Osmanlı padişahları spor faaliyetlerine büyük önem vermiş, hatta birçoğu kendilerini son derece geliştirmişlerdi.
Şehzade, Padişah olduğu takdirde, yine sporla ilgilisini kesmezdi. “Adet-i Kadime” den olduğu için “Biniş-i Saltanat” larda, Enderun’daki idmancıların sergiledikleri türlü yarış ve gösterileri izler ve başarılı olanları ödüllendirirdi.
Orhan Gazi (d. 1288-ö.1362), özellikle gürz kaldırmada çok başarılıydı.
I. Murad (d. 1326-ö.1389), I. Bayezıd (d. 1354-ö.1403), Fatih Sultan Mehmet (d. 1432-ö. 1481), Yavuz Sultan Selim (d. 1470-ö. 1520), Kanuni Sultan Süleyman (d. 1494-ö.1566) gibi padişahlar dönemin şartlarından dolayı at üstünden inmezlerdi. Dolayısıyla atçılığa büyük önem vermişler ve saray ahırlarında dünyanın en nadide atlarını yetiştirmişlerdi.
Sultan I. Murad ve I. Beyazıd’ın çok iyi düzeyde av örgütlerinin olduğu bilinmektedir. Genelde Kağıthane, İstranca, Üsküdar ve Sarıyer’de avlanırlardı.
I. Mehmed (d. 1389-ö. 1421), Kanuni Sultan Süleyman, Sultan Genç Osman (d. 1604-ö.1622), IV. Murad (d. 1612-ö. 1640), III. Selim, II. Mahmud (d. 1785-ö. 1839) ve Sultan Abdülaziz (d. 1830-ö.1876) “Pehlivan Padişahlar” olarak tanınmaktadır.
Osmanlı şehzadelerinden, vücudu daha güçlü olanlar ok atma, ata binme, cirit oynama ve kılıç kullanma gibi sporlarla daha fazla ilgilenmişlerdi. Bunlar arasında en bilineni II. Bayezid (d. 1447-ö.1512)’dı. Kendi dönemi içerisinde çektiği yayı, kimsenin çekemediği çeşitli kaynaklarda ifade edilmektedir.
III. Mehmed (d. 1566-ö. 1603)’in tüfekle hedef vurup, adına kitabe yazılı taş dikilen ilk padişahtı.
Gürz kaldırmada başarılı olmuş ve adına taş dikilmiş ilk ve son padişah ise Sultan I. Ahmed (d. 1590-ö. 1617)’di.
IV. Murad’ın çok kuvvetli olduğu çeşitli olayları yansıtan belgelerde yer almaktadır. Tarihte “Acı kuvvet” olarak geçen IV. Murad, Bağdat seferine giderken Konya Ovası’nda askerlerine öncülük etmek amacıyla gürz kaldırmanın yanı sıra çeşitli gösteriler yaptığına yönelik bilgiler Bağdat Seferi’ni anlatan eserlerde yer almaktadır. 150 kiloya yakın gürzleri tek hareketle kaldırdığı ve attığı belirtilir.
IV. Murad ok, mızrak, cirit gibi savaş ve idman araçlarıyla bir atışta birkaç kalkan deler, tek kılıç vuruşuyla, bir katırı ikiye böldüğü belirtilir. Yıldız Menzili’nde 1070 metreye ok atıp adına menzil taşı dikilmişti. Şair Nefi’de padişahın ok atmadaki maharetini, “Kaside-i Rahşiyye’sinde” uzun uzun övmektedir.
IV. Murad’ın çok iyi matrak oyuncusu olduğu da bilinir. Evliya Çelebi (d. 1611-ö.1685) Seyahatnamesi’nde, Sultan’ın bu oyunu çok iyi oynadığını ve matrakta, 160 oyundan 70’ini başarıyla tamamladığını belirtmektedir. Seyahatname’sinde, padişahın güreşe ilgisinden de bahsetmektedir.
Sultan IV. Murad, “labut” ve “hışt” atmada da çok başarılıydı. 1636 yılında bir gün Topkapı Sarayı’nda attığı labut, Şimşirlik’i aşarak 86.5 m ileriye düşmüştü. Düştüğü yere dikilen kitabesi halen Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenmektedir.
Topkapı Saray Müzesi’nde kayıtlı büyük mermer kürenin IV. Murad için ayrı bir önemi vardır. Üzerindeki dört mısradan oluşan tarihi kitabeden anlaşılacağı üzere, Sultan’ın 102 kilo gelen bu taşı serçe parmağıyla kaldırdığı yazılıdır.
IV. Murad’a Hindistan İmparatoru Timuroğlu Şah Cihan’ın hediye olarak gönderdiği “ok işlemez, kılıç kar eylemez” diye sunduğu fil kulağından yapılma ve gergedan derisiyle kaplı son derece kavi bir kalkanı, Sultan’ın herkesin gözü önünde bir tek ok atışıyla nasıl deldiğini ünlü tarihçi Naima eserinde kapsamlı bir şekilde anlatmaktadır.
IV. Murad’ın, Topkapı sarayındaki demir-gümüş alaşımı kalın bir kapıyı yine bir ok atışıyla deldiği, yine delmiş olduğu on iki zırhı bir gözdağı olmak üzere Bağdat kalesinin kapısı üzerine astırdığı eski tarihi kaynaklarda belirtilmektedir.
IV. Murad onuruna kural ve yöntemleriyle düzenlenen avlanmalarda vardı. Bir keresinde 5-6 bin kişilik avcı ve 30-40 bin kişiyi bulan av düzenlemesiyle, Osmanlı tarihinin en büyük sürgün avlanmasını gerçekleştirmişti. Bu avlanma sırasında Sultan’ın başarıları, “Rüstem Paşa Tarihi’nde” ayrıntılı olarak yer almaktadır.
IV. Murad’ın bilek güreşine de ilgi duyduğu ifade edilmektedir. Sarayda, yönetimin üst düzey yöneticileri ve saray pehlivanlarıyla bilek güreşi yaptıkları çeşitli kaynaklarda belirtilmektedir.
Görüşmek üzere…..