Siyaset biliminde siyasetçinin topluma karşı üzerine düşen sorumluluğu nedeniyle görev yaptığı süre içerisinde vatandaşın ve ilin sorunlarının dile getirilmesinde siyasi iradenin ve duruşun halktan yanan olması gerekliliğini vurgular.
İlimizin geri kalması ve gelişmelerden yeterince hakkını alamaması son yıllarda tartışılan siyasette güç kaybının temel nedeni olarak gösterilir.
Siyasetçinin yetersizliği toplumun siyaset üzerindeki yerine göre desteği ve tepkisinin iyi ayarlayamaması nedeniyle siyasetçinin siyaset yapma şeklini de önemli oranda belirlediği ifade edilir.
…..
Geçmiş 1950- 60-70 yıllara baktığınızda bunların emarelerini görebilirsiniz.
İlimiz ne kazanmışsa o yıllardaki siyasetçilerin gösterdikleri dik duruşu ve iradenin sağlam olması, arkasındaki bilinçli toplum vermiş olduğu güven ile kazanımlarla elde edilmiştir
Bunun en iyi örnekleri…
1956 yılında İlimizi temsil eden Milletvekillerinin kazandırdığı Üniversite hakkı, KİT teşekküllerinin kurulması,
Daha sonraki süreçlerde Rahmetli Ali Rıza Septioğlu’unu siyasetteki rolü…
Halen hayatta olan İç İşleri ve Adalet Bakanlığı yapmış Mehmet Ağar’ın İlimizdeki siyasi alt yapısı ve etkisi…
Bu isimler baktığınızda siyaset yaptıkları dönemlerde bulundukları partilerin Genel Başkanlarının İlimiz temsilen isimlerinin çizilmeye karşı gösterdikleri dik duruş ve kararlılık Genel Başkanlarının liste dışı bırakılmasına rağmen toplumun bağımsız olarak Meclise gönderme eğilimleri.
…..
İlimizde siyaset anlayışı toplumun siyasete mantığını ve siyasetçinin değişimlerini ilk işaretlerini 1982 yılında ANAP iktidarında başladığını görüyoruz.
ANAP’ın tek başına iktidarı dönemlerinde sergilenen siyaset mantığı toplumun siyaset algısını da değiştirmiştir.
Tek merkezden yönlendirilen isimler ve buna biat eden toplum mantığı siyasette ağırlık kazanmaya başlamıştır.
Geçmiş yıllarda kazanılan KİT’leri bu dönem de özelleştirme adı altında kaybedilmiş, ancak toplum bu doğrultuda bir reaksiyon gösterememiştir.
Toplumun ve STK’ların reaksiyondaki yetersizliği siyasete de yansımış kazanımlar kaybedilmiştir.
Bu anlayışı AKP döneminde de görmekteyiz.
Genel Merkezlerin atadığı isimler ile İlimiz siyaseti şekillenmiştir.
Toplum hiçbir zaman siyaseti şekillendirememiştir.
Çevremizdeki İllerin geldiği noktalarla kıyasladığımızda İlimizdeki siyaset profili kendini gösterir.
…..
Bunu neden mi söylüyorum…
24 Ocak tarihinde yaşadığımız bir deprem hadisesi var.
Deprem sonra bazı bakanlar İlimizi mesken tutmuştu.
Mesken tuttukları Elazığ için olumlu olarak bir yaklaşım (!) lanse edildi.
…..
Aradan aylar geçti.
Kamuoyuna sunulan algının öyle olmadığı görülmeye başlandı.
Bakalım…
Elazığ İmar revize planında TOKİ tarafından yaptırılan evler 5 katla sınırlandırılmasına rağmen çevresindeki evler 10 kat, 12 katlara imar verildi.
Çok katlılarda vatandaşların cebinden çok az bir bedel ile ev sahibi olma imkanı sağlanırken garibim TOKİ mağduru vatandaşlar 200 binlere varan borçlanmalarla ömürlerini bankalara ipotek edilme ihtimali yüksek gibi görünüyor.
Bu konuda bir tık ses var mı?
Yok…
Bakın… Millet Bahçesinde şehitler anıtı yapılacaktı.
Bizzat bakanın açıklaması var.
Ama yapılmadı… Şehitlere duyarlı toplumda bu konuda bir tık ses çıktı mı?
Yok…
Bakın…TOKİ Elazığ’ın çevresini ipotek altına alarak parsellerken toplumdan ve STK’lardan bu konuda bir tık ses var mı? Yok….
Bakın…Malatya İkinci Üniversitesini açtı. İkinci Tıp Fakültesini açtı.
Bize bölümler açmaya reva görenler üstüne üstlük Bakan bir yıl önce tartıştığı Rektörden hıncını alamamış ki Fırat Üniversitesinin geleceğini engelleyen 650 dönüm arazi yetmezmiş gibi bir güç denemesinde Üniversitenin eğitim geleceği engellenirken…
Şimdi de ya kabul edersin ya da yetkimi kullanarak 500 dönüm daha alacağım diye esip gürlemesine,
Sayın Bakanım ne yapıyorsunuz diye ses verecek bu konuda bir tık ses var mı?
Yok…
Maden İlçesinde yıllardır yapılması vaat edilen Tarihi Kaymakamlık binasının neden restore edilmediğini soran var mı?,
Yok…
Bakan Sivrice’ye Villa yapacakmış, Sayın Bakanım burası İlçe bize bodrumdakine benzer villa ne gerekir diyen var mı?
Yok…
TOKİ tarafından vatandaşa satılacak evlerin bedeli hala belli değil...
Bakana, Bakanım ne yapıyoruz… Ne zaman belli olacak diyen var mı?
Bu konuda bir tık ses var mı?
Yok...
….
Bunlar birkaç örnek…
Örnekleri çoğaltabiliriz
Vatandaşın, siyasete bakış açısı (!) çok mükemmel olunca vatandaşın da hali (!) çok iyi oluyor…
Hadi…
İktidarın siyasilerini anladık…
Ya diğer siyasi partileri ne yapar…
STK’lar ne yapar…
Söyleyeyim ne yaptıklarını vatandaş memnun bize ne dert düşer derler.
Çünkü vatandaş halinden memnun…
Öyle ya…,
Yeri geldiğinde şikâyet eder ağlarlar, ilgililer gelince ağamsın paşamsın derlerse…
Biz ne yapalım…
Aslında biraz da haklılar galiba…
Anlayışımız böyle olursa halimiz de bu olur…