• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Gündem
  • Siyaset
  • Ekonomi-STK
  • Kültür - Sanat/Eğitim
  • Emniyet-Adliye
  • Spor
  • Sağlık - Yaşam Manşet Video Galeri Yazarlar
  • Ara
SON DAKİKA:
22:42
Ortaya atılan iddianın gerçeklikle alakası yoktur
16:19
Sivrice hak ettiği hizmeti alacak
15:58
Kamuda çalışan meslektaşlarımız imtiyaz değil, itibar istemektedir
15:04
Esnaflara kredi verilmeye başlandı
14:20
Fırat Üniversitesi'nin büyük başarısı
12:24
Konut sahiplerinden habersiz yabancı uyruklu seçmen kaydı iddiası
Video Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
  3. Dün, Bugün Osmanlı
16 Ocak 2023 - 21:22

Dün, Bugün Osmanlı

16 Ocak 2023 - 21:22
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ

Tarihte yaşananlar her zaman tarihte kalmıyor. Tarih, bazen bugünü meşrulaştırmak, bazen yanlışlamak için kullanılıyor. Oysa zamanın değişmesi ile birlikte politikalar da değişir. Dün doğru  olanın bugün de doğru olduğu anlamına gelmez.

Doğru ve yanlışların da zamanı/ömürleri vardır. Zaman onların doğruluğunu yanlışlığını değiştirebilir. Dünü referans almak bizi her zaman doğruya götürmez.

Hayatın en temel gerçeği değişimdir. Değişen sosyoloji, sorunların çözümlerini de değiştirir.

Siyasette Osmanlı'ya çok vurgu yapılır. Bugün, dünde yaşıyormuşuz gibi ele alınır. Önümüze gelen problemleri çözmek için geçmişe bakmak, oradan ilham almak elbette doğru bir yöntemdir. Doğru olmayan bugünün şartlarını dünün şartları ile karıştırmaktır. Dün yapılan dünün şartlarının doğrusudur. Şartlar değişmişse dünün doğrusu artık bugünün sorunlarını karşılayamaz!

Ülkenin en önemli  ve en ağır sorunlarından biri terör ve ayrılıkçılık sorunudur. PKK'nın nihai amacı bu vatan coğrafyasından büyükçe bir parça kopararak -kendi devletini- kurmaktır. Taleplerini de buna göre yapıyor. Demokrasi yaftası altında istediği her şey amacına ulaşmayı kolaylaştırmak, önündeki engelleri kaldırmak içindir.

Bu taleplerden biri de ana dilde eğitimdir. Geçmişte  terör ve bölücülük sorunu bağlamında birçok defa Osmanlı'ya atıf yapıldı. Osmanlı'da -millet sistemi- olduğu ifade edilerek  herkesin kendi dili ile eğitim yapması gerektiğine işaret edildi. Bazıları siyasetlerine uygun düştükçe Osmanlı'yı doğrunun yanlışın ölçüsü olarak ele alıyor. Onun ihtişamını kendi emellerine alet ediyor. Halbuki her çağın doğrusu kendindedir. Osmanlı çağında başka sosyal, siyasal şartlar vardı, bugün başka. Şartlar başka olduğuna göre çözümler de farklı olacaktır. Ayrıca bir Osmanlı yok, farklı tarihlerde -dönemin şartlarının- mecbur kıldığı farklı Osmanlı uygulamaları var.

En çok terör ve bölücülük meselesinde -Osmanlıya- müracaat ediliyor. Çözüm sürecinde eyaletleşme ile ilgili yapılan güzellemeleri hatırlayınız. "Osmanlı'da da vardı bizde olsa ne olur?" diyorlardı. Veya ana dilde eğitim için Osmanlı'da millet sistemi vardı, herkes ana diliyle eğitim alıyordu deniliyordu. Bu aslında Osmanlı'yı istismarın ötesinde Osmanlı'yı çarpıtmaktı. Çünkü Türkçeyi resmi dil yapmakla ilgili ilk adımlar Osmanlı döneminde 1876 tarihli Kanun-ı Esasi ile atılmıştır. Kanun-ı Esasi'nin  ilk taslak metninin dil ve Türkçe ile ilgili 12. maddesinde milletlere "dil özerkliği" verilerek şu ifade kullanılmıştır:"Memalik-i Osmaniye'de bulunan akvamdan her biri kendilerine mahsus olan talim ve taallümde muhtardır. Fakat hidematı devlette istihdam olunmak için devletin lisan-ı resmisi olan Türkçeyi bilmek şarttır.

Ancak bunun hangi sonuçlara neden olacağını tahmin eden Eğinli Said Paşa, II Abdülhamit'e bir rapor sunarak,  bunun ileride teba arasında ayrılıklara neden olacağına ve azınlık dillerinin resmi kayıt altına alınmasıyla tarih önünde büyük sorumluluk altına girileceğine dikkat çekmiş, Paşa'nın bu itirazı  ile Kanun-ı Esasi'nin ilgili maddesi değiştirilerek 18. madde  olarak; Tebea-i Osmaniyenin hidemat-ı devlette istihdam olunmak için devletin Lisan-ı resmisi olan Türkçeyi bilmeleri şarttır," şeklinde tanzim edilmiştir. Aynı yasanın 57. maddesi ile "Meclis-i Mebusan'da yapılacak konuşmaların Türkçe" olması, 68. maddesi ile de  "milletvekili olabilmek için Türkçe bilme şartı" getirilmiştir. Böylece hem diğer dillere statü verilmemiş, hem de Türkçenin resmi dil olduğu ifade edilerek, bütün hukuki ve eğitim mevzuatının buna göre düzenlenmesi sağlanmıştır.

Yani Osmanlı İmparatorluk çağında günün şart ve icaplarına göre millet sistemi ile, milli devletlerin yeşermeye başladığı, sınırların dillerle çizildiği 19. asırda ise yine o günün icaplarına göre Türkçeyi resmi dil haline getirerek hareket etmiştir. Yakın geçmişin Osmanlı'sında -ana dilde eğitim- ve etnik gruplara anayasal statü çıkarma imkanı yoktur. Üstelik bu düzenlemeler, siyasal İslamcıların en çok istismar ettikleri II Abdülhamit döneminde ve onun onayı ile yapılmıştır.Osmanlı farklı davransaydı bile, milli devletler çağında yapılacak olan buydu. Mesele geçmişte ne yapıldığı değil, bugün ne yapılması gerektiğidir. Doğru olan dünden bugüne bakmak değil, bugünden bugüne bakmaktır.

  • YORUMLAR
  • FACEBOOK
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Milliyetçiler birleşiniz! - 27 Mart 2023
  • Zamansız söz kime yarar - 25 Mart 2023
  • Ekonomik kriz, milliyetçilik ve ayrışma - 23 Mart 2023
  • Enfokrasi - 12 Mart 2023
  • Testi kırıldı - 07 Mart 2023
  • Zaman daralıyor - 28 Şubat 2023
  • Deprem, Hatay ve Sığınmacılar - 19 Şubat 2023
  • Acımız büyük - 10 Şubat 2023
  • Büyük felaket - 07 Şubat 2023
  • Akşener ne diyor? - 04 Şubat 2023
  • Ortak politikalar metni, bir iktidar sıçraması - 02 Şubat 2023
  • Her seçim İmralı - 28 Ocak 2023
  • Karne hediyesi - 26 Ocak 2023
  • Bu sese kulak verilmeli - 22 Ocak 2023
  • Robotlar ve insanlar - 13 Ocak 2023
  • Yeni bir milliyetçi sıçrama - 08 Ocak 2023
  • Robotların duyguları yoktur! - 02 Ocak 2023
  • Tepkileri toplumsallaştırmak - 01 Ocak 2023
  • Seçilmiş travma - 29 Aralık 2022
  • Sosyal medya ve seçimler - 23 Aralık 2022
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
Köşe Yazarları
AYLİN SOLMAZ
AYLİN SOLMAZ
Odaklandığımız gerçekler
PROF. DR. SABAHATTİN DEVECİOĞLU
PROF. DR. SABAHATTİN DEVECİOĞLU
ELAZIĞ ATATÜRK STADYUMU
MEHMET DUMAN
MEHMET DUMAN
NELER OLUYOR NELER
METİN AKGÜN
METİN AKGÜN
" Ramazan Ayı", çok özel bir önem taşımaktadır...
DR.HASAN YAĞAR
DR.HASAN YAĞAR
EĞER BUNUN ADI SİYASETSE LANETLER OLSUN
CEZMİ ORKUN
CEZMİ ORKUN
NEDEN KILIÇDAROĞLU
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
Milliyetçiler birleşiniz!
MEHMET ŞAĞBANŞUA
MEHMET ŞAĞBANŞUA
Büyüklerinize Sorun!
ERHAN DABAK
ERHAN DABAK
Bu seçimde kazanan biz olmalıyız
Çok Okunan Haberler
Yalvarmasına rağmen vatandaşlar inanmadı…
Yalvarmasına rağmen vatandaşlar inanmadı…
"Yatırıma Davet ve Koordinasyon Platformu" Önerisi…
Yakışmayan yanıtı
Yakışmayan yanıtı "Zehirli Dil kullanıyorsun" tepkisi…
Boş evler hasarlı gösterilerek, Elazığ'dan ev sahibi olma imkanı oluşturuluyor
Boş evler hasarlı gösterilerek, Elazığ'dan ev sahibi olma imkanı...
AFAD Müdürü, Meclis üyesini neden yanılttı…!
AFAD Müdürü, Meclis üyesini neden yanılttı…!
Bağımsız adaylığımı ön seçimin yapılıp yapılmaması belirleyecek
Bağımsız adaylığımı ön seçimin yapılıp yapılmaması belirleyecek
İl Genelinde 28 bin 933 bina incelendi
İl Genelinde 28 bin 933 bina incelendi
"Milletvekilleri hiçbir eksiklik bırakmamışlar"
Ana Sayfa
Gündem
Siyaset
Ekonomi-STK
Kültür - Sanat/Eğitim
Emniyet-Adliye
Spor
Sağlık - Yaşam
Manşet
Video Galeri
Yazarlar
Köşe Yazarları
Video Galeri
Biyografiler
Yerel Haberler
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
  • Asayiş
  • Çevre
  • Dünya
  • Genel
  • Gündem
  • Siyaset
  • Spor
  • Teknoloji
  • Video Galeri
  • Yazarlar
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Yerel Haberler
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

www.ibrshop.com

Yazılım: Tumeva Bilişim