• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Gündem
  • Siyaset
  • Ekonomi-STK
  • Kültür - Sanat/Eğitim
  • Emniyet-Adliye
  • Sağlık - Yaşam
  • Spor
  • Manşet
  • Video Galeri Yazarlar
  • Ara
SON DAKİKA:
13:33
Elazığ'da, 19 Mayıs Ruhu 10 ilçede yaşatıldı
12:22
FÜ'si Palyatif bakım yatak sayısı 35'e çıkarıldı
Video Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
  3. Muhalefeti susturmak
Yayınlanma: 27 Nisan 2025 - 22:44

Muhalefeti susturmak

27 Nisan 2025 - 22:44
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Dinle
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ

Üst üste operasyonlar yapılıyor, muhalif siyasetçiler, gazeteciler gözaltına alınıyor. Susan, konuşmayan bir toplum yaratılmak isteniyor. Vicdanını cüzdanına hapsetmiş bir sürü yazar, gazeteci veya akademisyen de bu sürece destek veriyor.

Yapılanlara dini meşruiyet kazandırmak ise din adamından çok siyaset adamı olan ilahiyatçılara kalıyor.

Bu kişiler vasıtasıyla, mevcut iktidar yaşasın diye din adına din çarpıtılıyor. Yolsuzluğa, yalana, rüşvete göz yumulması isteniyor. Aslında bu, bugünün meselesi değil, Emevîler’den beri yerleşen bir yönetim tarzı.

Bu gelenekte, halife veya bugünkü karşılığı ile devlet başkanı halkın temsilcisi değil, Allah’ın yer yüzündeki gölgesidir. Onu oraya getiren Tanrı’dır. Emevî halifelerinin, “bizi bu göreve kader getirdi, kaderin kalemi Allah’ın elindedir. Bize isyan ona isyandır” şeklindeki düşünceleri bu anlayışın ürünüdür. Sonra gelenler de bu yolu izlemişlerdir. Fakihler, ataması Allah tarafından yapılan yöneticileri sınırlamak için herhangi bir teşebbüste bulunmamış, bir siyaset fıkhı oluşturamamışlardır. Zaten işin kadere bağlanması böyle bir sınırlamayı imkansızlaştırmıştır. Onlardan sonrakiler de aynı yolda yürümüşler, iktidarın her şeklini meşrulaştırmışlardır.

İmam-ı Gazali gibi büyük bir alim, yönetimi zorla ele geçirmiş olanın imametini meşru görmüş, ehli sünnet alimlerinin büyüklerinden İbn Hacer Askalani ise “iktidardakiler zalim de olsalar itaat edilmesi gerektiğini” söylemiştir. Onları bu düşünceye iten İslam’ın ilk dönemlerinde çıkan çalkantılar ve karışıklıklardır. Kamu düzenini yasalarla sağlamak yerine, yönetimde olanlara kayıtsız şartsız teslimiyetle sağlamaya çalışmışlardır. Bu da kamu düzenini koruma uğruna adaletten, şuradan, doğruluktan vazgeçmek, zulme boyun eğmekle neticelenmiştir. Onun için İslam dünyasında zalim ve ceberrut yöneticiler hiç eksik olmamıştır. Oysa itikatta imamımız İmam Maturidi, ”sizden olan ulul emre itaat edin” ( Nisa 59) ayetini yorumlarken, bu ayette geçen ulul emreden kastın yöneticiler değil, alimler ve savaş esnasında komutanlar olduğunu söyler. Aksi takdirde Allah’ın zalim yöneticiye itaat edilmesini emrettiğini düşünmek olur ki bu haşa Allah’a zulüm isnat etmektir, der. Zulmü telin eden bir dinin zalime itaati emretmesi düşünülemez.

Gerçekte, adil de olsa zalim de olsa topluma zararlı icraatlarında her yönetici eleştirilebilir. Bunu mezhep imamımız Ebu Hanife hem fetva hem uygulamaları ile göstermiştir: Mehmet Ocaktan “Müslüman Sokağında Demokrasi Hayal mi” isimli kitabında ondan şu aktarımı yapar: “Ebu Hanife ifade özgürlüğünü o denli benimsemiştir ki, yönetici meşru dahi olsa aleyhine konuşulabileceğini söylemiştir. Hatta daha da ileri giderek meşru bir yönetici hakkında argoyla bezeli kötü söz söyleyerek hakaret edenlerin, halifeyi ölümle tehdit edenlerin bile tutuklanmasına cevaz vermez. Sadece sözlerini eyleme döküp silahlı isyana kalkışan veya toplumun huzurunu bozanların bu hususta cezalandırılabileceğini” söyler.(s.181) Bu görüşlerine bağlı olarak büyük İmamın Hz. Ali’nin torunu Zeyd bin Ali’nin Emevîler’e karşı muhalefetini desteklediği ifade edilmektedir.

Ne yazık ki, onun bu görüşleri üzerine bir siyaset hukuku kurulamamış, fikirleri muhteris yöneticiler ve onların yardakçısı alimler tarafından ya unutturulmuş yahut çarpıtılmıştır. Hala revaçta olan Emevî anlayışı ile başka sosyal/ kültürel şartların ürünü olan fetvalardır.

Günümüzde her eleştiriye gösterilen aşırı tepkinin arkasında da bu köhnemiş zihniyet vardır.

İslam’ın temel ölçülerinden biri “masiyette itaat yoktur” hükmüdür. Fakat bu hüküm bile o kadar aşındırılmıştır ki “imani konularla” sınırlandırılmıştır. Mesela Yönetici Allah’a isyanı emrettiğinde uymayacak, ama ülkeye, millete, devlete zarar verecek bir emir verdiğinde buna uyacaksınız. Bu anlayış, İslam dünyasında zalim, ceberrut yönetimlerin döl yatağı olmuş, her icraatlarını meşrulaştırmıştır. Bu din algısı ve siyaset biçiminin en büyük zararı dine verdiği ortadadır. Onun için geçmişte, kimi dini uygulama ve anlayışlar sorgulanırken bugün bizzat din sorgulanmaktadır. Dönemsel ve tamamen günün sosyolojisine bağlı fetvaların, bağlam ve zamanlarından koparılarak bütün zamanların reçetesi ve dinin değişmez hükümleri olarak sunulması bu sonucu hazırlamıştır. Kısacası dinin mesajları doğru okunamamış, Prof. Dr. Ahmet Akbulut’un ifadesiyle: “Kuranın mesajı Müslüman kültürüne kurbanı edilmiştir.”(s.31) Bugün olan da budur. Muhalefete yönelik baskı ve tutuklamalar Emevî siyaset anlayışının günümüzdeki izdüşümüdür. Bedenen burada ama zihnen oradayız. Geçmişte kaos korkusu, günümüzde ise iktidar tutkusu dini yutmuş, ortaya din etiketli, dinle ilişkisiz bir siyaset biçimi çıkarmıştır.

  • YORUMLAR
  • FACEBOOK
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Endişe etmekte haksız mıyız? - 19 Mayıs 2025
  • PKK aslında ne demek istedi? - 14 Mayıs 2025
  • Bir gün milliyetçileri ikna ederlerse… - 12 Mayıs 2025
  • Denetimsiz güç ve yozlaşma - 09 Mayıs 2025
  • İki cenaze bir bayrak - 07 Mayıs 2025
  • Yolsuzluk ve hukuk - 02 Mayıs 2025
  • Din adına dini tahrip - 30 Nisan 2025
  • Sorunun adını doğru koymak! - 22 Nisan 2025
  • Çare Hukuk Devletidir - 19 Nisan 2025
  • Sevr'e Dönüş - 17 Nisan 2025
  • AKP kime hizmet ediyor? - 14 Nisan 2025
  • Hukuk olmayınca… - 12 Nisan 2025
  • Türklük, Türkiyelilik, vatandaşlık - 08 Nisan 2025
  • Allah adına konuşmak - 04 Nisan 2025
  • Bahçeli'nin anayasa çağrısı - 03 Nisan 2025
  • Din terakkiye mâni midir? - 31 Mart 2025
  • Sisler dağıldığında - 21 Mart 2025
  • İspanya örneği üzerinden spekülasyon - 17 Mart 2025
  • İki dil ikiye bölünmek demektir - 14 Mart 2025
  • Terörü bitirmenin karşılığı egemenliği paylaşmak olmamalıdır - 12 Mart 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 16
ilan.gov.tr
Köşe Yazarları
PROF. DR. SABAHATTİN DEVECİOĞLU
PROF. DR. SABAHATTİN DEVECİOĞLU
Sporda Lüks Ekonomisi
METİN AKGÜN
METİN AKGÜN
'19 Mayıs'ı Yarın Odaklı Doğru Anlamalıyız…'
DR.HASAN YAĞAR
DR.HASAN YAĞAR
19 MAYIS ANISINA
CEZMİ ORKUN
CEZMİ ORKUN
KİMİN HAYRINA?
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
Endişe etmekte haksız mıyız?
MEHMET ŞAĞBANŞUA
MEHMET ŞAĞBANŞUA
Arif Çakmak
ERHAN DABAK
ERHAN DABAK
Kendimiz çalıp kendimiz oynamayalım…,
Çok Okunan Haberler
YRP İl Başkanı Karakuş; Sahada kazandıklarımızı, masada kaybetmeyelim
YRP İl Başkanı Karakuş; Sahada kazandıklarımızı, masada kaybetmeyelim
Telekomünikasyon Teknikerleri Derneği'nden geleceğe yatırım projesi
Telekomünikasyon Teknikerleri Derneği'nden geleceğe yatırım projesi
Açıkkapı: Zirai don, sadece tarımı değil, bir ilin ekonomisini doğrudan etkiliyor
Açıkkapı: Zirai don, sadece tarımı değil, bir ilin ekonomisini doğrudan...
Ana Sayfa
Gündem
Siyaset
Ekonomi-STK
Kültür - Sanat/Eğitim
Emniyet-Adliye
Sağlık - Yaşam
Spor
Manşet
Video Galeri
Yazarlar
Köşe Yazarları
Video Galeri
Biyografiler
Yerel Haberler
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Asayiş
  • Çevre
  • Dünya
  • Genel
  • Gündem
  • Siyaset
  • Spor
  • Teknoloji
  • Video Galeri
  • Yazarlar
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Yerel Haberler
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Sitene Ekle
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim