Parlamenter sistemden tek adam yönetimine geçişin temelinde; CIA eski Türkiye şefinin 2006’da Beyaz Saray’a sunduğu Türkiye raporunda, “Eğer ABD’nin çıkarı Türkiye’de bir federal devlet kurulmasıysa, mutlaka ve öncelikle yargıyı, orduyu, meclisi ve hükümeti tek elde toplayan başkanlık rejimine geçilmelidir. Bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıyı ikna etmekten çok daha kolay olacaktır” anlaşması var. Sonuç 16.Nisan.2017 referandumu ile kabul edilen ve 9.Temmuz.2018 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan tek adam rejimine geçildi. CIA projesi olan bu sistemde Erdoğan’a; “Eyalet kurma, savaş yapma ve bütçe yapma yetkileri var.” Referandum da mühürsüz 2.5 milyon oyun geçerli kabul edilmesine ana muhalefet partisi CHP’nin sessiz kalması, BOP projesinin gizli eş başkanının ana muhalefet CHP mi sorusunu akla getiriyor. Oldukça manidar değil mi? Buna neden değindim derseniz;
Erdoğan “BOP projesinin eş başkanıyım” diyerek bunu kendisine verilmiş görev olarak kabul etiğinden, ABD’nin bu projesi gereği ne yazık ki ülkemiz ABD çıkarlarına alet ediliyor. Bugün gelinen noktada BOP projesi gereği; Irak'ın üçe bölünmesi, Gazze'de taş üstünde taş bırakmayan saldırılar, Lübnan, Suriye ve Filistin’e yapılan saldırılar, İran ile karşılıklı balistik füze atmak suretiyle çatışmalar devam etmektedir. Bu olayların varlığında eş Başkan Erdoğan’ın bir sorumluluğu yok mu? Gizli eş başkan Özel’in bir sorumluluğu yok mu?
1.Ekim.2024 günü, TBMM’nin üçüncü yasama yılının açılış konuşmasında Erdoğan, İsrail'in Lübnan'da başlattığı kara harekatına değinerek, "Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır" dedi. Şaşkınlık ve hayretle dinledim. Neden mi? çünkü; bu ifadenin BOP eş Başkanı Erdoğan tarafından yapılması. Sayın Erdoğan BOP projesinin amacı zaten bu değil mi?
BOP projesinin asıl amacının “bölgeyi İsrail ve ABD çıkarlarına uygun hale getirmek, stratejik enerji kaynaklarının ulusal çıkarlar doğrultusunda kontrolü ve mevcut sınırların değiştirilmesi” olduğu bilinmektedir. Rise; projeyi dünya kamuoyuna Türkiye’nin de içinde yer aldığı "Fas'tan Çin sınırına kadar 22 ülkenin siyasi ve ekonomik coğrafyasının değiştirilmesi" olarak tanıtmıştır. Ayrıca BOP Projesi; Ortadoğu’nun siyasal, sosyal, yönetim, sınır ve ekonomik coğrafyasını değiştirmeyi ve dönüştürmeyi öngördüğü ABD'li yetkililer tarafından defalarca ifade edildiği gerçeği ortadadır. Gerçek BOP bu. Gerisi sadece algı.
Görüldüğü gibi, şüpheye yer bırakmayacak biçimde AKP, Amerikan projesi olarak iktidar koltuğuna oturtuldu ve 22 yıldan bu yana tümüyle kendilerine verilen görevler yaptırıldı. Bunun için milleti, din, mezhep ve ırk temelinde ayrıştırıp birbirlerine düşmanlaştırarak sosyal yapıyı bozdular. Şimdi de sıra fiziki coğrafya açısından ülkenin parçalamasına geldi. BOP projesi eş başkanı Erdoğan bu konuda taşları döşüyor. İsrail için yeni hedef Türkiye ifadesi ile anlatılmak istenen ne, mutlaka sorgulanmalıdır. Çünkü; Proje gereği önce ülkemizin eyaletlere bölünmesi sonra da sınırlarımızın değiştirilmesi denenecektir. Ancak;
DOĞRU PARTİ temsilcileri olarak, İsrail dahil tüm BOP savunucuları biliniz ki, geçmişte de ülkemizi aralarında paylaşma arzuları besleyen ülkeler, bu arzuların bedelini canlarıyla ödediler. Geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecektede, TÜRK milleti kendisine biçilmek istenen kefeni, eninde sonunda kefen biçmeye çalışan hainlere giydirecektir.
DOĞRU PARTİ ülkemizin bütünlüğü, milli birlik ve beraberliğinin temeli olan Atatürk ilke ve devrimleri öncülüğünde tüm bu hainleri, halkımızla birlikte yerle yeksan edecektir. Bunun için egemen güçler ve yerli işbirlikçilerinin BOP projesi kapsamlı politikaları karşısında güvenlik, ekonomik ve de kurucu değerlere sımsıkı sarılarak aşacak güce ve inanca sahip olan milletimize güveniyoruz. İsrail için hedef Türkiye olacakmış…Buyursunlar !