• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Gündem
  • Siyaset
  • Ekonomi-STK
  • Kültür - Sanat/Eğitim
  • Emniyet-Adliye
  • Sağlık - Yaşam
  • Spor
  • Manşet
  • Video Galeri Yazarlar
  • Ara
SON DAKİKA:
15:07
TKDK'dan 42 Milyon Avroluk yeni çağrı ilanı!
12:15
Elazığ Belediye Meclisi'nde Alevi Vatandaşlara Yönelik Uygulamalara Tepki: Çifte Standart Var
Video Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
  3. Paralel din
Yayınlanma: 09 Ekim 2024 - 22:52

Paralel din

09 Ekim 2024 - 22:52
Yorumlar
TAKİP ETTAKİP ET
Dinle
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ

Büyük bir ahlaki çürüme yaşıyoruz.

Bu sadece ekonomik şartlarla ilgili değil, din ve Tanrı anlayışımız da -ahlaksızlığı teşvik ediyor. İslam,ahlaka çağırır, doğru anlarsanız ahlaki olgunluğa götürür. Ama onu çıkar aracı yaparsanız ortaya çarpıtılmış, bağlamından koparılmış sakat bir din anlayışı çıkar. Bu İslam değildir, İslam'la harmanlanış başka bir şeydir.

Mesela, çok problemli bir Tanrı idrakine sahibiz. Her şeyi affeden bir Tanrı anlayışı bizi -nasıl olsa affedecek- diye her şeyi yapmaya, her çirkinliği işlemeye itiyor.Afta sınır olmayınca günahta da sınır olmuyor.

Muhterislerin elinde din o kadar çok istismar edildi ki, sahih dinin yanında bir de sahte bir din ortaya çıktı. M.S.Hatiboğlu, 'Siyasi-İçtimai Hadiselerle Hadis Münasebetleri' kitabından, dinin nasıl hoyratça kullanıldığına dair bir bidatçiden çağların özeti bir aktarım yapar.Şöyle der: "Biz bir davayı benimsetmek istediğimiz zaman onu hadisleştirirdik."

Siyasi, sosyal veya şahsi çıkarlara göre hadis uydurulmuş, toplum bu şekilde yönlendirilmiştir.  Yani vefatından sonra da Hz. Peygamber konuşturulmuş,onun manevi ağırlığı hoyratça kullanılmıştır. Öyle ki, kendinden sonra meydana gelen her önemli sosyal veya siyasi hadise şu veya bu şekilde uydurma hadislerle ifade edilmiştir. Din adına dini tahrip eden uydurma hadisler en çok siyaset cephesinden gelmiştir. Oysa "Hz. Peygamber, idare ve siyaset mevzuunda sünnetiyle muayyen bir nizam ortaya koymuş değildir.Hastalığı şiddetlendiği zaman bile ashabından hiç birini, kendisinden sonra yerine geçmek üzere tayin etmemiştir."(s.47) Bu, toplumların yönetiminin yine kendilerine ve zamanın şartlarına bırakıldığının göstergesidir.

Keza Peygamber efendimizin vazife tevziinde nesebi gözettiğine veya bu görevi bir kabileye hasrettiğine dair tek bir örnek yoktur. Ölçü o işe ehil olmaktır. Ancak kendisinden sonra bu işin Kureyş'te kalması için sayısız hadis uydurulmuştur. Mesela, Dünyada iki kişi kalsa da, bu iş(Yönetim) Kureyş'e aittir.

Uydurmacılığa birçok örnek göstermek mümkündür:

Hilafet meselesinde Ensar bir kenara atılmış,hizmetleri ile mütenasip olmayan bir konuma itilmişlerdir. Halifeler içinde Ensar'dan kimse yoktur. Ensar'ın kırgınlığını gidermek için Peygamber efendimiz devreye sokulmuş,"Bana inanmayan Allah'a inanmaz,Ensar'ı sevmeyen ise bana inanmıyor demektir" diye konuşturulmuştur.

Hadis uydurma daha çok güncel siyasal olaylar ve o günün siyasi aktörleri ile ilgilidir. Hz.Ali şiası onu öne çıkarmak, karşıtlar ise Emevileri refere etmek için aynı yola baş vurmuştur. Hz.Ali'yi Allah Resulü'nün kardeş ilan ettiğine dair rivayetlere karşı Hz.Hüseyin'in torunu Ömer şunları  söyler:"Babam öldü,vallahi iki harf vasiyet etmiş değildir.Bu adamları Allah kahretsin! Vallahi bunlar bizim sırtımızdan karın doyuranlardır.''(S.83)

Emeviler iş başına gelince bu defa Peygamber şöyle konuşturulacaktır:"Günler geceler geçecek,nihayet bu Ümmetin idaresi Muaviye'nin elinde toplanacaktır." Peygamber böyle haber verdikten sonra Muaviye'ye itiraz etmek artık mümkün müdür?

Halifelerin,yöneticilerin serkeşliğine karşı da toplumun isyan etmemesi gerekmektedir. Müracaat edilecek yer yine Peygamberdir,ona şu sözleri söyletirler:"Kim Allah'ın sultanını tahkir ederse Allah'da onu tahkir eder." Veya,"Kim imamsız (biatsız) ölürse Cahiliye ölümüyle ölmüş demektir.Kim itaatten ayrılırsa,kıyamet günü hüccetsiz gelir." Yani Müslüman'a düşen sadece itaattir, baştakilerin haksızlığını düzeltmeye hakkı yoktur.(s.126) Fiili tepki yasaklanınca zalimin önünde bir engel de kalmamıştır.

Uydurma hadisler üzerine kurulan bu din anlayışı Hz:Ömer'e "seni kılıçlarımızla düzeltiriz" diyen halkı devre dışı bırakmış, siyaset adına her olumsuzluğun önünü açmıştır. Sonraki dönemlerde bu itaat kültürü giderek dinileşerek devam etmiştir. Siyaseti dinle tahkim günümüzde de sürmektedir. Birkaç yıl önce eski Rize milletvekili Şevki Yılmaz Akit Gazetesinde Erdoğan'la ilgili hadis var diyecek kadar ileri giden bir yazı yazmıştı.Bu  ifadeyle  Erdoğan'ın iktidarını sağlamlaştırayım derken, hem dini tahrif etmiş, hem de ona oy vermeyenleri Hz.Peygamber karşıtlığı ile kodlamıştı.Siyaseti, din ve ahlakla çelişen birini dinle özdeşleştirmek o günahlara  İslam'ın yol verdiğini söylemekten farksızdır. Bu zihniyet sürdükçe  siyaset dini yutmaya ve toplumu bu sakat din anlayışı ile uyutmaya devam edecektir.

Oysa hadislerle ilgili doğru olan şudur:" “Kim bilerek bana yalan bir söz isnat ederse cehennemdeki yerini hazırlasın”(Hadis)

  • YORUMLAR
  • FACEBOOK
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • Bu mudur devlet aklı? - 01 Temmuz 2025
  • Devlet aklı kimin aklı? - 30 Haziran 2025
  • Uyanın ey Mısırlılar! - 27 Haziran 2025
  • Adalet yoksa… - 25 Haziran 2025
  • İslam, demokrasi diktatörlük - 23 Haziran 2025
  • Öcalan'ın sözcüleri… - 20 Haziran 2025
  • Apo'nun peşinde kurtuluş aramak - 18 Haziran 2025
  • İran dersleri - 17 Haziran 2025
  • Yeni bir despot liderler çağı - 14 Haziran 2025
  • Cübbeli cehalet - 10 Haziran 2025
  • Adalet gecikir ama asla şaşmaz - 08 Haziran 2025
  • Dini söylemin insanileştirilmesi - 07 Haziran 2025
  • Emri hak vaki oluncaya kadar… - 02 Haziran 2025
  • CHP'ye operasyonlar neyi hedefliyor? - 28 Mayıs 2025
  • PKK bahane - 25 Mayıs 2025
  • Hani tasfiye şartsızdı? - 22 Mayıs 2025
  • Endişe etmekte haksız mıyız? - 19 Mayıs 2025
  • PKK aslında ne demek istedi? - 14 Mayıs 2025
  • Bir gün milliyetçileri ikna ederlerse… - 12 Mayıs 2025
  • Denetimsiz güç ve yozlaşma - 09 Mayıs 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 16
ilan.gov.tr
Köşe Yazarları
HADİ ÖNAL
HADİ ÖNAL
Bizim Olan; Ama Bizim Olmayan Madenlerimiz
PROF. DR. SABAHATTİN DEVECİOĞLU
PROF. DR. SABAHATTİN DEVECİOĞLU
Futbolun Yumuşak Gücü: Traktör FK
METİN AKGÜN
METİN AKGÜN
Muharrem Ayı
DR.HASAN YAĞAR
DR.HASAN YAĞAR
HİLAFET ÜZERİNE BİR KAÇ SÖZ
CEZMİ ORKUN
CEZMİ ORKUN
KİMİN UMURUNDA!
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
AV.DR.İRFAN SÖNMEZ
Bu mudur devlet aklı?
MEHMET ŞAĞBANŞUA
MEHMET ŞAĞBANŞUA
Gardaş
ERHAN DABAK
ERHAN DABAK
Kendimiz çalıp kendimiz oynamayalım…,
Çok Okunan Haberler
Belediye Başkanının, Yanılmaz takıntısı devam ediyor
Belediye Başkanının, Yanılmaz takıntısı devam ediyor
Eski Maden hastanesi duyarsızlık sonucu kaşla göz arasında satıldı
Eski Maden hastanesi duyarsızlık sonucu kaşla göz arasında satıldı
Vatandaşlar, 87 Yıllık Devlet Hastanesinin satışının iptalini istedi
Vatandaşlar, 87 Yıllık Devlet Hastanesinin satışının iptalini istedi
Ana Sayfa
Gündem
Siyaset
Ekonomi-STK
Kültür - Sanat/Eğitim
Emniyet-Adliye
Sağlık - Yaşam
Spor
Manşet
Video Galeri
Yazarlar
Köşe Yazarları
Video Galeri
Biyografiler
Yerel Haberler
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Anketler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Asayiş
  • Çevre
  • Dünya
  • Genel
  • Gündem
  • Siyaset
  • Spor
  • Teknoloji
  • Video Galeri
  • Yazarlar
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Yerel Haberler
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Anketler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Sitene Ekle
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

Yazılım: Tumeva Bilişim