Türkiye basketbol federasyonu Kadınlar basketbol liginde mücadele eden iki tane takımımız var. Birisi süper lig görmüş Avrupa maçlarında çeyrek finale kadar yükselmiş Elazığ İl Özel İdaresi bayan basketbol takımı bir diğeri ise geçen yıl ilk defa mücadele ettiği alt ligde büyük başarı göstererek şampiyon olup bu lige çıkan Elazığ basketbol kulübü.
Dönüp baktığımızda tesis ve imkân bakımında arada dağlar kadar farkın olduğu bir durumu rahatlıkla görebiliriz. Birisi kurum takımı, her türlü imkâna sahip, sporcu ve transfer sıkıntısı çekmeyen fakat kulüp yöneticilerinin vurdumduymaz ya da bu işi benimsememelerinden dolayı beklenen başarıdan uzaklaşan bir yapı. Bir diğer anlatımla İl özel idare genel sekreterinin iyi niyeti ile kulübün basketbol yapısını takımın hocasına emanet etmesi ile hovardaca yapılan transferler ve kulübün borcuna eklenen borçlar. Alınan sporcuların sakat çıkmasıyla gönderilip yerine yenisinin gelmesinden tutunda, takımı baştan sona yenileyecek bir düşünceyle yapılan tutmadı başkasını alalım olmazsa bir başkasına kucak açalım varsayımıyla işleyen bir mantık.
Sezon başında Federasyon kupası maçlarında başarılı olup kıl payı kupayı kaçıran daha sonrasında başlayan sezonun ilk maçlarında ağılığı ve mücadele gücüyle ben bu işte iddialıyım diyebilen bir takıma ne oldu da vasatın altına inmeyi başarabildi.
Soruyoruz kendimizce hata üstüne hatamı yapılıyor acaba, yoksa işi bilen yöneticilerin çomak hesaplarımı başladı ya da takım hocasına sunulan altın tepsideki imkânlar gevşemelere mi neden oldu? Tabii tüm bunların cevabı kulübü yönetenlerde saklı diyebiliyoruz ancak. Bizim derdimiz Elazığ adına mücadele eden bu kurumun son zamanlarda akıl almaz transferleri ile hedef olarak belirledikleri süper lig hayali neden bu kadar ters düştü.
Ligin ilk yarısında başarılı giden bir takım ne oldu da bir anda başarısızlığa büründü. Elazığ basketbol maçında, önceki maçlara oranla gününde olmayan takımın sayı rekortmeni Amerikalı sporcunun tekrar motive edilip kazanılması gerekirken neden takım hocasının o maçtaki agresif hareketleri dikkate alınmadan ceza bu sporcuya kesilerek takımdan gönderildi?
Tekrar etmekte fayda gördüğümü belirtmek isterim ki bu takımın yeri kesinlikle süper lig ve Avrupa’dır. Lig yeni başlıyor diyerek hep birlikte tekrar başarılı günlere geri dönülmenin hesapları yapılmalıdır. Plansız, programsız, projesiz yapılar elbette günü gelir çatlamaya başlar, patlamaya devam ederler.
Elazığ basketbol kulübüne gelince, üç beş tane bu işe gönül vermiş arkadaşların Elazığ adına hizmet aşkıyla çıktıkları yolda gösterdiği başarıyı alkışlamamak ayıp olur diyorum. Zor şartlar altında mücadele ettikleri bu ligde inancım odur ki birkaç tane nokta transfer yapabilme imkânları olabilseydi eğer bu ligi kasıp kavururlardı. Elazığspor’a sunulan tahta hesaplarının binde bir salon sporlarına ve özellikle bu insanlara sağlanmış olsaydı sanayisi, üretimi, tarımı olmayan bu şehre yeni bir bacasız sanayi kazandırılabilirdi.
Bizden söylemesi…