Son yazımı 1.9.2020 tarihinde Ne Ekersen Onu Biçiyoruz” başlığı ile yazmıştım. Aradan yaklaşık iki ay geçti.
Aslında köşe yazısı yazmaktansa habercilik yapalım istedik.
Ancak iki ayda öyle gelişmeler yaşanıyor ki, köşe yazımıza yeniden başlayalım dedik.
Uzun zamandır hiç spor yazısı yazmamıştık.
Kulakları çınlasın eski Başkanlardan İrfan Yumakgil döneminde bir hız vermiştik.
Ondan sonra durduk.
…..
Konu seçimini yaparken Deprem sonrası yaşananlar, pandemi süreci, ekonomik durum ve siyasi sessizlik bütün bunların bu hafta bir kenara bırakarak, ilk konumuz spor olsun istedik.
Sporda çok iyi sonuçlar alamıyoruz
Basketbolu ayrı Futbolu ayrı…
Sporda da ilk konumuz Elazığspor
…..
Elazığspor bu İlin tek tanıtım aracıydı.
Kolay değil tam 34 yıl,
Tribünler doluyor, kaliteli seyirci kapasitesi ve taraftar gurubu ile
Dönem dönem efsaneler yazılıyordu.
Ama öyle bir noktaya geldi ki, şimdi Elazığspor denilince herkes kaçmaya başladı
….
Aslında, Elazığspor’un içinde bulunduğu durum yani “Kaderi” basiretsiz yönetimler ve ona destek verenlerin yarattığı bir sonuç…
Şimdi çok yalnız Bordo Beyazlı takım kaderi ile baş başa…
Parlak günlerinde başarıyı sahiplenenler şimdi kötü gününde kulübü yalnızlığa itmiş durumda.
….
Ne olacak…
Gidişat iyi değil,
Gün geçtikçe kan kaybediyor.
Kulübün başında bulunan başkan ısrarla ben daha iyi bilirim havasında, son çırpınışlarını sergiliyor.
Sorumlulara gelince onlarda dışardan yardım ediyor görünüp günü kurtarmanın derdindeler.
Kimse risk alıp masaya yumruğunu vurup sorumluluk almaktan aciz…
Hani “Elazığ’ın Sahibi” vardı.
O sahipler Elazığspor için şimdi neredeler?
Neden öncü olup gerekli neşteri vurup bu takıma sahip çıkmazlar.
…..
Hani “Elazığ’ın Sahibi” vardıya,
O sahipler Elazığspor için şimdi neredeler?
Gidişata bakıldığında duruma müdahale edilmediği sürece işler daha da kötüye gidecek.
Bu başkan koltukta kalmaya devam ettikçe gidişat hiç te iyi olmayacak.
Çünkü geçmişte yaşanan kaos tablosu yeniden yaşanıyor.
Herkes versin ben yöneteyim mantığı…
Böyle gitmeyeceğini hepimiz biliyoruz.
O nedenle bu kangrene neşter vurulmalıdır.
Neşteri vuracak bir babayiğit aranıyor…
Hani “Elazığ’ın Sahibi” vardıya,
O sahipler içerisinde bir babayiğit çıkacak mı göreceğiz.
Yoksa bu memleketin sahipliği yine sözde mi kalacak.