Aylardır İlimizde Maden ilçesindeki bulunan maden sahaları ile ilgili yaşanan süreç pek iyi olmayan bir durumla tarafları karşı karşıya bıraktı…
İyi niyetlerle Elazığ’ın ekonomisine katkı sağlamak için öncülük eden sonu nereye varacağı belli olmasına rağmen risk alarak ETSO’nun başlattığı girişimin bu kadar sert yansımaları olmamalıydı.
….
Aslında bu süreç Elazığ’da iki önemli konuyu da yeniden gözler önüne serdi.
Birincisi… ETSO’nun başlattığı, kamuoyunda büyük bir güven oluşturduğu birlikteliğin özellikle Elazığ üzerinde kazanç elde eden bazı sermaye grupları tarafından mesafeli duruşu…
İkincisi… Elazığ’ın menfaatlerinde risk alan iş dünyasına karşı özellikle iktidar kanadındaki siyasilerin, çevre illerdeki birlikteliği ve öncülüğü sağlayamamadaki anlayışı ve yetersizliği…
Bu tartışmalarda kendini gösterdi.
…..
Zengin maden sahalarının bulunduğu haberleri gündeme geldikten sonra İlimiz de bir sevinç havası oluşturmuş, bu zenginliğin Çimento ve Ferrokrom hadiseleri gibi yabancı sermaye grupları tarafından değil, yerli iş dünyası tarafından işletilmesi beklentisini oluşmuştu.
Bu beklenti ve çağrı karşısında ETSO bir öncülük başlattı.
Amaç zengin maden yataklarının Elazığ’lı iş dünyası tarafından işletilmesiydi.
Elazığ Girişim Grubunun yönetimini oluşturan bir avuç iş insanın başlattığı adıma gerek siyasilerin öncülük ederek, Elazığ’lı iş insanları tarafından alınmasına ve İlimizde nüfus kağıdına kayıtlı büyük sermaye sahiplerinin de girişime hadi bize varız demesini beklerken,
Siyasilerin kıyıdan köşeden millet “Bizi pazarda görsün anlayışı” ile yürüttüğü strateji ve İl dışında çiğköfte partilerinde sazlı sözlü Elazığ için dert edinen iş insanlarının mesafeli duruşu bizi şaşırtmadı.
Elazığ’ın ekonomik anlamda kaderini değiştirecek bu büyük ihaleye destek veren şirket için “öncülük etmeyenlerin” deprem de kendi bazı yandaşlarına ihale alması için nasıl “öncülük” ettiğini, Elazığ’da kazanarak büyüyen ama yeri geldiğinde Elazığ’ın kazanması için “dert edinmeyen iş insanlarının” mesafeli duruşları ile samimi olduklarını gördük
Demek ki; Elazığ’ı seven Elazığ için elini taşın altına koyan bir holding bir de 993 orta ve küçük işletme sahipleri imiş…
Onları takdir ediyorum… Samimiyetlerini ortaya koydukları için;
Üç aylık süreç içerisinde gerek hukuksal anlamda gerekse Elazığ Girişim grubunun ihale bedelini oluşturma yönünde verdiği mücadeleyi yapılan toplantılardaki çağrı şov olarak algılayan zihniyet, bu çalışmaların samimi olduğunu nereden bilsin ki;
….
Bu kadar büyük meblağlı ihalenin adrese teslim olacağı kuşkusu her zaman akıllardaydı.
O zaman neden mücadele verildi? Diye sorabilirsiniz.
Her zaman önümüze çıkan engelleri kaderimizdir diyerek boyun mu eğmeliydik.
Çimento ve Ferrokrom’daki gibi boyun eğmeme adına maden yatakları için verilen mücadeleler bir adım olmalıydı.
O ruh da oluşturuldu.
Ankara 13. İdare Mahkemesinin verdiği kararla ertelenen ihale de umutlar ihalenin eşit şartlarda yarışılması ve girişimcilerin alacağı risklerin eşit olarak paylaşılması için ihalesinin adil ve şeffaf yapılmasını umutlarını yeşertmişti.
Ancak rakip dişliydi… Aylarca verilen mücadelede ne yazık ki istenilen olmadı.
Sadece iktidar partisinin milletvekilleri zor durumda kalmasın diye şartname ufak tefek rötuşlarla ihaleye çıktı.
Tabii ki beklenen sonuç… Konuşulan Cengiz holding işin kaymağını yedi
….
Yargıda İhale mücadelesi bir yandan sürerken, ihale günü iple çekiliyordu.
Acaba ihalede neler olacaktı.
Aylardır ihaleye hazırlanan Elazığ Girişim Grubu ihaleye katılmama kararı almış. İhaleye girmemişti.
Bu kararla ihaleye girilmemesi bir anda “kurt dumanlı havayı sever” misali Elazığ kamuoyunda, sosyal medya üzerinden açıklamalarla linç kampanyası başlatıldı.
Muhatabı dinlenmeden böyle bir tavır alınmanın mutlaka samimi olmayan kesimler tarafından hesabı yapılmış olmalı ki; kuru yaygara yapıldığı görüldü.
Arkasında kimlerin hesabı var… Onu ben bilmem…
Ancak yapılanlar hoş değildi.
…..
Herhalde… Asilhan Arslan bu iş başarıya ulaşmadığı takdirde hedef tahtasına konulacağını bilemeyecek kadar zafiyet gösterecek bir insan değil.
Bahanelere bakar mısınız…
Yok efendim… Toplanan paralara ne olmuş muş? Hisse alanlar hayal kırıklığına uğramış mış…
İzabe tesisi Elazığ’da kuruluyor muş muş….
ETSO Başkanı Asilhan Arslan şov yapıyormuş muş…
Yok ihaleye girmemek için pay almış mış…
Biz bunları yadırgadık mı, yadırgamadık…
Meselenin aslını astarını öğrenmeden tam da bize yakışan dedikodu ve karalamaların yeniden sahnelenmesine üzüldük.
Demek ki; Hala akıllanmamışız.
Gelişmenin, büyümenin yönteminin böyle olmadığını öğrenememişiz.
…..
Sanki kıyamet kopmuş Elazığ’ın hakkı yenmişti.
Elazığ’ın hakkını savunamayanlar linç edilmiyor.
Yadırganmıyor, İhaleye katılarak Elazığ’ın hakkını şartname bir firmayı gösterildiği bilinmesine rağmen ihaleyi katılmama kararı alarak ihaleyi mahkeme süreci devam ettiği için meşrulaştırmayan ve hala mücadelesini sürdüren kişi linçe maruz bırakılıyordu.
Bu süreçte bile akli selim adımlar atılması için Siyasilerin, İli yönetenlerin, STK’ların, bir araya gelerek neler yapılması gerekir diye kafa yorması gerekirken, linç etmeye kalkmak bana göre art niyetin bir yaklaşımdır.
Demek ki; bizler hala samimi değiliz. Bizler hala iki yüzlü olabiliyoruz.
…..
Tabii… Yaşanılan rahatsızlığının nedenini anlıyoruz.
Elazığ’ın gelişmesini istemeyen, toplumun bir yerlere mahkûm etmeyi alışkanlık haline getiren zihniyet ve yandaşlarının tepkileridir bunlar.
Gelecekte ellerinden kopacak gücün kaybedilmesinin endişesini anlıyoruz.
Boşuna uğraşmasınlar. Artık ok yaydan çıkmıştır.
Yıllardır mahkûm ettiğiniz bu toplum, sizin istediğiniz doğrultuda hareket etmeyecektir.
Artık bu Elazığ, sizin boyunduruğunuz altında at oynatacağını bir şehir olmayacaktır.
Bu şehir makûs talihini yenerek bir çığır açacaktır.
İstemeseniz de bubaşarılacaktır.
Biliyorum… Yaşanan bu sancılar yeni ve güzel günler yaşanacak dönemin işaretleridir.
Asilhan Arslan’ı eleştirenler önce bu Elazığ’ ne yapmışlar onun bir hesabını yapıp ondan sonra eleştirmeye kalksınlar.
Risk alarak şehir için mücadele veren birliktelik ruhunu yeşerten ve güven veren Asilhan Arslan’ın bir kez daha arkasındayız ve yem etmeyeceğiz.
Bu böyle biline….