Elazığ Belediyesinin acemice yönetildiği, Belediyenin iyi kadrolara sahip olmadığı kamuoyunda dillendirilirken bu kadroların ortaya koyduğu icraatlar da bir bir geri tepmeye başladı
Elazığ Belediye Başkanı Şerifoğulları’nın, bir önceki Belediye Başkanı Yanılmaz’ın yaptığı projelere yönelik bir alerjisi olduğu daha önceleri görülmüştü.
Yanılmaz döneminde yapılan işleri çiçeği burnunda Belediye Başkanı pek hazmedemediği için hemen harekete geçmişti.
……
Aslında kamu da hizmette devamlılık esastır.
Ancak, O dönem de yapılanları pek hazmedemediğinden midir nedir, ya yıkmaya ya da değiştirmeye kalkışmayı alışkanlık haline getirmişti Şahin Başkan.
İlk hamlesi
Daha koltuğa oturduğu ilk aylarda hemen orduevindeki köprülü kavşağın yıkılmasını kafaya koymuştu.
Önce kamuoyu anketi düzenlemiş,
İstediği sonucu alamayınca, bu defa akıl hocaları ile birlikte Bakanı oraya götürüp yanlış bilgilendirmeyle yıkılma talimatının verilmesini sağlamıştı.
Eserin sahibi Yerel yönetimlerden sorumlu Başkanı ve Bakanı getirip yapılanın yıkılmayacağı zılgıtını yedikten sonra bu adımı geri tepmişti.
…..
İkinci hamlesi
Yanılmaz muhalefetin ısrarla Belediyenin borcunun açıklanması yönünde taleplerine görev boyunca hep kapalı kaldı.
Bir türlü açıklama yapmadı.
Koltuğa oturan Şerifoğulları, şeffaflık ve dürüstlük teranesiyle Belediye’nin borcunu açıkladı.
..
Üçüncü hamlesi de İmarda yaşandı.
Bir dönem önce hazırlanan İmar Projesi 2020 yılında Revizyon adı altında yeniden düzenlendi.
Büyük tartışmalara sahne oldu.
Çalışmaların yeterli olmadığı hatta kendi partisine mensup üyelerin bile eksik yönlerini dile getirmesine rağmen acele bir kararla meclis’te oylattı.
Bir sene sonra İmarda sorunları çözeceğini ifade ettiği İmar Revizyon Planı patladı.
Mimarlar Odasının itirazı sonrası meşhur plan yürütmeyi durdurma kararı ile askıya alındı.
…..
2019 yılı Mart ayında koltuğa oturan Başkan Şerifoğullarının iki buçuk yıllık görevi süresince bir önceki dönemle mücadelesi devam ederken görev yaptığı süre içerisinde inadı ve çok bilmişliği neticesinde Belediyeyi uğrattığı zararlar da cabasıydı.
Baskil’de Fethi Sekin Külliyesi İnşaatında Belediyenin 1 milyona yakın zarara uğratılması iddiası,
GES işinde ilk firmaya yine bir milyona yakın fazla ödeme yapıldığı haberleri yalanlanmadı.
Sessiz kalınarak geçiştirilmeye çalışıldı.
Bunun dışında mega projeler olarak lanse edilen ihalelerde sağlıklı bir ihale şartnameleri hazırlanamaması nedeniyle KİK’den dönmesi ve belediyeyi zarar uğratılması.
Öte yandan 2019 yılı Sayıştay Raporlarında özellikle doğrudan teminlerle adrese teslim işlerin verildiğinin açıklanması Genç Başkanın şeffaf ve kurumu koruyan ifadeleri ile hep çelişki yarattı.
Özellikle 24 Ocak da yaşanan deprem sonrası İmarda halkın mağdur edilmemesi için Belediyenin vatandaşı koruyacağı beklentisi hüsranla sonuçlandı.
Öyle ki; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından riskli alan olarak kabul edilen ve Yanılmaz döneminde bir türlü İmara açılmayan alanın Bakanlıkla görüşmeleri neticesinde riskli alandan çıkartılarak rant için dokuz kata çıkarılması, Abdullahpaşa, Mustafapaşa ve Sürsürü Mahallesindeki insanların mağdur edilmesi kafalarında soru işaretlerinin oluşmasını sağladı.
Evet.
Saymakla bitmiyor. Daha çok yetersizlikleri sayabiliriz.
…..
Belediyeyi iyi yönetmek insanların yüzüne gülücükler dağıtarak olmuyor.
Belediyeyi iyi yönetmek için kararlılık ve ehil kadroların ihtiyaçlara cevap verecek icraatlar ortaya koyması ile olur.
Elazığ Belediyesinin bu handikapları kurumun iyi yönetilmediğini gösteriyor.
Kamuoyunda yerleşen belediyeyi kim yönetiyor? sorusunu belediye kadrolarının ortaya koyduğu icraatlarla daha da sorgular hale getiriyor.
Elazığ son iki buçuk yılda kazandı mı, kaybetti mi diye sorulsa.
Kamuoyunda Başkanının yüzüne karşı
kızmasın,
sinirlenmesin,
heyecanı kaçmasın
diye kazandı diyenler elbette olacaktır.
Ama görünen o ki, aslında Elazığ iki buçuk yılda bir şey kazanmadı.
Bir beş yılı daha kaybediyor.