Çoğumuz kendimize ilgi gösterdiğimizde suçluluk hissederiz. Sanki yanlış bir şey yapıyormuşuz gibi ‘’ Benden daha kötü durumda olan insanlar var benim sorunlarım onların yanında ne ki ‘’ diye düşünürüz. Her zaman sizden daha kötü durumda olan insanlar olacaktır. Bu durum sizin kendinizle ilgilenecek vakti bulamayacağınız anlamına gelmez. Hepimizin bir miktar bakıma ihtiyacı vardır ve bu durumda kendimize vakit ayırmak kusur değildir. Sorunlarımızı başkalarının sorunlarıyla kıyasladığımız zaman kendimizden kaçmış oluruz. Kendimize karşı her anlamda ne kadar açık olursak hayata karşı kendimizi yakın hissederiz. Başkalarını sevmenin esasında öz şefkat yatar. Bizler kendimizi hatalarımızla, doğrularımızla, fiziksel özelliklerimizle, hissettiklerimizle kabul edersek başkalarını da rahatlıkla kabul ederiz. İşe kendimizle arkadaş olabilmekle başlamalıyız bunun da yolu kabul etmekten geçer. Kendimizi tam olarak kabul ettiğimiz zaman kendi yolumuzda ilerlemek daha da kolaylaşır.
ÖZ ŞEFKATE GİDEN YOLLAR
Bedeninizin İçinde Yumuşamak
Bizler tehlikeli bir durumla karşılaştığımızda dünyaya karşı bir duvar oluşturarak bedenimizi koruruz. Beynimiz ise tehlikenin içerden mi yoksa dışarıdan mı geldiğini ayırt edemez, o yüzden endişelerimiz düğümlenip sertleşir. Bir süre sonrada bedendeki tüm sistemler üzerinde stres yükler. Stres altındayken bedenimizi rahatlatmak için yapabileceğimiz her şey öz şefkat kategorisine girer. Kişinin kendisiyle fiziksel olarak ilgilenmesi zihni de ferahlatır. Beden ile zihin arasında ters bir ilişki vardır. Beden hareketsiz olduğunda zihin koşturur zihin sakinleştiğinde beden harekete geçer.
Düşüncelerinize İzin Vermek
Zihnimiz meşgulken ya da zihnimizin içindeki düşünceler bir yarış halindeyken yapmamız gereken tek şey düşüncelerimizin gelip gitmesine izin vermek, yani direnç göstermeyi bırakmalıyız. Burada önemli olan fikirlerimizin zihnimizde doğal ve kolay bir şekilde girip çıkabileceği zihinsel bir alan yaratmaktır.
Duygularınızla Dost Olmak
Duygularınızla dost olmak size acı veren duygularınızla kavga etmekten vazgeçmektir. Bunu nasıl yapabileceğimiz pek çok sözcükle ifade edilebilir; empati, sevecenlik, merhamet, hoşgörü, kabul etme,anlayış ve dostluk. Bağışlayıcılık kişinin kendisine ilgi göstermesinin önemli bir tarafıdır. Çoğumuz hata yaptığımızda kendimizi bağışlamakta güçlük çekeriz. Kendimize merhametli davranmayız. Kendimizi bağışlamanın bir yolu , ‘’ En yakın arkadaşım bu işe ne derdi?’’ diye sormaktır. Başkalarının merhametli bakış açıkları bizi sürekli zihinde tekrara eden olumsuz düşüncelerden çıkarabilir. Duygularımızla dost olmak kendimizle nasıl ilgilendiğimizle de ilişkilidir. Bu süreçte kendimize keyif veren aktivitelerde bulunmak faydalı olabilir. Örnek olarak müzik dinlemek , tatile çıkmak, sinemaya gitmek , araba kullanmak gibi aktivitelere girişmek duygusal anlamda ilgi gösterme yöntemlerinden biridir.
Başkalarıyla İyi İlişki Kurmak
Kişinin kendisine ilgi göstermesinin bir başka yöntemi de başkalarıyla iyi ilişki kurmaktır. Kendimizi zaman zaman diğer insanlardan ayrı hissederiz. Bu duygu sıradan bir mutsuzluğu, çaresizliği, yılgınlığı beraberinde getirir. Bizler ilişkilerimizde nazik olmalıyız ve onlara zarar vermekten kaçınmalıyız. Zaten yardım etmek bir yerde zarar vermekten kaçmak demektir. Davranışlarımızın başkaları üzerinde iyi veya kötü etkisi vardır. Fakat bizler hayat döngüsünün içine dahil olduğumuz için elimizden geldiğince acıyı azaltmayı başkalarına bilerek veya bilmeyerek zarar verdiğimiz için kendimizi bağışlamaya çalışmalıyız. En önemlisi bunu kendi iyiliğimiz için yapmalıyız aksi taktirde kendimize zarar vermiş oluruz.
Ruhunuzu Beslemek
Günümüzde insanlar kendileri hakkında çelişkili duygular yaşarlar. Şimdilerde kendimizi sevmek pek de kolay değil. Belki de masum bir bebeğe duyduğumuz karşılıksız sevgi bize kendimizi nasıl daha çok seveceğimize götürür. Ruhsal olarak kendimizle ilgilenmek önem verdiğimiz değerleri geliştirmemiz için oldukça önemlidir. Eğer değerlerimize ilgi göstermezsek bilinçaltındaki tüketici değerleri benimseriz. Kısacası keyif peşimde koşan maddiyatçı biri oluruz. Bir ebeveyn nasıl çocuğuyla zihinsel, fiziksel, ruhsal anlamda ilgilenmeye çalışıyorsa, biz de bu becerileri kendimizle ilgili olarak geliştirebiliriz. Bunun için sadece buna hevesli olmamız ve yaratıcılık göstermemiz yeterli.