Türkiye Futbol Federasyonu, kulüplerin isteği ve desteğiyle Türk futbolunun geleceği için limitsiz harcama düzenini kontrol altına almak amacıyla UEFA standartlarında bir mali denetim sistemini bir yıl önce hayata geçirmişti. TFF Kulüp Lisans Kurulu, 03 Ağustos 2020 tarihli toplantısında 2020-2021 Sezonu Süper Lig Takım Harcama Limitleri'ni belirledi.
Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı'nın 89. Maddesi kapsamında, Ek XII'de yer alan usullerle belirlenen Süper Lig Takım Harcama Limitleri ; “takımların oyuncu maaşları, teknik ekip masrafları ve menajerlere ödedikleri ücretleri kapsamaktadır.
Kulüplerin, 2019-2020 Sezonunda Harcama Limitini %30'una kadar aşmaları cezaya tabi olmayacak olup, bu oran 2020-2021 sezonu için %15'e düşecektir. Devam eden sezonlarda ise kulüplerin Harcama Limiti dahilinde kalmaları zorunlu olacak” şeklinde TFF ‘nin Takım Harcama Limitleri hakkında yapmış olduğu açıklaması ve uygulamaları ile gelenek yine bozulmadı. Türk futbol kamuoyu her zaman olduğu gibi bu kararıda tartışmaya açtı Kamu Aydınlatma Platformu verilerine göre;
“Halka açık futbol kulüplerin borçluluk oranları sürdürülebilir olmaktan çıkmış, 2010 yılında halka açık 4 futbol kulübünün toplam finansal borcu 329 milyon TL iken 2019 yılı açıklanan son verilere göre bu tutar 17.5 kat artarak 5.8 milyar TL’ye ulaşmıştır.
Halka açık 4 kulübün 2010 yılında 827 milyon TL olan toplam yükümlülükleri 10 kat artarak 2019 yılında 8.4 milyar TL’ye ulaşmıştır. Son açıklanan verilere göre, kulüplerin öz kaynak açığı toplam 2.5 milyar TL’dir. Diğer bir deyişle, borçları varlıklarından 2.5 milyar TL fazla olduğu” görülmektedir.
Türk futbolundaki bu karamsar finansal tablo kulüp harcamalarının kulüp gelirlerinin çok üzerinde gerçekleşmesi sebebiyle ortaya çıktığı, bundan dolayı tüm kulüpler için harcamalara limit getirilmesi zorunluluğu doğduğu TFF tarafından ifade edilmektedir.
Ayrıca Türk kulüplerinin en önemli gelir kaynağı olan UEFA müsabakalarına katılabilmesi için, gerek UEFA Finansal Fair Play Talimatı’na, gerek de TFF Kulüp Lisans ve Finansal Fair Play Talimatı’na uymaları gerektiği UEFA tarafından şart koşulmuştur.
Her kulübün kendi gelir ve giderlerini ve mevcut borçlarını göz önüne alarak takıma bütçesine özgü harcama limiti belirlenme ilkesi ve bu giderlerin limit altına alınması ile kulüplerin harcamaları kontrol edilmesi düşünülmektedir. Altyapılara yapılan ödemeler bu giderlerin dışında tutulmuştur. Elbetteki Futbol otoriteleri tarafından yapılan tüm bu açıklamalar ve değerlendirmeler son yıllarda ekonomik krizde olan Türk Futbolunu disipline etmeye yönelik uygulamalardan ibarettir.
Nitekim; TFF tarafından yapılan açıklamada; “Kulüplerimizi sürdürülebilir ve sağlıklı bir finansal yapıya kavuşturmak için getirilen bu sistemin uygulanmaması veya esnetilmesi durumunda futbol ailesi olarak göreceğimiz zarar gözden kaçırılmamalıdır” uyarısı yapılmıştır.
Kamuoyunda, bazı kulüplerin harcama limitlerini aşmamak için “imza parası göstermemek, el altından para vermek, bonservis bedelini düşük göstermek, gizli anlaşmayla ekstra maaş vermek, primleri gizlemek, futbolcuların kiralama ve ulaşım gibi ekstra harcamalarını gizlemek gibi' yöntemlere başvurdukları ve; Futbolcu ve teknik heyete yönelik sembolik ücretler başta olmak üzere tüm olağan dışı yöntemlerin incelemeye alınması ile büyük cezaların da gündeme geleceği” ifade edilmektedir.
Son yıllarda kulüplerin giderleri ile kredi ve borçluluk oranlarının artması, Türk futbolu için mali disiplin vazgeçilmez bir unsur haline geldiği sürekli gündeme getirilmektedir. Profesyonel futbol şubesi olan kulüplerin dernek yapıları, futboldaki kayıt dışı mali uygulamalar, yanlış transfer politikaları ile kur farkından doğan borç ve faiz yükü gibi problemlere yönelik TFF tarafında palyatif çözüm olarak sunulan takım harcama limitlerinin belirlenmesi, batmakta olan kulüpleri daha çok olsada harcasak noktasına getirmiştir.