Üstad Uğur Işılak ne güzel demiş;
“Şaşarsa istikamet
Eksik olmaz alamet
Yaklaşıyor kıyamet
Mevzu yeni başlıyor.”
Gerçekten de mevzu yeni başlıyor.
Bugüne kadar saltanatın konforuyla ahkam kesenler için.
Kafalarına göre racon belirleyenler için.
Hem yiyip hem yedirenler için mevzu gerçekten yeni başlıyor.
Yok öyle bol kepçe dağıtmak.
Yok öyle garibin göz yaşı üzerine saltanat kurmak.
Yok öyle mazlumların ahı ile keyif sürmek.
Yok öyle gönülleri kırıp gönüllere girdik türküsü söylemek
“Hiçbir şey eksisi gibi olmayacak’ sözünün farklı bir jargonla söylemi aslında “Mevzu Yeni Başlıyor.”
Bu güzel şehir, bu aziz şehir çok çekti, bu toprağı kutsal bilmeden kendini nimet sananlardan.
Şehri yıkıp yok ettikleri yetmedi.
Ötekileştirdiler yıllarca insanları.
Yok saydılar, hesaba bile katmadılar.
Küçük mahalle tahakkümüne mahkum ettiler çeşmelerinden kardeşlik akan bu güzel şehri.
Herkesin bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı var ya.
Kaderlerinde yok saydıklarına bugünlerde muhtaç olmak varmış.
Bugüne kadar hesaba katmadıklarını ciddiye almak zorunda kalmakta.
Sonuç ne olur, nasıl olur şimdiden bilmek elbette zor.
Bekleyip göreceğiz.
Yok sayılanlar, hesaba katılmayanlar neler yapacak izleyeceğiz.
Ben sürece bakarım.
Yaşananları izler ve yazarım.
Yazdıklarımla da tarihe not düşerim.
Bugün de yarın da onlarca yıl sonra da okunsun diye.
Nasıl geçmişte yazdıklarım bugün arşiv ise bunlar da olacak.
Diyebilirsiniz tek sen mi yazıyorsun.
Evet.
Bir tek ben yazıyorum.
Bunu da övünmek için değil üzülerek söylüyorum.
Yazıyorsun da ne oluyor da diyeceksiniz biliyorum.
Kocaman ateşe su taşıyan karınca misaliyim.
Ateşi söndürebilecek gücüm yok belki.
Ama Allah için safımda, yönümde, tarafımda belli.
Atıyoruz denize.Balık bilmiyorsa halik biliyor ya diyerek.
“Allah, mühlet verir ama ihmal etmez” ayeti benim inanç kaynağım.
Beklenen günler elbet gelecek.
Menfaatte birleşenler taksimatta ayrılacaklar.
Ama bir kaç ay sonra ama birkaç yıl sonra.
O günler gelene kadar kendimize yakışanı yapacağız elbette.
O günler geldiğinde ne mi yapacağız?
Sazımızı duvara asacağız.
Bir deniz kenarına gideceğiz.
Ve motorumuzu maviliklere süreceğiz.
Şimdilik Kalın Sağlıcakla.
