Kanun ve yönetmelikler kağıt üzerinde bulunsun diye yazılmış veya çıkarılmış kurallar değillerdir. Toplumsal barışı ve doğruluğu ön planda tutarak, toplumun adalet ve eşitlik içerisinde yaşamasını sağlar.
Demokrasilerde makam ve mevki olarak hangi sıfatları taşırlarsa taşısınlar yöneticilerin kanun ve yönetmelikleri uygulama zorunluluğu vardır
…..
Son dönemlerde kurumlarda uygulananlar bırakın toplumun adalet ve eşitlik içerisinde yaşamasını sağlamasını tam aksine güçlünün istediği doğrultuda vatandaşın ezilmesine yönelik uygulanmalar barış ortamını zedelemeye başlamıştır.
Keyfi kararlar, çiftte standart uygulamalar.
Toplumda yavaş yavaş rahatsızlıklar yaratmaya başlamıştır.
…..
Geçtiğimiz günlerde haberleştirdiğimiz ve takip ettiğimiz bir uygulama bunun örneğidir…
İl Genel Meclisi gündemine gelen konu İlimizde işlerin nasıl yürütüldüğününde yansımasıdır.
MHP Sivrice İl Genel Meclis Üyesi Aslan’ın dile getirdiği, Sivrice Bekçitepe köyünde depremde yıkılan vatandaşın “Evinin yerine kurulan çadırının altını tabanlık yapan, ahırında bulunan hayvanlarını yabani hayvanlardan korumak için 30 metre kare bir alanı sac ile kapatmasını bina yapıyor” diyerek 8 bin 500 tl ceza yazan kurumun Eti Krom A.Ş ye sessiz kalması ne kadar vicdani bir yaklaşımı”, kanun ve yönetmeliklere göre depremde mağdur olan vatandaşa reva görülen uygulamanın Eti Krom AŞ’ye aynı yaklaşımı göstermemesi kamuoyunda rahatsızlık yarattığı gibi bizi de rahatsız etmiştir” ifadesi anlamlıdır.
…..
Bu örnek ilk değildir.
Daha bir iki yıl evvel siyasetin, İli yönetenler ve kurumlar üzerindeki baskısı sonucunda kurumların menfaat ve çıkarlara nasıl heba edildiğini, zarar verildiğini yaşadık, görmedik mi…
Son zamanlarda bazı kurumlarda da keyfi kararlarla, istişareden uzak bir anlayışla yönetilmeye çalışıldığına şahit oluyoruz.
….
Bu tarz uygulamalar yaşanmaması için İlimize İç İşleri Bakanlığında önemli görevlerde bulunan daha önce İlimizde Vali yardımcılığı yapmış Vali Dr. Ömer Toraman atanmıştı.
Valimizin göreve başladıktan sonra sorunlara yaklaşımı, duruşu bir güven imajı yaratmış, adil ve tarafsız bir yönetim göstereceği kanaatini uyandırmıştı.
Bu bizi bir hayli umutlandırmıştı.
İlimize yaşanan adaletsizlikleri takip eden biri olarak bize Valimizle ilgili olarak kanaatlerimiz sorulduğunda olumlu kanaatimizi ifade etmiş, geçmişte yaşananların bundan sonra yaşanmayacağını düşüncemizi ifade ediyorduk.
Ancak iki aydır takip ettiğimiz önemli bir konudaki yaklaşımı yavaş yavaş düşüncemizde yanılıyor muyuz…! kuşkusunu yarattı.
Kendi sorumluluğundaki kurum, kanun ve yönetmelikleri uygulamada vatandaşa gelince acımasız olurken sermaye açısından güçlü bir kuruma karşı farklı tavrı, çiftçe standart uygulamalara sessiz kalması geldiği gündeki imajından bir değişikliğe mi gidiyor? düşüncesini oluşturmaya başladı
Dürüst ve adil yönetim anlayışı; kurum yöneticilerine adil olun talimatı verirken, geri planda çifte standart uygulamalar sergilenmesine sessiz kalmasını düşünmek bile istemeyiz.
Bu gibi konularda irade ve adalet kavramı ön planda tutulmadığı zaman yaşanan adaletsizlikler giderilmediği takdirde zaman içerisinde güvensizliğin zeminini oluşturacağını bilinmesini isteriz..
…..
Bizim naçizane önerimiz…
Kanun ve yönetmeliklerin kurumlar nezdine herkese eşit ve adil uygulanması isteniyorsa, gündeme gelen bu ve bunun gibi çifte standart uygulamalara son verilmelidir.
Bu başlangıç, bunun gibi onlarca örnekler sıralayabilirim.
Temennimiz diğer kurumlarda da bu tarz anlayışın sergilenmemesidir
Böyle devam ederse yeri ve zamanı geldiğinde onları da bu köşeden yazarız.
Biz; Adaletli yöneticileri öyle sadece söylemleri ile değil,
Biz; Adaletli yöneticileri sosyal medyada methiyeler dizenlerin makyajı sözlere bakarak başarılı olduğunu düşünen bir olarak değil,
Vatandaşın mağdur olmayacağı adil barışın sağlanacağı adaletli uygulamaları, kararları ile görmek isteriz.
İnşallah bu örnek zaman kaybedilmeden sonuçlandırılır.
Aksi takdirde güven, güvensizliğe dönüşürse, güven imajını bir daha geri getirilmesi zor olur.
Not: Üç aydır randevu talebimiz var. Yoğunluktan mıdır, yoksa gerçeklerle yüz yüze gelmek istenmemektenmidir, talebimiz gerçekleşmemiştir. Bundan sonra randevu talebimiz söz konusu olmayacaktır. Düşüncelerimizi, haberler ve köşe yazılarımızla dile getireceğiz. Hatırlatalım istedik