Anayasamızın 73. maddesi, kamu giderlerini karşılamak üzere herkes mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Hükmüne rağmen uygulamada durum böyle midir? Ülkenin toplam vergi gelirlerinin 4’te 3’ü, maaşlı çalışan emekçiden alınıyor, Türkiye’de, fakire zengin, zengine fakir muamelesi yapan bu vergi sistemi artık değişmek zorundadır.
Çok kazanandan çok; az kazanandan az vergi alınması için TBMM’nin harekete geçmesi talebini ileten ve bu ülkenin vergi yükünü çeken işçiler, emekçiler ve üretenlerin aileleriyle birlikte insani koşullarda rahat ve huzurlu bir ortamda yaşamak için düzenledikleri kampanya ile mevcut siyasilerden talepleri: - Asgari ücret vergiden muaf tutulmalıdır.
- Asgari ücrete kadar ki gelirler vergiden muaf tutulmalı, yoksulluk sınırındaki gelirler en alt vergi diliminden vergilendirilmeli, en alt vergi dilimindeki vergi oranı %10’a indirilmelidir.
- Artan oranlı, kalıcı bir servet vergisi sistemi uygulanmalı, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmalıdır.
- Temel tüketim harcamaları ve hizmet alımları üzerinden alınan dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.
Başlıkları ile belirtmişlerdir. Bu taleplerinin haklılığını vergilendirmedeki adaletsizliği bazı tesbitlerle açıklamışlardır. Bu tesbitler ise;- Zorunlu alışverişlerden alınan dolaylı vergilerin, 2020 yılı bütçesinin %62.9’unu oluşturmaktadır. Bu durum Temel sorunlardan biridir. Gelişmiş ülkelerde, alışverişten alınan vergi değil, kişilerin gelirlerine göre adaletli şekilde alınan vergilerin oranı daha fazladır. Türkiye’de ise alışverişlerden alınan verginin büyük pay oluşturması, zenginle fakir arasındaki uçurumu giderek artırmaktadır.
- Temel tüketim alışverişinde ekmek, süt, pirinç, yakıt alırken, ev kirası öderken maaşlı çalışanlar, asgari ücretli ve şirket sahipleri aynı oranda vergi ödemektedir. Ancak şirketler, tüm tüketim harcamalarını şirket masrafı olarak gider gösterip yıl sonunda ödeyeceği vergiden düşerken, maaşlı çalışanlar ve emekçilerin böyle bir şansı yok ve aldığı vergi iadesi, verdiği vergiyi kesinlikle karşılamıyor.
- Adaletsizlik, vergi toplanırken başlıyor, vergiden pay alırken de artarak devam ediyor. 2020 yılında, şirketlerin ödediği kurumlar vergisinin sadece %76.3’ü tahsil edilebilmiştir.
Ülkenin 2020 yılındaki toplam 158.8 milyarlık gelir vergisinin 85 milyar lirası ise, daha maaşını görmeden vergisini ödeyen işçi, emekçinin bordrosundan kesilmiştir.
Uygulamadaki artan oranlı vergi sistemi ile vergi toplanırken az kazanandan çok; çok kazanandan ise az vergi alınma esas alınmaktadır. Bu nedenle; Asgari ücret alan bir işçi;- 2016 yılında Ekim ayından itibaren
- 2017 yılında Eylül ayından itibaren
- 2021 yılında ise Ağustos ayı ile birlikte bir üst vergi diliminden vergilendirilmiştir.
|