Mehmet Akif Ersoy’un bir sözü var.
İki insan çeşidi vardır; zaman geçtikçe hataları ile yüzleşen, zaman geçtikçe yüzsüzleşen.
Günümüzde toplum yavaş yavaş hataları ile yüzleşen bir toplum olmak yerine gittikçe yüzsüzleşen bir toplum olmaya gidiyor.
Yüzlülük öyle bir hal alıyor ki; normal bir hareketmiş gibi topluma algılatmak ve kanıksatmak isteniyor.
…..
Fırat Üniversitesi yeni bir hastanenin yapılması için iki yıldır bir çalışma yürütüyordu.
Eski hastanenin fiziki koşullarının elverişli olamaması nedeniyle daha modern ve teknik anlamda şehre ve bölgeye hizmet vermesi düşünülen hastanenin çalışmaları son aşama gelinirken bir tartışma ortamının yaratılarak yeni hastanenin yapılmasını önüne geçilmesi çabaları görülüyor.
Kırk yıl önce o zamanki nüfus şartlarına göre planlanan hastanenin bugünkü fiziki şartların gelişen şehir ile birlikte hem fiziki olarak artan hasta sayısına nedeniyle istenilen hizmeti vermekte zorlandığını görmekteyiz.
Yeni yapılan Fethi Sekin Şehir hastanesi ile Üniversite hastanesi kıyaslandığında arasındaki fiziki şartlar buna en iyi örnek.
……
Bu gerçeklik ortada iken yeni hastanesinin yapılması son aşamaya gelinmişken birden bir çalıştay hazırlığı açıklandı
İki yıl geçmiş belirli bir süreç sonunda olgunlaşan projenin engellenmesini isteyen bazı çevreler “Pişmiş aşa su katmaya çalışmak” için düğmeye basarak sulandırmaya ve engellemeye çalıştayı adı altında girişimde bulundukları görüldü
Neymiş efendim… İyi düşünülsün. Oraya hastane kurulması sakıncalıymış.
En çok tartışılan ana nokta hastanenin şehre uzaklığı ve yer konusu.
Bu itirazın öncülüğünü kiminle yapmaya çalışıyorlar.
Oturduğu koltuğu yok hükmünde olduğu mahkeme kararı tescillenmiş mahkeme kararını uygulamaktan korkan bir belediye idaresini arkasına sığınarak zat tarafından bir çalıştay ile şehrin kaderini etkilemeye çalışılması.
Ne kadar vahim değil mi…!
Bu kadar yüzsüzlük olur mu?
….
Haftalar önce biz çalıştayın amacında samimi olunmadığını, çalıştay görüntüsü ile mahkeme kararı ile yok hükmünde olan bir yönetimin çizilen karizmasını kurtarmak olduğunu ifade etmiştik.
Uyarılarımız dikkate alan bir çok ilgili bu çalıştayın amacı dışında olacağını düşünerek toplantıya ilgi göstermediklerini gördük.
Kısaca toplandı dağ fare doğurmuştu.
…..
Toplantı sonrası ne gelişti.
İkinci kez çizilen karizmayı belki biz kurtarırız diye yok hükmündeki zatın kankası CHP Milletvekili Gürsel Erol’un skandal açıklaması gündeme oturtulmaya çalışıldı.
Neymiş efendim… Rektör yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Yılmaz doğru bilgilendirme yapmamış.
Prof. Dr. Yılmaz toplantıdan ayrılan Erol’a iletilmek üzere;
“Sayın Vekilimize eksik bilgi vermedik, kimseyi de kandırmıyoruz. Her zaman şeffaf olduk, bir kurumun da böyle olması gerekir. Sayın Gürsel Erol’un üniversitenin arazilerini iyi bilmesi gerektiğini düşünüyorum. Nerede ne olduğunu, kendisi inşaat işleriyle ilgilenen biri olarak değerlendirebilir. Hastane yapılır mı, yapılmaz mı? Sizin açıklamalarınızdan sonra bir tereddüt oluşmuşsa, konu yeniden masaya yatırılarak konuşulabilir. Bizim kimseden bilgi saklama ya da yanlış yönlendirme gibi bir durumumuz olamaz.” ifadelerine rağmen hedef tahtasına oturtulmaya çalışılması manidar değil mi…
…..
Bir siyasetçiden beklenen şehrin her alanda konularına vakıf olması ilgili konularda süreci sonuna kadar takip etmesidir.
Siyasetçi; siyasetini, işine geldiği zamanda, işine gelmediği zamanda doğru yapmalıdır.
Bizde öylemi… Bizde siyaset zaman ve zemine göre yapılmakta.
Buna en iyi örnekte, CHP Milletvekili Erol…
Geçen dönemdeki performansını yeni dönem de gerçekleştiremeye etkili ve yetersiz kalmaya başlayan Erol, gündeme gelebilmek için hastane mevzusunda kankasının hazırladığı ortam sayesinde bir nebze sağlamış oldu.
Milletvekili Erol’da malzeme lazımdı.
Bu sayede yeniden gündeme geldi.
CHP Milletvekili Erol’a nereden ilham geldiyse, yeni hastane mevzusunda Elazığ hassasiyeti oluşuverdi.
Neymiş efendim yeni yapılan alanla ilgili toplantıya çağrılan Milletvekiline farklı bilgiler verilmiş miş…
Doğru bilgilendirmeler yapılmamış mış…
CHP Milletvekili Erol’un elini tutan yok.
Bu konuda bir hassasiyeti vardıysa, eksik bilgi verildiği kanaatine vardıysa, Rektörlük tarafında bu işin doğrusu nedir? diye sorar detaylı bilgiye sahip olabilirdi.
Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Mehmet Yılmaz, toplantıda şeffaf olduklarını deklare etmişti.
Ama yok.
Burada kamuoyuna bir mesaj verilmesi gerekirdi.
Ben şehri savunuyorum diye.
Bu yol tercih edildi.
Amaç “Üzüm yemek değil bağcıyı dövmek” olunca böyle bir tablonun yaşatılması gerekirdi
Onu da sağladılar.
…..
Hadi… Bir nebze Erol’un iddialarını kabul edelim…
Gürsel Erol haklı olsun…
Kendisine sormak lazım…
Hassasiyeti yeni hastane proje sürecinde depreşirken, belediyenin yaptırdığı üniversitesi arazisi üzerinde kurulan Batı Prestij konutlarında neden depreşmedi ?
Üniversitenin kendi arazisi üzerinde kurmaya çalıştığı hastaneye yapılmaz itirazında bulunan Erol, Fırat üniversitesi arazilerinde kurulan zemin etüd raporunu belediye tarafında saklanan, 550 vatandaşa proje değişikliği yaparak canına çekilen proje hakkında neden gıkı çıkmadı?
MHP Meclis üyeleri bas bas zemin etüd raporunu belediyeden almaya çalışırken, CHP’sinin de belediyede iki Meclis üyesi olmasına rağmen yaşananları seyredip müdahale edilmesini istemedi ve sessiz kalındı.
Demek işine gelmedi.
Belediye üzerinde hesapları olmalı ki; sessiz kalmayı tercih etti.
….
Ayrıca Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Av. Erhun Karakuş soruyor.
Erol, TOKİ’ler hakkında neden konuşmuyor diye…
Evet… TOKİ’de, İl Başkanının açıklamalarında dile getirdiği konularda neden konuşmuyorsunuz…
….
Siyaset böyle yapılmamalı.
Siyaseti böyle yaptığınız için yaptığınız bu salvoların toplumda karşılığı da olmuyor maalesef.
Artık o dönemler geçti.
Desteklediğin kankalarınla beraber toplum, siyaset mantığını da, Elazığ sevdalısı (!) olduğunu da çok iyi anlamaya başladı
Elazığ bundan sonra eski Elazığ olmayacak.
Şehrin kaderine darbe vuranları, iki yüzlü davrananların kimler olduğunu bu şehir halkı artık öğreniyor
Bu nedenle diyoruz ki; görevini hakkıyla yerine getirmeyip abesle iştigal eden popülist davranan, yaptıkları davranışlardan yüzleri kızarmayanların kendi konumlarını hileli bir şekilde ayakta tutmaya çalışanların yolunda olmayın.
Kısaca… Yüzsüzleşen değil hatalarıyla yüzleşen asil insanlardan olun diyoruz












