Bu başlığı 2023 Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri münasebetiyle yazımıza başlık edinmiş olduk. Zira hemen her bir insanımızın yazınsal ve görsel medya organlarından ibretle takip edebildikleri üzere bu başlığı hak eden birkaç simadan söz etmek istiyoruz. Birincisini İyi Parti genel başkanı olan Sayın Meral Akşener, diğeri de aynı güzergâhtan gelen Zafer Partisi genel başkanı Sayın Ümit Özdağ temsil etmektedir. Diğerlerine ise alt satırlarda yer vereceğiz.
Bu iki simadan her biri vakti zamanında Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin güya izlediği yolu yanlış bularak o güzelim partiden ayrılan simalardır. Her ikisi de önce İyi Parti diye bir parti kurdular daha sonra Sayın Ümit Özdağ İyi Parti İstanbul İl başkanı Buğra Kavuncu’nun FTÖ eğilimli olduğunu ileri sürerek İyi Partiden ayrılıp, Zafer Partisi adıyla yeni bir parti kurdu. Hemen herkesin bildiği üzere bu her iki parti de ülkücü-milliyetçi çizgiyi savunmaktadırlar.
Savunmaya savunmaktadırlar da maalesef bir dedikleri diğerini tutmamaktadır. Mesela 14 Mayıs 2023 tarihli Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçim propagandası esnasında İyi Parti genel başkanı Meral Akşener her bakımdan (maddi-manevi) taban tabana zıt söylem ve eylemleri savunan ve üstelik PKK terör örgütünün Türkiye BMM temsilciliğini alenen ilan eden HDP (Halkların Demokrasi Partisi)’nin de desteklediği ve CHP (Cumhuriyet Halk Partisi)’nin Genel Başkanlığını yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak desteklemeye soyundu. Diğer taraftan bir bakıma İyi Parti ile benzer fikirleri savunan ve vakti zamanında Adalet ve Kalkınma Partisi’nde belli başlı görevler yapmış olan Deva Partisi genel başkanı Ali Babacan ile Gelecek Partisi genel başkanı Ahmet Davutoğlu (birincisi bakan, ikincisi başbakan) ve dahi merhum Erbakan hocanın miras bıraktığı Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu da aynı çizgide buluştular. Kısacası kendilerince Millet İttifakı ismini verdikleri bir oluşum içerisinde asla tereddüt etmeden CHP ve HDP ile aynı çizgide buluşur oldular. Gayeleri ise CHP, HDP ve PKK’nın alaşağı etmek istedikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı güya devirmekti. Oysa Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanı bulunduğu Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)’ni oluşturanlar da İyi Parti, Gelecek Partisi, Deva Partisi ve Saadet Partisinin savundukları görüşleri üç aşağı beş yukarı savunmaktadırlar.
Ne var ki koltuk ihtirası ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı -üstelik fevkalade hizmetlerine rağmen- devirmek için var güçleriyle çalışmaya başladılar. Kendileri yetmiyormuş gibi bir de keza MHP kökenli olup koltuk hırsına kapılarak CHP’ye iltica ederek Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanlığını kazanmış bulunan Mansur Yavaşı da kendilerine kattılar. Diğer taraftan merhum Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi (ANAP)’ne mensup iken keza koltuk sevdası uğruna aynı şekilde CHP’ye iltica eden ve bu suretle İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığına seçilen Ekrem İmamoğlu’nu da aynı kervana iştirak ettiler. Bu her iki belediye başkanı, Meral Akşener’in telkin ve teşvikleriyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı olmak ümidiyle bu kervana sonradan katıldılar. Oysa hareketleri suç sayılmaktadır. Binaenaleyh kamu görevlilerinin istifa etmeksizin siyasi harekette bulunması memnudur. Ama dinleyen kim. Adamlar öyle inandırıldılar ki nasıl olsa seçim kazanılacak ve kendilerine kimse dokunamayacaktı. Ne var ki evdeki Pazar çarşıya uymadı. Birinci etabı kaybettiler. Bir tek ümitleri 28 Mayıs 2023 günü yapılacak ikinci turda. Onu da kaybederlerse yandım keten helva. Kaybedecekleri ise yüksek ihtimal ve hatta kesin gözüyle bakılmaktadır.
Manzaraya bakın. Hemen hemen aynı fikirleri savunan (ülkücü-milliyetçi-mukaddesatçı) Meral Akşener, Ümit Özdağ, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu genel itibariyle Türkiye’de “SAĞCI” olarak nitelen fikirleri savunan zümreyi temsil ettikleri halde sırf mevki, makam, mansıp, hırs ve ihtiras uğruna kendileriyle, dolayısıyla ilkeleriyle ters düşen mecralarda koşar oldular.
Buna rağmen Parlamento seçimlerini kaybettiler. Sıra Cumhurbaşkanlığının 2.turu olan 28 Mayıs 2023 Pazar günkü seçime gelmiş bulunuyor. Tam da bu seçime 3 gün kala vakti zamanında İyi Parti’den ayrılarak Zafer Partisini kuran Ümit Özdağ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan umduğunu bulamayınca, daha önce tozu dumana katarak İyi Parti’den ayrılmış olmasına rağmen İyi Parti genel başkanı Meral Akşener’in içinde bulunduğu gruba, üç tane bakanlık vaadiyle iltica etmiş oldu. Hâlbuki daha önce ATA İTTİFAKI denen bir grupta 100.000 oydan fazla oy almak suretiyle Cumhurbaşkanı adayı olarak 4.sırada seçime katılan ve %5 ten biraz fazla oy alan Sinan OĞAN’ı desteklemişti. Sinan Oğan ise 2. Turda Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı aldı. Binaenaleyh O’nun da görüşleri zaten bu doğrultudaydı. İşte ilkesel duruş buna derler. Hâlbuki Kemal Kılıçdaroğlu kendisini ziyaret ederek bazı vaatlerde bulunmasına rağmen Sayın Sinan Oğan, ilkelerine sahip çıkarak o çirkin pazarlığı reddetmişti. Ama muhteris Ümit Özdağ, maalesef hırs ve arzularına mağlup olarak o çirkin pazarlığa gönül vermiş oldu. Ama teşkilatı, ondan daha ilkeli davranarak Malatya ve Manisa’da bazı istifalar oluştu ve AKP’ye geçildi.
Aslında bu yazıda dile getirilemeyen daha başka ve vahim konular da var. Mesela İyi Parti genel başkanı Meral Akşener önceleri, ALTILI MASA ( Kılıçdaroğlu, Şener, Davutoğlu, Babacan ve Karamollaoğlu ve ismini hatırlayamadığım DP başkanı) içerisinde hareket ederken her ne hikmetse bir gün ve hışımla “kumar masası, noter masası” yakıştırması yaparak o masadan ayrıldı. Daha teri kurumadan ve bin bir küfür ve hakarete rağmen gitti tekrar o masaya iltica etti. Bunun sebebini de açıklamadı. Ve bu güne kadar da sebep öğrenilebilmiş değil. Üstelik bir de hacca gitmiş ülkücü ve mukaddesatçı bu hanım efendi bu tür hakaret ve küfürlere rağmen nasıl bu işi yapmış oldu hep akıllarda kalacağa benzemektedir. Maalesef, daha öncelerde İçişleri bakanı iken (90’lı yıllar) de bir kurulda bir general kendisine hakaretamiz laf söylemişti. Ancak istifa etmeksizin görevine devam etmişti. Bu, oldukça düşündürücü değil mi?
Velhasılıkelam bu konuda dönen dolaplar ve çark edilen dönüşler anlaşılır gibi değil.
Bu gün 26 Mayıs 2023.Cuma. Saat 19.15. Bir gün sora “dananın kuyruğu kopacak. Mevcut eğilimlere ve Yurtdışındaki vatandaşlarımızın yoğun ilgisi ve yapılan ağırlıklı yorumlara bakıldığında seçimi yine Recep Tayyip Erdoğan kazanacak ve 29 Mayıs 1453 tarihli İstanbul’un Fetih zaferi ile birlikte kutlayacaktır.
Sevgili dostlar bu yazıyı tarihi ibretlik bir tespit olmak üzere, ilerdeki günler için yayına hazırlamakta olduğum GÜLLER VE DİKENLER adlı kitabımda yer vermek için yazmış oldum. Yoksa burada dile getirilenler “sağır sultan”ın dahi duyduğu olgulardır. Vaktinizi heder ettiğim için bağışlanmak dilerim. Saygılarımla.