Geçtiğimiz hafta Rize’de yaşanan Sel felaketinden sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rize’yi Afet Bölgesi ilan edilecek açıklamasından sonra gözleri 24 Ocak depremi yaşayan İlimize çevrilmesine neden oldu. O gün deprem sonrası Elazığ’da İş dünyası acil toplanarak Elazığ’ın da Afet Bölgesi ilan edilmesi çağrısında bulunmuştu. Ancak tüm bu çağrılara rağmen İlimize gelen Bakanlar ve bazı siyasiler talep edilen bu çağrıyı şiddetle kabul etmemiş Afet bölgesi ilan edilmesi teklifi kabul görmemişti. Rize’nin Afet bölgesi ilan edilmesi tartışmaları ve o dönem de yapılan açıklamaları yeniden gündeme getirdi. İşte o açıklamalar;
ETSO dillendirmişti
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Asilhan Arslan, öncülük ettiği afet bölgesi konusunda "Afet Bölgesi olma durumunun kanunlarda yeri var. Kanun yürürlükte. 1959 yılında alınmış ilk karar. 7 bin 269 yasa gereği. “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun” 15 Mayıs 1959 yılında çıkmış ana kanun bu. Ana kanun ile birlikte peş peşe yönetmeliklerle destekleyici alt kanunlar oluşmuş günümüze kadar. Herhangi bir şekilde afete maruz alınmış olan sınırlı bir alan var ise o sınırlar koordinatları ile tespit edilir ve o bölge afete maruz kalmış alan olarak belirlenir. Bize sağlanabilecek her türlü imtiyaz, kolaylık, teşvik, varsa hasarların giderilmesi gibi şeylerin, tüm destekler mecburen tabi afete maruz kalan yörelere ait kanuna göre verilebilir. Sen bunu ilan etmezsen bu destekleri sağlayamazsın. Bu kadar net. Eğer devlet kendi kaynaklarından bir şey aktaracaksa mecburen bu kanunun alt maddesi olarak yapacak. Bunu da çok rahat bir şekliyle Cumhurbaşkanlığının Kanun Hükmünde Kararnamesi ile yayınlayabilir. Elazığ kesinlikle Afet Bölgesi ilan edilmeli” ifadelerini kullanmıştı”demişti.
Siyaset ve Belediye Başkanı tepki göstermişti
ETSO Başkanı Arslan'ın bu açıklamaları, kentte büyük yankı uyandırmış Afet bölgesi talebi kamuoyunda kabul ve destek görmesine rağmen bazı siyasiler, açıklamalara karşı çıkarak böyle bir kanunun olmadığını ileri sürerek Elazığ’ın afet bölgesi ilan edilmesine karşı çıkmışlardı
AK Parti Milletvekili Metin Bulut süreç içinde yaptığı açıklamasında; İçişleri bakanımız Süleyman Soylu’nun talimatıyla depremin ikinci günü Elazığ merkez ve tüm ilçelerinde “Genel Hayata Etkililik” kararı alınmıştır. Böylelikle hemşerilerimizinde arzuladığı şekilde ilimiz afetle alakalı her türlü imkândan faydalanmaya başlamıştır
Belediye Başkanı Şerifoğulları ise o dönemde Belediye Meclisinde yapmış olduğu açıklamada bilgi kirliliği oluşturulduğunu belirterek “Afet Bölgesi diye bir tanımın olmadığını herkes çok iyi biliyor. Afete maruz olan bölge var. 7269 nolu kanun var. Birde bir genel hayata etkililik yasası var. İlk gün Elazığ zaten genel hayata etkililik alanı ilan edildi.” demişti
Gürsel Erol'un teklifi gündeme alınmamıştı
CHP Milletvekili Gürsel Erol ise TBMM sinde yaptığı teklifte “Afet bölgesi ilan edilmesi tek başına yeterli değildir. Afet bölgesinin altını destekleyecek buradaki vatandaşların beklentilerini ve mağduriyetlerini giderecek ek düzenlemeler yapılmalıdır” demişti. Teklif meclis gündeminde ret edilmişti Gündeme bile alınmadı.
KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
https://www.youtube.com/channel/UCBp7IrFjc8aeX GDe4LQuRcQ
ETSO dillendirmişti
Elazığ Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Asilhan Arslan, öncülük ettiği afet bölgesi konusunda "Afet Bölgesi olma durumunun kanunlarda yeri var. Kanun yürürlükte. 1959 yılında alınmış ilk karar. 7 bin 269 yasa gereği. “Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun” 15 Mayıs 1959 yılında çıkmış ana kanun bu. Ana kanun ile birlikte peş peşe yönetmeliklerle destekleyici alt kanunlar oluşmuş günümüze kadar. Herhangi bir şekilde afete maruz alınmış olan sınırlı bir alan var ise o sınırlar koordinatları ile tespit edilir ve o bölge afete maruz kalmış alan olarak belirlenir. Bize sağlanabilecek her türlü imtiyaz, kolaylık, teşvik, varsa hasarların giderilmesi gibi şeylerin, tüm destekler mecburen tabi afete maruz kalan yörelere ait kanuna göre verilebilir. Sen bunu ilan etmezsen bu destekleri sağlayamazsın. Bu kadar net. Eğer devlet kendi kaynaklarından bir şey aktaracaksa mecburen bu kanunun alt maddesi olarak yapacak. Bunu da çok rahat bir şekliyle Cumhurbaşkanlığının Kanun Hükmünde Kararnamesi ile yayınlayabilir. Elazığ kesinlikle Afet Bölgesi ilan edilmeli” ifadelerini kullanmıştı”demişti.
Siyaset ve Belediye Başkanı tepki göstermişti
ETSO Başkanı Arslan'ın bu açıklamaları, kentte büyük yankı uyandırmış Afet bölgesi talebi kamuoyunda kabul ve destek görmesine rağmen bazı siyasiler, açıklamalara karşı çıkarak böyle bir kanunun olmadığını ileri sürerek Elazığ’ın afet bölgesi ilan edilmesine karşı çıkmışlardı
AK Parti Milletvekili Metin Bulut süreç içinde yaptığı açıklamasında; İçişleri bakanımız Süleyman Soylu’nun talimatıyla depremin ikinci günü Elazığ merkez ve tüm ilçelerinde “Genel Hayata Etkililik” kararı alınmıştır. Böylelikle hemşerilerimizinde arzuladığı şekilde ilimiz afetle alakalı her türlü imkândan faydalanmaya başlamıştır
Belediye Başkanı Şerifoğulları ise o dönemde Belediye Meclisinde yapmış olduğu açıklamada bilgi kirliliği oluşturulduğunu belirterek “Afet Bölgesi diye bir tanımın olmadığını herkes çok iyi biliyor. Afete maruz olan bölge var. 7269 nolu kanun var. Birde bir genel hayata etkililik yasası var. İlk gün Elazığ zaten genel hayata etkililik alanı ilan edildi.” demişti
Gürsel Erol'un teklifi gündeme alınmamıştı
CHP Milletvekili Gürsel Erol ise TBMM sinde yaptığı teklifte “Afet bölgesi ilan edilmesi tek başına yeterli değildir. Afet bölgesinin altını destekleyecek buradaki vatandaşların beklentilerini ve mağduriyetlerini giderecek ek düzenlemeler yapılmalıdır” demişti. Teklif meclis gündeminde ret edilmişti Gündeme bile alınmadı.
KANALIMIZA ABONE OLMAYI UNUTMAYIN...
https://www.youtube.com/channel/UCBp7IrFjc8aeX GDe4LQuRcQ