Geçtiğimiz haftaki köşemde PAKİ Efendi başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Arkadaşımızda yazıma cevap vermiş.
Ağırlıklı olarak köşe yazımdaki yanlışlıklarından bahsetmiş.
Takıldığı bir satırdaki cümlenin manasını anlama gayretini gördük.
…..
Köşe yazılarım için okurlarımdan pek böyle eleştiriler almam.
Ama…
Yazılarımdan rahatsızlık duyanların eleştirdikleri tek sorun bu olsa gerek.
Paki bey de bu noktaya takılmış.
Yazımın bir satırındaki bir kelimeyi örnek almış.
Eleştirinin hedefine oturtmuş.
Aslında o yazının hemen alt satırındaki anlam bütünlüğünü tamamlayan cümleyi de yazsaydı daha iyi olacaktı.
Yapmamış….
Bu eksikliğini unutkanlığına verdim…
…..
Bir diğer konu.
Benim “Yılların gazetecisi olarak, karşımdaki siyasetçi sırf benim değirmenine su taşıdığını kanaatini taşıyarak meslektaşlarıma kiralık kalem ve tetikçi derken içten içe mutlu olduğum“ düşüncesine kapıldığını yazmıştı.
Kendisine “Kiralık kalemler ve tetikçi gazeteciler”e yönelik anlaşılır bir dille yaklaşımımı dile getirdim.
Gazetecilik mesleğine zarar veren kişilere karşı iyi niyetli bir yaklaşım içerisinde olmayacağımı onları savunmayacağımı açık ve net ifade ettim.
Benim konuğuma neden isim sormadığımı sormuştu.
Ben o isimlerin kimler olabileceği konusunda yardımcı olmak için kaç adres gösterdim
Onu da, birilerini Saadet Partisi İl Başkanı Abdullah Akın’la karşı karşıya getirdiğim anlamını çıkarmış.
Onu da çok önemsemedim.
….
Aslında takıldığım esas konu “Şahsıma söylenen ithamlara cevap vermemekte geçmişte aciz kaldığımı” ima etmiş.
Kendisinin benim gibi geniş biri olmadığını yazmış.
Beklerdim ki; yazısında benim yazım hatalarımı açıkça yazan arkadaşımız bu konuyu da ima etmeden detaylı yazabilseydi.
Ben de hangi ithamla karşı karşıya kaldığımı öğrenirdim.
Bunda da Paki bey…
Beni yanlış tanımış.
Bu güne kadar hakkımda kim ne söylemişse onlara gerekli yanıtı verdiğimi biliyorum.
Öyle ki; o kişilerin koltuklarından olduklarından bile haberi yok sanırım. .
Bundan da koltuğundan olacaksın diye bir anlam çıkarmayasın ha sakın...
…..
Kendisinde isteğim bir sonraki yazında “ Şahsıma söylenen ithamlara cevap vermemekte geçmişte aciz kaldığımı” konusunu ele almak olsun.
Öyle ima etmekle işin içinden sıyrılmasın.
Bir de demişsin ki; Erhan Dabak ve Ahmet Paki Kaymaz’ın notunu vatandaş zaten veriyor.
O konuda şüphem yok.
Vatandaş her ikimizin de notunu çok iyi veriyor.
…..
Bir hatırlatma ile yazımı fazla uzatmak istemiyorum.
Senin anlayamadığını o cümleyi anlatmaya çalışanlara yemek ısmarladığını yazmışsın ya,
Onları çok uzakta arama.
Senin anlayamadığın mesajı yakınlarından birilerinin çok iyi anladığını söyleyeyim.
Tavsiyem ne anlama geldiğini ondan öğren.
O anlıyor da sen nasıl anlamıyorsun.
O da senin eksikliğine verdim
Sevgili PAKİ bey…