İlimizde son yıllarda kurumlarda yaşanan laçkalaşmalar kendini hissettirmeye başladı.
İşlerin zamanında çözümlenememesi, hazırlanan programlarda aksamalar, programlara ayrılan bütçelerin plansız müdahalelerle hesapsız kitapsız harcanmaları.
Bunun da nedeni siyasilerin kurumları babalarının çiftliği olarak görmesi, yönetmeye kalkması sonucu kurumları laçka haline getirmiş olabilir mi?
Devlet kurumları bir yıl sonraki program çalışmalarını yıl içerisinde yıl sonuna doğru planlar, Bakanlık tarafından onaylanan bütçeler ve programlar bir yıl sonra kurum tarafından uygulamaya konulur.
Yıllardır kurumlar çalışmalarını böyle yapar.
Siyasilerde kurumların ihtiyaçları olan ödeneklerin ve kurumlarda planlanan programların aksamaması için destek verirlerdi.
Kurum yöneticileri de rahat bir çalışma ortamı ile bağlı bulundukları Bakanlıkları tarafından onaylanan bütçelerle programlarını gerçekleştirmek için çalışmalar yaparlardı
Bu gün böylemi…
Nerede…
Geçmişte kurumların belli ağırlıkları vardı.
Bu gün ise yerlerde…
O kadar da değil diye sitem edeceğinizi tahmin edebiliyorum.
Ama maalesef öyle…
Kurumlara atanan müdürlüklerde liyakat aranmaması, benim adamım olsun, benim emrimi yerine getirsin anlayışı ile görevlendirilen bürokratların bir çoğu kurumları adaletsiz, suiistimale açık, topluma hizmette yetersiz bir duruma getirdi.
Öyle ki;
Halen, İlimizde bir kuruma acil ihtiyaç olmasına rağmen iki senedir bir atama yapılamıyor.
Bazı kurumlarda planlanan programlar siyasilerin müdahaleleri ile doğru dürüst gerçekleşemiyor.
Bu anlayışın en çok yatırımcı kurumlarda yaşandığı görülüyor.
Neden, siyasilerin kendi aralarında çekişmeleri, kaprisleri, benim adamım olsun zihniyeti, kurumda işlerin aksamasına neden oluyor.
Ama umurlarında değil…
Onlar düşmüş kendi dertlerine programlar mı aksamış, hizmetler zamanında yetişmemiş mi?
Onlar için günü birlik çözümlemelerle işler halledilsin yeter.
Kimsenin umurunda değil…
Siyasilerin kilit noktalara yerleştirdikleri yandaş bürokratlarla işler o kadar çığrından çıkar hale getirilmiştir.
O kadar ileri gidilmektedir ki; görevlendirmelerde farklı bir birime ataması yapılan bürokratlar kimlerden cesaret alarak atamayı kabul etmeyip ısrarla o birimde kalmasının mücadelesini verebilmektedir.
Bunlar bu gücü kimlerden bulmaktadır?
Böyle olunca da,
Siyasiler, devletin bürokratlarını kendi elemanlarıymış gibi kurumların planlanan programlarını öteleyerek işlerinin aksaması cüretini gösterebiliyorlar.
İlimizi yöneten iktidarın son on yılındaki bu anlayışı kurumun zaafiyet göstermesine ve itibar kaybına neden olmaktadır. yaşatmaktadır.
Çok görmemek lazım…
Ankara’da İlimiz için üretken ve yeterli olamayan siyasilerin bütün güçlerini kurumlar üzerinde denemeleri kurumlar laçka hale gelmesinin en büyük etkenidir.
Kurumların yıpratılmasına bir dur denilmelidir.
Siyasilerin ellerini bürokratların üzerinden çekmesi gerekmektedir.
Adil, tarafsız, eşit bir hizmet yapılması isteniyorsa, kurum yöneticileri önlerine konan plan ve programlar ile zamanında gerçekleştirilmesi isteniyorsa, bırakın yakalarını;
Onlar ilimize hizmet etsinler.
Sizler aksayan noktalarda şu ilin önünü açın.