Günümüzde geleneksel Televizyon artık yerini WEB TV, IPTV, OTT, VOD gibi yeni medya araçlarına bırakmaktadır. İnternet araçlarının ve kullanımının yaygınlaşması ile birlikte gelişmiş ülkelerdeki TV endüstrisinde değişim, TV’nin bir ortam ve kültürel bir form olarak yeniden şekillendiğine işaret etmektedir.
Bu yüzden 200 milyona yaklaşan abone sayıları ile Netflix ve Amazon gibi yeni oyuncular küresel TV piyasasının önemli figürleri haline geldiği birçok çalışmada ifade edilmektedir. Video akışları üzerinden TV yayıncılığında bir başka yayıncılık metodu ise OTT (Over The Top) hizmetleri olarak karşımıza çıkmaktadır.
OTT (Over-The-Top), İnternet üzerinden yayınlanan görsel-işitsel içeriğin, içeriğin kontrolüne veya dağıtımına bir İnternet servis sağlayıcısının (İSS) katılımı olmadan kullanıcıya sunulması anlamı taşımaktadır. OTT hizmetlerini üç iş modeli altında toplamaktadır: Canlı TV (Live TV), Elektronik Satış (Electronic Sell-Through), Talebe Bağlı Video. Canlı TV üzerine kurulu OTT hizmetleri, IPTV hizmetleri ile benzer şekilde içeriğin son kullanıcının görüntülemesi için internete bağlı bir cihaza canlı olarak aktarıldığı bir abonelik modeli hizmeti olarak tanımlanmaktadır. (bknz; Özel S. 2020 Talebe Bağlı Video Servisleri Çağında Netflix Etkisi İnsan ve İnsan Dergisi, 2020)
OTT, servis sağlayıcıları tarafından Pay TV operatörlerine (Digiturk, D- Smart, Teledünya vb.) ihtiyaç duymadan internet ortamında son kullanıcıya Video on Demand (VoD), film ve dizi içeriklerini doğrudan ulaştırmayı sağlayan Subscription- Based (Abonelik Tabanlı) video servis modelidir. Video, film, dizi ve belgesel gibi içerikleri çevrimiçi izleyebilmenin yanı sıra, cihaza kaydederek çevrimdışı izleme olanağı da mevcut olduğu ifade edilmektedir.
Dünyanın her yerinden insanların günün herhangi bir saatinde sadece canlı değil video içeriğini izlemelerine imkân tanımakta ve tamamen yeni reklam, hedefleme ve kişiselleştirme fırsatlarının sunmaktadır. Gittikçe daha fazla insan OTT'yi spor etkinliklerini çeşitli cihazlarda rahatça izlemenin bir yolu olarak benimsediğinden, platformun potansiyeli giderek artmaktadır.
Buluttan güç alan OTT, sporun olaya dayalı doğasını ele almayı ve herhangi bir cihazda kullanılabilecek yenilikçi hizmetler oluşturmayı mümkün kılmaktadır.
Spor yayıncılığında OTT, daha fazla hayran dünyanın en iyi küresel spor etkinlikleriyle etkileşime girebildiği için izleyiciyi oranları artacaktır. Yeni OTT kanallarının artık aboneliklere bağlı olması gerekmiyor, bunun yerine reklam fonlu üyelikler sunarak gelir elde edebilmektedirler.
Spor medyasında OTT kullanımı gün geçtikçe artmaktadır. İçerik oluşturmada yatırımlar arttıkça, giderek daha fazla spor medyası şirketleri OTT kullanımına yönelmektedir. Yakın tarihli bir ReThink TV raporu, spor medyası yayın haklarının 2024 yılına kadar 85 milyar dolara ulaşacağını ifade etmektedir.
Doğal olarak, bu rakamlar, Asya ve Kuzey Amerika'daki Avrupa liglerine artan ilgiye bağlı olarak, dönem içinde hakların 12,8 ila 31,9 milyar dolar arasında yükselmesinin beklenmektedir.
OTT önümüzdeki yılarda büyümeye devam edecek. Sektörün ve tüketicilerin bu doğrultuda yönelmektedir. Tüketiciler mobil cihazları giderek daha fazla kullanmaktadır. TV izlemek artık sadece koltuk deneyimi değil. Daha çok zaman ve mekândan bağımsız olarak sporla ilgili her şeyi takip edebilmekle ilgili olduğu anlamı taşımaktadır.
Türk spor medyasında; Fenerbahçe’nin aktif şekilde kullandığı platformlardan biri olan YouTube'dan 500 bin lira gelir elde etmesi ve Fener TV kanalını kapatacak olması, OTT gibi yeni medya araçlarının kullanımını artacağını bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.