Yirmi yıllık bir iktidarın bir şehirde önem arz eden konularda iki kez kendini savunmaya çalışması pek nadir görünen hadisedir.
Vatandaşın büyük destek verdiği bir iktidar partisinin şehrin, vatandaşın yaşamsal ve ekonomik şartlarını etkileyen iki konuda yetersiz kalması da bu şehirde ender yaşanan hadisedir.
Bir yerlere yamanarak memleket derdinden öte kendi menfaatleri için beklentileri olanların gerçekleri görmesi tabii ki beklenemez.
Bu anlayış değil midir ki; “Doğunun Paris’i” olarak övündüğümüz kadim şehri; şimdi çevre illerimizle gerisine düşüren…
…..
Nedir… Ak Partiyi iki kez tökezlettiren hadiseler.
Birincisi deprem sonrası yaşananlar.
Bu şehrin insanlarının bir yaşam kültürü vardı. Doğu insanın yaşamlarında ve barınmalarında geniş aile kültürü, yaşam biçimi, yaşanan depremle adeta alt üst edildi.
Özellikle şehrin en eski yerleşim alanlarında barınan ve yaşayan insanlar en çok mağdur edilen kesimler oldu.
Dar alanlara hapis edilerek oluşturulan bu tarz yaşam biçiminin Elazığ’a uygun olmadığını dile getiren Ak Partili mensupları bile sen muhalefet ağzı ile konuşuyorsun mantığı…
Bu gün Ak Partinin kendisini savunmayacağı bir duruma düşürmüştür.
İki yılı geçen üçüncü yıla girerken hala yaşanan birçok aksaklığı tamir etmeye çalışan Ak Parti iktidarı genel seçimler öncesi öyle hummalı bir çalışma içerisine girmiş ki, İlimizi ziyaret edecek Bakan’dan fırça yememek için hummalı bir çalışma içerisinde…
…..
İkincisi ise 21 Nisan tarihinde yapılacak olan Maden rezerv ihalesi….
İktidar vekillerinin bu kadar biri birleri ile çelişen açıklamalar yaptığı ve ifadelerinin toplumda karşılığı olmadığı bir durumu yaşamadık.
Toplumun ve iş dünyasının bir beklentisi vardı.
Neydi… Önce ihalenin eşit şartlarda rekabete açılması…
İhale şartnamesinde adrese teslim maddelerinin esnetilmesi…
İkincisi de ihaleyi kim alırsa alsın…
İzabe tesisinin bu şehirde kurulmasının sağlamak.
Çok büyük bir talep miydi…. Hayır.
Çünkü; Bu şehirde Maden Bakır işletmeleri yapılırken İzabe tesisini gerçekleştirmiş, o dönem de Maden ilçesine ekonomik bir desteği yaşamış tecrübeye sahip bir şehir.
Buna rağmen iktidar mensuplarının İzabe tesisinin şehrin ekonomisi için önem arz ettiği neden kabullenmek istenmediği anlaşılmış değil.
İhale sürecinde gelinen sona bakıldığında maalesef beklentiler gerçekleştirilemediğini gibi kendi kendileri ile çelişen açıklamalarını yine kendileri aklanmak için savunmaya çalıştıklarını görmekteyiz.
….
Ne yapılıyor, Peki…
Yine her zamanki gibi zorda kalındığında aba altında sopa gösterilen duruş.
Geçtiğimiz günlerde Ak Parti tarafından yapılan açıklama bunu gösteriyor.
Kendini anlatamamanın verdiği mahcubiyetin iktidar gücü ile toplumu ve farklı düşünenleri sindirme politikası.
20 yıl önce toplumun 3 Y ile büyük desteğini alan Ak Parti’nin kan kaybetmesini sağlayan etkenlerin başında yetersiz ve mahcubiyetlerin getirdiği durumu iktidarın gücü ile toplumu, farklı düşünenleri sindirme politikası kan kaybetmesini sağlamadı mı?
Bunları bile bile görmezden gelip hala aynı mantığı devam ettirmenin ne anlamı var.
Gördüğüm… Bu anlayış Ak Parti’nin iki kez tökezlemesine vesile olmuştur.
Böyle devam ederse Ak Partinin üçüncü kez tökezlemesi kaçınılmaz olacaktır.