istendi. Burada vatandaşlar kendi binalarını yıkarak enkaz masraflarını kendileri karşıladı. Enkaz bedellerini kendileri aldılar. Kanunda buna yönelik açıklık var. Elazığ’da vatandaşlar bununla ilgili müracaat ederse kendi binalarını kendileri yıkabilirler. Kanun önce mülkiyet sahipleri bunu yapmalı, yapmadığı takdirde biz yapacağız. Öyle bir şartı var. Bunun yolu mümkündür. Vatandaşlar yıkılmayan binaları için başvuru yapabilirler.
-Yıkımlar ihaleler yoluyla yapıldı. Bu konuda vatandaşların bilgilendirilmesi konusunda gerekmez miydi?
Zaten bu konuda tebligatlar yapılıyor. Hem ağır hasarlı binalarla ilgili hem de riskli kentsel dönüşümle ilgili binalarda vatandaşlar tebligatlar yapılıyor. Süreler veriliyor. Gördüğüm kadar vatandaşlar uygulamayı yapmadıkları için bilgi sahibi değiller. İdare gelin yapmayın diye bir şeyi yok. Kendileri başvursaydı idare bu yolu açar. Başvurmadıkları veya vatandaşlar bu konuda uygulama ile ilgili bilgi sahibi olmadığından Elazığ’da bu yapılmadı. İzmir’de vatandaşlar gördüğümüz kadarı ile daha bilinçli hareket ettiler. Bu konuda müracaatları oldu. Kendileri de işlem yaptılar. Vatandaşlarımızın bu konuda hakları vardır. Dilerlerse müracaat ederler kendileri de yapabilirler.
-O zaman vatandaşların yıkımlar Belediye ve özel idare tarafından yapıldığında elde edilecek gelirlerde vatandaşların hak kayıpları söz konusu oluyor. Hak kaybına uğrayan bina sahipleri yıkım bedellerinin geri alınması konusunda hukuki süreç hakları varmı?
Bu konu ile ilgili bir dava örneği bulamadık. Bir hukukçu olarak soruyorsanız olabilir. Vatandaş adına müracaat edilir. Benim buradaki yerim yıkıldı. Burada elde edilen gelir nedir? Masraflar nedir? İdareye kalan miktar nedir? Burada benim hakkım bu kadar. Benim hakkımın tarafıma iade edilmesi konusunda talepte bulunabilinir. Ama idare nasıl bir cevap verir. O konuda bir bilgimiz yok. Bu konunun hukuki yolu bu şekilde başlayabilir. Bu konuda net kesin açılmış ve kazanılmış bir dava örneğine rastlamadık.
-Öyle ise vatandaşlar bilgi edindirme kanunu gereği bu konuda bilgi alma hakları ortaya söz konusu olabilir mi?
Tabii ki vatandaş bilgi edindirme kanunu gereği başvurabilir. Bireysel olarak mı başvurular yapılacaktır. Yıkımda binalar müşterek mülkiyete dönüştüğünden her bir bireyin kendi adına başvurması gerekir diye düşünüyorum.
KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
https://www.youtube.com/channel/UCBp7IrFjc8aeX GDe4LQuRcQ