Bir önceki yazımda da belirttiğim üzere Osmanlı Padişahları ve şehzadeleri spor faaliyetlerine özel bir alakası vardı.
Şair Vasıf Osman, Sultan II. Murad (d. 1404-ö. 1451)’ın Habeş adlı atı üzerinde Gülhane Meydanı’nda mızrak oynadığını belirtmektedir.
Sultan IV. Mehmet (d. 1642-ö.1693) Osmanlı tarihinde ava en çok ilgi duyan padişahtı ve “Avcı” lakabını hak edecek derecede ava düşkünlüğü vardı.
3. Ahmed (d. 1673-ö. 1736), 1703 yılındaki bir atışta tüfekle nişanı vurmuş ve adına kitabe yazdıran ilk padişah olmuştu.
IV. Murad, III. Selim (d. 1761-ö. 1808) ve II. Mahmud (d. 1785-ö. 1839)’un okçuluk konusunda son derece başarılı oldukları bilinmektedir. IV. Murad yaklaşık olarak oku 706 m., III. Selim 900 m. ve Sultan II. Mahmud ise 950 m. uzağa fırlatabilmekteydi. Ayrıca, III. Selim’in mükemmel bir okçu olduğu Topkapı Sarayı bahçesinde adına dikilmiş olan “Nişan Taşı” ile anlaşılmaktadır.
Osmanlı padişahları aynı zamanda dönemin koşulları gereği çok iyi birer biniciydiler. Sultan 2. Mahmud’un ata binme isteğinin tutku olduğu, Sultan 2. Abdülhamid (d. 1842-ö. 1918)’in de çok iyi ata bindiği, Saray Günlükleri’ne yansımaktadır. Sultan IV. Murad’ın ölümü üzerine, sevdiği üç atı tersine eğerlenmiş olarak cenazesinin önünde yürütüldüğü bilinmektedir.
Ünlü Osmanlı Tarihçisi İbrahim Peçevi (d. 1574-ö. 1650), Yavuz Sultan Selim’in libresi çok yüksek ve sert yayları rahatlıkla kurduğu ve ok attığını anlatır. Padişah için şöyle diyor: “Herhalde padişah, okçuluğu savaşta kullanmak için değil, idman zevkini tatmin etmek için öğrenmiştir”.
II. Mahmud, tahta çıkışından, 10 yıl geçmesine rağmen 34 yaşında iken, kemankeşliğe ilgi duymuştu. “Şeyh’ül-Meydanı” olarak bilinen Okçuluk Tekkesi Şeyhi “Binyüzcüler’den” Hafız Efendi'den altı ay ders alıp adına “Menzile Taşı” dikmişti.
Mustafa Kani Efendi , “Telhis-i Resail El Rimat” adlı kitabında, II. Mahmud’un “Kabza Alma” törenini, şöyle anlatır: “Padişah 6 ay kadar gayret ve dikkatle çalışıp, ok atmayı öğrendi. 1 Temmuz 1818 öğlenden sonra, saat 14.40’ta kabza aldı. Okçuluğun gizli sırrını öğrendi, zengin ve fakir herkese ihsanlar dağıttı. Kabza alma töreninden sonra Toptaşı Bedeli adlı “Ayak yeri”nden atış yaparak, 900, 930 ve 951 geze ok attı".
II. Mahmud “Kabza Almak”la yetinmeyip, padişahlığı süresince Okmeydanı’ndaki atışlara katılarak, her defasında menzil rekorunu yenilemişti. En son 1836 yılında, Yıldız Menzili-Top yerinde 1228 geze ulaşarak yerinde adına menzil taşı dikilmişti.
II. Mahmud’un 1824 yılında Menekşe adlı atıyla Gülhane Meydanı’nda mızrak oynadığını, Hızır İlyas Efendi Enderun Tarihi’nde belirtmektedir. Yine, Gülhane’de yaptığı tüfek atışlarındaki başarısı nedeniyle de burada adına taş dikilmişti. Bu nişan taşının tepesinde, sembolik olarak bamya biçiminde işlenmiş taş bulunmaktadır.
Sultan Abdulaziz (d. 1830-ö. 1876), güreşe olduğu kadar ata binmeye de şehzadeliğinden beri çok meraklıydı.
Bazı Osmanlı padişahlarının da bilek güreşine de ilgi gösterdiği çeşitli kaynaklarda anlatılmaktadır. Padişahların Sarayda, yönetimin üst düzey yöneticileri ya da saray pehlivanlarıyla bilek güreşi yaptıkları belirtilmektedir. Bu padişahların arasında Sultan Abdülaziz de yer almaktadır. Buna en güzel örnek, Sarayda bulunan Sultan Abdülaziz’in bilek güreşi için kullandığı özel masada gizlidir. Bu masa halen, Küçüksu Kasrı’nda muhafaza edilmektedir.
Son olarak, 33 yıl padişahlık yapmış olan Sultan II. Abdülhamid (d. 1842-ö. 1918)’de spor faaliyetlerine çok ilgili olduğu birçok kaynakta belirtilmektedir. Kızı Ayşe Osmanoğlu babası için şu ifadeleri kullanmaktadır: “Babam, padişah olmadan önce çok iyi yüzer, ata biner, araba kullanır, tabancayla atıcılık ve kılıç idmanları yapardı.”
Görüşmek dileğiyle…