Geçtiğimiz günlerde CHP Milletvekili Gürsel Erol, TV çıkmış AK Parti milletvekillerini eleştiriyor.
Erol’un eleştirilerini dinlerken iktidar milletvekillerin yetersizliğinin yanında muhalefetin hiç mi suçu yok? sorusunu kendi kendine sordum.
İlimizde her dönem de siyasetin gereği olarak iktidar milletvekillerinin yetersizliği konuşulur.
…..
İlimizde seçmen iktidar partilerine büyük destekler vermiştir.
Tek başına iktidar olmanın avantajlarının şehir için katkı sağlar düşüncesiyle.
Gerek ANAP döneminde gerekse AK Parti dönemlerinde seçmen bu düşünceyi taşımıştı.
Ancak …İktidar partilerine verilen büyük desteğe vermesine rağmen umduğunu bulabilmiş midir?
Tartışılır…
…….
Gelelim günümüze.
Elazığ da son yıllarda tablo biraz farklı.
En azından tek başına iktidar dönemlerinde muhalefetten milletvekillerimiz var.
En son seçimde iki tane oldu.
Bu siyasi tablo Elazığ’ı değişime dönüştürür mü?
Onu da zamana bırakalım.
…..
Yazımın girişini ana muhalefet partisi milletvekili Gürsel Erol ile başlamıştım.
Sonunu da yine kendisi ile bitirelim.
Kendisi çok ünlü biri…!
Ulusal kanallarda TV çıkar.
Genel Başkanlık için siyaset zemini arar.
İlimizde de çıkar.
Ancak; “Mum dibine ışık vermez” sözü ile ışık verdi mi…?
Karar sizin.
…..
İlimizde de sık sık TV’lerde boy gösterir.
Hatta kendine yakın gördüğü medya kuruluşlarını ziyaret eder açıklamalar yapar
Yine bir TV konuşmasında iktidar milletvekillerinin yetersizliğini üstüne basa basa konuştuğunu gördük.
Şehrin önemli meselelerinde çok etkili değillermiş…
Bakanlıkların programlarında yapılan yatırımları kamuoyuna açıklamaktan başka bir etkileri söz konusu değilmiş.
İktidar Elazığ’ a kaynak aktarmış.
Bu kaynakların hiçbir doğru kullanılmıyormuş.
Elazığ havaalanı bölge müdürlüğünü Elazığ’da tutamıyorsanız ne konuşuyorsunuz.
Ne müjdesi. Bir şeylerden haberleri yok. Haberleri olunca da müjde diyorlar diye alay ediyor.
Şehrin önceliği nedir. Bu şehrin önceliğine göre kısa vadeli, orta vadeli, uzun vadeli yatırımlar gibi bir stratejik akıl yok.
Akıl ney bu ihaleyi kim alacak derdine düşmüşler imasında bulunuyor.
Vs. vs. gibi sözler…
….
Kendisine geldiğinde ise soru önergelerini kamuoyu ile paylaştığını, sorunları Mecliste gündeme getirdiğini, yerel gazetelerdeki haberleri takip ettiğini, kamuoyu oluşturacak destek verecek açıklamalar yaptığını ifade ederek muhalefet yaptığını söyledi.
Soru önergeleri verip bakanlıklarla yazışmalar yapıyorum diyerek kendisinin yaptırım gücünün ancak şu anda bu olduğunu ifade edip muhalefet milletvekilinin yapması gerekenleri yaptığına inandırmaya çalıştı.
Kamuoyunu belki inandırabilir.
Ana muhalefet partisinin başka illerdeki milletvekillerinin muhalefetini bilmesek neredeyse bizi de inandıracak..
….
Bize göre muhalefet milletvekillerinin görevi sadece Elazığ adına sadece soru önergeleri ve mecliste konuşma yapmak değildir.
Sorunları gündemde tutup iktidar milletvekillerini hizmete zorlayacak adımları atabiliyorlar mı o önemli.
Sorunları takip edip kamuoyu oluşturmak.
Bir de kamunun hakkını gasp eden menfaat ve çıkar çevrelerine yönelik elini taşı altına koymak.
…..
Bunu görebiliyor muyuz.
Onda bu cesareti göremiyoruz.
Örnek mi;
Malatya ilinde bir belediyede yaşanan gri pasaport olayında CHP Milletvekili Veli Ağababa’nın izlediği siyaseti hepimiz takip ettik.
Bizde de üç belediyede vardı.
Bizimkisi ne yaptı.
Sesini çıkaramadı.
Muhalefet partisinin milletvekili sanki o değildi.
Adına da ben uzlaşmacı siyaset yapıyorum dedi
……
Deprem döneminde koskoca bir lise ihalesiz peşkeş çekildi.
Şehir konuştu sağır sultan duydu.
Ana muhalefet partisi milletvekili ortalarda görünmedi.
O dönemin Yeniden Refah Partisi İl Başkanı kamunun hakkını koruyarak mahkemeye suç duyurusunda bulundu.
Sorumlular yargılanarak ceza aldılar.
Bizimkisi neredeydi…!
Sesi çıkmadı.
Muhalefet partisinin milletvekili sanki o değildi.
Adına da ben uzlaşmacı siyaset yapıyorum diyor.
…..
Maden ilçesinde Bakır işletmesinin ilçeye verdiği zarar konusunda herkes konuşuyor. .
İşletmenin oraya posayı dökmesine kimler müsaade etti.
Sorumlular kimler diye ilgileniyor mu?
Yine sesi çıkmadı.
Muhalefet partisinin milletvekili sanki o değildi
Adına da ben uzlaşmacı siyaset yapıyorum diyor.
…..
Elazığ’ın ciddi meselelerinde kamuoyu oluşturmayacaksın.
Kamuyu soyan çıkar gruplarına karşı sessiz kalacaksın.
Soru önergeleri vererek muhalefet yaptığını ifade ederek siyaset yapacaksın.
Adına da ben uzlaşmacı siyaset yapıyorum diyeceksin.
Öyle mi.
Artık kimse yemiyor.
Ha şunu da hatırlatayım.
Öyle verdiğini soru önergelerinin bir çoğunda da bakanlıklar seni dikkate bile almıyor.
Onu da söyleyeyim.
….
Konuşmak kolay…
Bu arada bir iki yandaş medyanın dışında neden geniş çaplı basın toplantıları düzenlemiyorsun.
Korktuğun, çekindiğin bir şeyler mi var?
TV’lere çıktığın gibi ayda bir basın mensupları ile bir araya gelsene…
Bak sana neler anlatacağız.
Neler soracağız.
Belki muhalefeti bizden öğrenirsin.
Ne dersin….!