Elazığ Belediyesinin gerçekleştirmiş olduğu Kent Konseyi seçimlerinin şaibeli olduğu ve seçimeler hile katıldığı yönünde kamuoyunda gündeme gelen haberler mahkeme tarafından tescil edilmiş oldu.
3 Mayıs 2024 tarihinden yapılan ilk kent konseyi seçimlerinin Kanun ve yönetmeliklere uygun yapılmadığı ELSAD Başkanı Av. Murat Erdoğan tarafından iptal davası açılmıştı. Mahkeme aylar sonra kararını verdi. Ve ilk kent konseyi seçimlerinin usulsüz olduğunu açıkladı.
Kararla ilgili olarak basın açıklaması yapan ELSAD Başkanı Murat Erdoğan şöyle konuştu; Elazığ Kent Konseyi Başkanlık seçiminde başkanlığa aday olmuştum. Ancak yapılan seçimin hukuka aykırı olduğu, mevzuatta belirtilen başkanlık seçimi nisabına uyulmadığı, seçime katılan kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin valilik tarafından belirlenmesi gerekirken yetkisiz olan belediye tarafından belirlendiğini, mahalle muhtarlarının kendi aralarından temsilci belirleyerek seçime katılması gerekirken mahalle muhtarlarının tamamının oy kullandığını, tüm siyasi parti temsilcilerinin genel kurula davet
edilmediğini, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, noterlerin ve ilgili vakıf ve dernek temsilcilerinin genel kurula çağrılmasının gerekli olmasına rağmen çok sayıda temsilcinin çağrılmadığını, ilgili yönetmeliğe göre önceden duyuru yapılmasına gerekmesine rağmen duyuru yapılmadığını, genel kurulda oy kullanan kişilerin kimlik denetimlerinin yapılmadığını ve genel kurulda yetkisiz kişilerin oy kullandığını bu şekilde hile ve desiselerle seçimin yapıldığını ileri sürülerek yapılan başkanlık seçiminin iptali yargıya başvurmuştum.
Bu iddialarım karşı ;Elazığ 2. İdare Mahkemesi yaptığı yargılama sonucunda karar vermiştir. Bu karar ile kentin hak ve hukukunun korunması, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinden yönetim ilkelerinin ihlal edilmemesi gerektiğini ortaya çıkarmıştır.
Kanunda ve gerekse Yönetmelikte belediye yönetimlerinin demokratik, katılımcı ve saydam bir yapıya kavuşturularak belediye yönetimi ile belde halkı arasında güven duygusunun oluşmasının gerekliliğini , bu yapılırken Kent konseyinin olabildiğince geniş katılımlı olarak kurgulanması ,Kent konseyi
üyeliğinden çıkarılma veya üyelerin oy kullanmalarının engellenmesine ilişkin herhangi kısıtlayıcı bir düzenleme bulunmaması bu kapsamda Genel Kurul'un oluşumunda mevzuatla belirlenen sosyal paydaşların en yüksek oranda katılımının sağlanması gerektiğini bir kez daha tüm taraflara hatırlatmıştır.
Tüm bu ilkelerin ışığı altında iddialarımızın gerçek olduğunu 5393 sayılı belediyeler Kanunun “Kent Konseyi” başlıklı 76 maddesine dayanılarak 26313 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Kent Konseyi yönetmeliğinin 1 maddesi, 2 maddesi, 8 maddesi, 11 maddesi, 11/A maddesi ve 13 maddesine göre seçimlerin usulüne göre yapılmadığına, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığını gerekçelendirerek Dava konusu işlemin iptaline, , 18/12/2024 tarihinde oybirliğiyle karar vermiştir. İdari yargılamada kararın uygulanması için kararın kesinleşmesi gerekmemektedir. Kararın tebliği üzerine idarece karara uygun şekilde hukuka uygun biçimde yeni bir işlem tesis edilmesi gerekmektedir
Böylece Aylardır kamuoyunun gündeminde yer alan bu konuda haklılığımız yargı kararıyla tescil etmiştir. Umarız bundan sonra yapılacak ilimizde yapılacak tüm seçimler kanun ve yönetmeliklere uygun şeffaf ,denetlenebilir herhangi bir hile ve desiseye uğramadan adil eşit ve hukuka aykırılık olmadan gerçekleşir. Bu işlerin bu noktaya gelmesinde etkisi olan herkesin kendince ders almasını ümit ediyoruz
KARARIN DURDURULMASI GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR
Belediye bu konuda gerekli yasal işlemleri ve düzenlemeleri yapmak zorunda olduğunu vurgulayan Erdoğan; Karara itiraz kararın durdurulması gibi bir durum yoktur. Mutlaka yerine getirilmesi gereken bir karar. Bizim amacımız bu yanlışlığı, hukuka aykırılığı, bu hileli işlemlerin varlığını hukuk önünde ispat etmekti. Davamız neticelendi. Haklılığımız ortaya çıktı. Umuyorum ki; bundan sonra bu işi yapacak olan kişiler hukuka uygun, adil, denetlenebilir, saydam, katılımcıların yüksek olduğu, her kesimin temsil edildiği seçim bundan sonra yapılır. Bu şekilde de bu işler düzeltilmiş olur.
Kent konseyi seçimlerinde Mayıs ve Temmuz ayında açılan iki ayrı dava söz konusu. İptal davasının ikinci davayı etkileyip etkilemediği sorusuna ise Erdoğan, mahkeme kararında da bu hususta bilgilendirme var. Seçime girdiğim kent konseyi seçimlerinde yapılan seçim hukuka aykırı. Bu iptal edildi. İptal edilen hukuka aykırı bir yönetimin ikinci kararı da geçersizdir. Yeni bir karar alamaz. Aldığı kararda geçersizdir.
İkinci olarak ta kent konseyi seçimleri olağanüstü şekilde karar alınarak yapılamaz. Bu da hukuka aykırıdır. Ortada olmayan bir yönetimin aldığı bir karar hukuka aykırıdır. Karar geçersizdir. Hilelidir. Böyle bir karar alma yetkileri de yok. Dolayısıyla mahkeme ikinci şeyi tamamen yok saymıştır. Bu konuda çok yakında bir karar çıkacaktır. Yok ikincisi var. Biz bekleyelim gibi hukuki olmaya işlere tevessül etmesinler. Bu arkadaşlar sağda solda fasso fissodur, bunlar gerçek değildir gibi laflar ediyorlardı. Bu mahkeme bunun faşsa fisso olmadığını bunların çok ciddi olduğunu göstermiş oldu. Kamuoyunu böyle şeylerle meşgul etmesinler. Ederlerse de yine o konudaki karar çıkar. Bundan da gerekli dersi fazlası ile almış olurlar.
KARARA DİRENİRLERSE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ
Erdoğan; Bu davanın bir idari üst mahkeme safhası var. Bu süreç içerisinde yönetim göreve devam ederse bunun hukuki yaptırımı ne olur sorusuna ise; İdari mahkemeler yargı mahkemeleri gibi değildir. Burada kararın kesinleşmesine gerek yoktur. Bu kararın istinafa gönderilmesi ile karar durmaz. İdare mahkemesi kararı belediyeye tebliğ eder. Belediye bu kararı uygulamak zorundadır. Aksi halde yargı kararlarını uygulamaması nedeniyle suç işlemiş olur. Zaten yasada diyor ki; karar eline geçer geçmez. Önceki hukuki işlemi iptal edip yeni işlemi tesis etmesi gerekir.