Bilindiği üzere geçtiğimiz günlerde, en kirli bir para olan dolarla Türkiye düşmanları devletimize bir ekonomik operasyon çektiler. Bu haince hareket üzerine dolar 18 lirayı buldu. Bunun üzerine hemen tüm esnaf anında ve hep beraber ve aynı anda, eskiden beri ellerinde bulunan mallarına %30-35 oranında zam yaptılar. Keza hemen herkesçe malum olduğu üzere, hükümet tarafından alınan ekonomik önlemler üzerine başta dolar olmak üzere Türk Lirası yabancı paralar karşısında değer kazandı ve şimdilerde dolar 10-11 lira arasında seyreden bir derekeye indi. İndi inmesine de o yükselmelerde, vakit kaybetmeden fiyat artırımına giden muhterem esnafta gık yok. Hemen hepsi o yaptıkları %100 haksız zamlarına devam etmekteler.
Kimselerin özel hayatına dil uzatmak emelinde elbette olmamamız lazım. Ancak bazı tavırlar var ki insanı bazı şeyleri yazmaya mecbur bırakmaktadır. Bendenizin naçizane olarak gözlemleyebildiğim kadarıyla genel olarak esnafımızın ekseriyeti maneviyatla barışık durumdadır. Hatta birçokları hemen her yıl ve özellikle Ramazan aylarında umre yapmaktalar. Onun da sebebi hikmetini ben sizlere arz edeyim: Zira oralarda gece gündüz eşitliği olduğu için, memleketimizdeki uzun gündüzlerinde oruç tutmaktansa oralardaki kısa gündüzleri tercih etmek galiba daha hesaplı olsa gerek. Ancak ve ne var ki, bu aziz vatandaşlarımız hizmet tevdi ettikleri çalışanına asgari ücret vermekteler. Asgari ücretle geçinmenin zorluğunu anlatmaya bile gerek yok. Ben olsam umre yerine çalışanıma destek veririm. Zira Rabbülalemin nezdinde bence bu daha makbul olur. Zira hayır yapmak Allah’ın bizlere tavsiye ettiği onurlu ve öteki âlemde de ödüllü bir davranış olarak bildirilmektedir. Ancak ve ne hikmetse bu insanımız umreyi tercih etmektedir. Bu da halk arasında yaygın olup hakkında rivayetlerden başka dinî hiçbir dayanağı olmayan bu yolla cenneti kazanmak niyetidir. Ancak bunun Kur’ân’î bir dayanağı asla yoktur. Hatta sadece esnafımız değil her kategoriden insanımız bu niyet üzere Haremeyn’i ziyaret etmektedir. Oysa bu konuda ciddi bir sektör işletmeciliği olduğu için bu husus ha bire pompalanmaktadır.
Şimdi sormak lazım. Hangi parayla cennet arzulanmaktadır. Hemen kaydedelim ki esnafımızın işlediği haram, sadece haksız zamlar suretiyle olmuyor. Mesela birçokları satışlarında yazar kasa fişi de vermiyor. Bu, daha da haram olan bir davranış. Ancak bu arada şunu da ilave edelim ki bunun dışında tutabileceğimiz esnafımız da var gayet tabii. Ama bunların sayısı oldukça az. Bunu da alış verişlerimizden ötürü bilmekteyiz. İşte bu sebepledir ki hükümet A.V.M. uygulamasını teşvik etmektedir. Zira bu konudaki uygulama, vergi kaçırmayı pek mümkün kılmamaktadır da ondan. Ama buna karşı çıkanlar eski bakkal uygulamasının hasretliği içinde olduklarını söyleseler de, bu lafügüzaftan başka bir şey ifade etmez.
Şimdi bu vatandaşlarımıza hatırlatmak lazım. Şayet devlet size can ve mal güvenliği sağlamayacak olursa siz bu haksız kazancınızı nasıl temin edeceksiniz ki? Yapmayın etmeyin bu devleti düşmanlarının insafına terk edecek olursanız, o vakit bilin ki sizin kazancınızı elinizden alacakları gibi herkes için reva görülecek her bir namussuzluk ve ahlaksızlık sizin için de söz konusu olacaktır. Unutmayın ki hep birlikte bir Kurtuluş Savaşı verdik. Belki o yılların rezaletini yeni nesil bilmiyor olabilir. Ama okullarımızda cebir-geometriden önce Kurtuluş öncesi yılların behemehâl anlatılması lazım. Küffarın amacı, bu Millete o günleri yeniden yaşatmaktır. Bunu, irili ufaklı hemen hepimizin bilmesi ve buna göre tavır takınması gerekmektedir. Zira bundan başka ne Türkiye ne de Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Herkesin bunu Amentü kabul edip buna göre hareket ederek geleceğini belirlemesi kaçınılmazlık arz etmektedir. Aksi halde memleket ve milletin geleceği, yani gelecek nesillerin bizden devralması gereken hiçbir iyilik ve güzellik olmaz. Unutmayalım ki bizden öncekiler canlarını feda ettikleri için bizler bu gün adeta har vurup harman savurmaktayız.
Hz. Ali (r.a.) diyor ki “Helal malın hesabı, haram malın da azabı vardır.” Hemen hepimizin bu düstur üzere hareket etmemiz, farzın ötesinde bir mana ifade etmektedir.
Dileriz her akıl ve izan sahibi insanımız helal olmayan bir tutkuya gönül vermez. Herkese selam ve sevgiyle.