Birçok ülkede öğretmen eğitimiyle ilgili yeni yapılandırma çabaları var. Her ülkede olduğu gibi, ülkemizde de öğretmen eğitiminin iyi analiz edilmesi ve dersler çıkarılması gereken bir tarihi olup değişen ve gelişen bu süreçlerle birlikte ele alınması gerekiyor.
Son elli yılda öğretmen okullarından eğitim enstitülerine geçiş, enstitülerden üniversiteye geçiş sürecinde öğretmen eğitimi önemli sancılar yaşadı. İzlenen politikalar, kurumlar üzerinde siyasi etkiler, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler ve fakülteler arasındaki iletişim problemleri, gerçekçi olmayan program uygulamaları maalesef öğretmen eğitiminin niteliğini de etkiledi.
Son yıllarda, öğretmen yetiştirmedeki yeni programlarda çok sayıda ayrıştırılmış bilgi alanları kabul görmüş durumda. Maalesef öğretmen eğitiminde disiplinlerarası ve uygulama odaklı yaklaşım göz ardı edilmiş gözüküyor. Böylece uygulama boyutunda öğretmen adaylarının önemli eksikliklerle mezun edildiği bir duruma dönüştü.
İyi bir öğretmen eğitiminde erken okul deneyiminin önemini özellikle vurgulamak gerekir. Öğretmen adaylarının eğitim kurumlarını tanıması, mesleğe hazırlanması ve eğitim sistemini daha iyi kavrayabilmesi için okul deneyimi çok büyük bir önem arz etmektedir. Bilgiyi farklı ortamlarda uygun bir biçimde uygulamaya koymak, farklı öğrencilerin ihtiyaçlarına göre dersi yeniden biçimlendirmek gibi uygulamayla gelişmesi gereken beceriler nitelikli bir öğretmen adayının olmazsa olmazları arasındadır. Çünkü, birçok gelişmiş ülkede ilk dönemlerdeki okul gözlemleri programın ayrılmaz bir parçasını oluşturmaktadır. Erken dönemde okul deneyimi dersiyle ilk yıl yapılan okul gözlemi daha sonraki dönemlerde alacakları meslek ve alan eğitimi bilgisi derslerine de altyapı oluşturmaktadır.
Dünyadaki genel yapı öğretmenlik eğitimi süresinin arttığı yönündedir. Avrupa Birliği ve OECD ülkelerinin birçoğunda öğretmen olarak çalışabilmek için en az yüksek lisans mezunu olma şartı aranmaktadır. Bu sebeple ülkemizde öğretmen yetiştirme ve istihdam sürecinde bu konuda çalışmalara acilen başlanılması gerekmektedir.
Öğretmen yetiştirmeye öğretim elemanları açısından bakıldığında, öğretim elemanlarının temel konusu akademik kariyer yapma eksenlidir. Nitelikli öğretmen yetiştirmek bireysel olarak öğretim elemanların doğrudan hedefi gibi gözükmemektedir. Öğretim elemanların kariyer yapması amacıyla nitelikli öğretmen yetiştirme amacı iç içe geçmediği sürece öğretmen yetiştirmeye yönelik hiçbir bakış açısı işlevsel olmayacaktır.
Eğitim müfredatlarının YÖK tarafından belirleniyor olması programlara bir standart getirmektedir. Ancak alandaki yeni ihtiyaçlar, gelişmeler ve araştırmalar doğrultusunda bu programların fakülteler bazında yenilenmesinin önünde engel gibi durmaktadır. YÖK bu konuda program değişikliği çalışmalarında fakültelerden görüş ve öneri talep etse de, bu süreç zaman yetersizliğinden dolayı verimli bir şekilde yürütülememektedir.
Pedagojik formasyon gibi günü birlik çözümler öğretmen eğitimi niteliğinin hızla düşmesine de sebep oldu. Bu süreç, sonuçta mezun edilen öğretmen adaylarında önemli bir donanım eksikliğini meydana getirdi.
Gelecek kaygısı, öğretmen adaylarını fakülte dışında KPSS kurslarına giderek bu eksikliği gidermeye çalışıyor. Bu sınav süreci, öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanma sürecinde dolaylı olarak tabi ki etki ediyor. Öğretmen adayları nitelikli öğretmen olmak için gerekli olan becerileri edinme yerine, ezber bilgilerden oluşan sınav içeriğine odaklanıyor. Böyle bir sınava gerekçe oluşturan arz-talep dengesizliğini, ancak öğretmen ihtiyacına yönelik planlamalarla çözmek mümkün olabilir. Bu kapsamda, atama bekleyen öğretmen adaylarına yönelik gerçekçi bir kariyer yapısı oluşturulmalıdır.
Bu tür problemler göstermektedir ki, ülkemizde öğretmen yetiştirmeye yönelik alınan kararların kısa vadeli olduğu yönündedir. Öncelikle bu kapsamda, öğretmen yetiştirmede istikrarın ortaya konulması ve öğretmenin niteliğini artırmayı hedefleyen bir yapının kurulması artık kaçınılmazdır.
Burada öğretmen eğitimiyle ilgili birçok problemi gündeme getirmek çok kolay olduğu kadar bir o kadar da zordur.
Öğretmen eğitimi, alana özgü, öğretim kalitesini ve öğrenci başarısını geliştirmeye odaklanmış, öğretmeni lider yapmayı planlayan, olumlu değişimleri hedefleyen ve onu kariyeri boyunca desteklemeye devam eden bir süreçtir.
Öğretmen yetiştirme, atama ve mesleki gelişim gibi birçok süreç bir bütün olarak ele alınmalı ve planlanmalıdır. Tüm paydaşlar daha etkin bir şekilde iletişim içerisinde olmalı, ortaya konulan öneriler öğretmen yetiştirme sisteminde acilen pratiğe dönüştürülmelidir.
Görüşmek üzere…..