Toplumda yürütülen uygulamaların dışında farklı bir tarz ve uygulama ile karşılaşıldığında hemen şöyle bir reaksiyon verilir.
“Daha neler göreceğiz neler ” diye.
Bende görevimiz gereği yöneticilerle sık sık iletişim halinde olduğumuzdan dolayı son yılllar da sirayet eden bir alışkanlığın yerleşmeye çalışması nedeniyle bir hayli şaşkınım.
İlk defa bazı yöneticilerin çocuklar gibi küserek insanları dışlamaya çalıştıklarına şahit oluyorum.
Yöneticilik, ciddiyet gerektiren, sorumluluk bilinci ile kurumların hak, adalet ve eşit bir şekilde yönetilmesini gerektirir. Yöneticiden yepyeni ve beğenilecek bir vizyon ortaya koyması beklenir.
Ancak… son dönemler öylemi bazı yöneticilerin, “Ağzından emziği alınan çocukların yaptığı naz” gibi hoşuna gitmediği kişilere karşı mesafe koyması, iletişimini kesmesini ilk defa bu dönemde yaşamaya başladık.
….
Yöneticilik çok önemli bir vizyondur.
Meziyet ister, olgunluk ve feraset ister
Çoluk çocuk işi değildir.
Hele acemi yöneticilerin işi hiç değildir.
Google amcadan yöneticinin vasıfları nelerdir diye sorduğunuzda karşınıza şu özelliklerin olması gerektiğini söyler
“Çalışanları dinlemeyi bilmelidir,
Eleştiriye açık olmalıdır,
Ben değil, biz demeyi bilmelidir,
Yeterli ve dürüst bildirimler vermelidir,
Diğerlerinin davranışlarına eleştirel olarak bakmayı bilmelidir,
Ekip ruhuna sahip olmalıdır,
Adil olmak ve takdir etmeyi bilmelidir,
Yeterli eğitime sahip olmalıdır,
Dürüst ve tarafsız bir bakış açısı ile hareket etmelidir”. Der
…..
Peki; şimdiki yöneticilerin vizyonuna bakalım…
Bu özelliklerde kaç kurum yöneticisini bulabilirsiniz
Bir elin parmakları kadar bulabilir misiniz… Bilemem.
İstenilen özellikteki yönetici vizyonunu ne acıdır ki siyaset mekanizması yok etmiştir.
Biat kültürü, bireysel menfaati ön planda tutan yöneticilik özelliklerini ön plana çıkartmıştır.
Böyle olunca bu dönem de bu tarz özellikteki yöneticiler daha revaşta olmaya başladı.
Neden…?
Bunlar için kurumun menfaati önemli değildir.
Bunlar için kurum ne kadar zarar etmiş fark etmez.
Bunlar için hizmet ettiği kurumun şehre koyacağı katkının önemi yoktur. Şehrin kalkınması, gelişmesi öncelikleri arasında değildir.
Bunlar için onur, şeref, haysiyetten çok koltukta kalmak daha önemlidir.
….
Kurumlar böyle yönetildiğinde de gelinen son noktamızda…
Yıllardır çözülemeyen sorunları hala yaşamaya devam ederiz,
Turizm göz bebeği Hazar gölümüzün Mavi Bayrak alması veya almaması kimin umurunda olur,
Elazığ’ın hakkı olan sulama projeleri başka şehre kaptırılırken kimin haberi (!) olur, kim bilir,
Vatandaşın yıkımda hakları yandaşa aktarılırken vatandaşın hakkını kim düşünür,
TOKİ’nin 2020 yılı sonuna kadar evler teslim edilecek denilmesine rağmen hala köylerde vatandaşlar sefalet çekmeye devam etmesi kimin umurunda olur,
Kendileri geniş evlerde yaşamlarını sürdürürken, vatandaşın150 metrelik evlerden 85 metre kare evlere mahkum edilmesini kim dert edinir,
Katlar azalmış, vatandaşın ölünceye kadar borçlandırılmış kimin umurunda olur,
Daha bunun gibi onlarca örnekleri sayabilirim.
…..
Bu tabloların yaşanmasının sebebi…
İstişareden uzak, yeniliğe kapalı, farklı fikirleri önemsemeyen anlayışın sonucudur.
Çocuklar gibi küsmeyi adet haline getiren bazı yöneticilerin basiretsizliği ile yönetilen şehrin hali bundan farklı olabilir miydi?
Olur… Ama….
Nasıl olur ?
Kamuoyunun gerçekleri öğrenmeleri sağlanırsa,
O nedenle farklı düşünen STK’lar, medya, siyasi partiler dikkate alınırsa, farklı düşünen kesimlerin çağrılarına kulak verilirse,
Sizin hayal aleminizle yıllardır yönettiğiniz şehrin sorunlarının çözülemeyeceği anlaşılırsa,
Sosyal medya da toplantıları paylaşarak hizmet yaptıkları algısını yaratmanın göstermelik fotoğrafların kamuoyunda kabul görmediğinin farkına varılırsa,
Olur…
Buradan küsenlere tavsiyemiz, çocuklar gibi mızıkçılık yaparak kendinizi heder etmeyin.
Toplum hayal satmanıza inanmamaktadır.
At gözlüğü ile tek taraflı bakış açısı şehre yarar değil zarar vermektedir.
Farklı düşünenlere kapıları kapatmak veya çocuklar gibi küsmekle doğruları bulmamaya devam edersiniz.
Farklı düşüncelere alışmaya çalışın…
Onları dinlemeyi öğrenin…
Kısaca yöneticiliğin vasıflarını sergilemeye çalışın...
Yoksa daha neler neler göreceğiz…
Allah bilir.