AK parti Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım görevinden istifa etti.
Yıldırım’ı istifaya götüren süreç, Elazığ’daki siyasetin geldiği seviyeyi de gözler önüne serdi.
Şerafettin Yıldırım, Ak Parti bünyesinde uzun yıllar hizmet etmiş ve bu hizmetlerinin neticesinde il başkanlığı görevine atanmıştı.
Hatırlarsınız, atandığı dönemde dahi il başkanlığı süreci çeşitli ayak oyunlarına sahne olmuştu.
“Alındı, alınacak” söylemlerine rağmen, yapılan kongrede koltuğunu korumayı başarmıştı.
….
Ancak AK Parti’de sular durulmuş gibi görünse de, Yıldırım her zaman hedefte kaldı.
Parti içi dengeyi sağlama çabasına rağmen, gruplaşmalar ve hizipleşmeler partideki huzursuzluğun habercisiydi
Tüm bu tabloya rağmen AK Parti’nin yıpranmaması adına verdiği mücadele, çıkar ve menfaat hesapları yapan bazı çevrelerce kabul görmedi ve sonunda Yıldırım, hoş olmayan bir kumpasla görevinden istifa etmek zorunda kaldı.
Bu tarz bir istifa, Elazığ’da AK Parti siyasetinin ne yöne evirildiğini açıkça ortaya koydu.
Kongrelerde yenemediğin rakibini, zamanı geldiğinde bel altı vurarak tasfiye etme anlayışı, siyasetin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.
Bu nedenle siyasette yer alan herkesin, hem yaşamlarına hem de söylemlerine son derece dikkat etmesi gerekiyor.
Hatta bu gün gelinen noktada, siyasetçilerinin aile fertleri üzerinden de vurulabileceğini sinyalini veriyor.
Baksanıza, koltukta Yıldırım’ın yerine bir başkan atanmasına rağmen kamuoyunda başkan adayları spekülasyonun ortaya atılması, AK Parti’de siyasetin artık “dava”dan ziyade “çıkar ve gelecek” hesaplarına yöneldiğinin açık bir göstergesidir.
Bu kadar gruplaşmanın yaşandığı bir partide, zamanı geldiğinde sinsi ve bel atlı vuruşlara açık bir yapı devam eder mi?
…..
Şerafettin Yıldırım’ın istifası, parti içindeki bir kesimi derin bir üzüntüye sevk ederken, diğer bir kesimi ise sevindirdiği muhakkak.
Bu nedenle, il başkanlığı için kulislerin yeniden hareketlendiği duyumları geliyor.
Geçtiğimiz dönem de adı geçen isimlerin, bu dönem de konuşulmaya başlandığı görülüyor.
Şu an il başkanlığı görevini, yönetim kararı ve genel merkezin onayı ile Sencer Selmanoğlu yürütüyor.
Boşalan koltuğa geçici olarak Selmanoğlu ile seçimlere kadar devam edilir mi, bunu zaman gösterecek.
Elbette ki son kararı AK Parti Genel Merkezi verecek.
…..
Ak Parti’de yaşanan bu gelişmeyi, partinin geleceği açısından bir fırsat olarak görmek de mümkün.
“Parti, çıkar ilişkilerinin döndüğü, ayak oyunlarının yapıldığı bir yapı olmaktan çıkarılabilir mi? sorusunu kendimize sorduğumuzda, eğer bir isim atanacaksa bu ismin kritik öneme sahip olduğu ortaya çıkıyor.
Yeni dönem de AK Parti’nin birilerinin siyasetine uzaktan kumanda ile hizmet edecek isimleri yerine, partideki hizipleşmenin önüne geçebilecek kişilerin tercih edilmesi hem partiye hem de şehre fayda sağlayacaktır.
Peki bu isimler kimler olabilir?
Kulislerde, Ramazan Gürgöze, Mahir SönmezMurat Erdoğan, Semih Tekmen, Süleyman Selmanoğlu, ve Nusret Çoban gibi isimlerin, parti içinde kabul göreceği isimler olarak ifade ediliyor.
Bu isimlerin partinin bu durumda başkanlığı kabul edip, etmemesi mümkün mü?
Olabilir de diyebilirim.
Bir kez dana belirtmekte fayda var:
Eğer AK Parti içerisinde dengeleri korumaya çalışan bir isim, bu kadar çirkin bir şekilde tasfiye edilebiliyorsa; parti bundan sonra, huzuru sağlayacak, yıpranmamış ve kimsenin adamı olmayacak bir ismi tercih etmek zorundadır.
Aksi halde, siyasetin iyice sertleşeceği ve bel altı vuruşların arttığı bir ortamda, AK Parti’de huzur değil; huzursuzluk, kavgalar ve sert mücadelelerin yaşanacağı bir döneme girecektir.













