Günümüzde siyaset; sorun çözmek, yatırımları doğru yönlendirmek ve devletin zarara uğratılmaması için zamanında müdahaleler yapmak zorundadır. Ancak yaşadığımız bu baraj rezaletinde, ne yazık ki siyaset tribünlere oynamaktan başka bir şey yapamamıştır.
Çünkü bugünkü sistem, bunu mümkün hale getirmiştir.
Bunu yapacak olanın "Babayiğit" olması gerekir.
…..
Şehrin su ihtiyacı gündeme geldiğinde, DSİ 9. Bölge Müdürlüğü bu ihtiyacı karşılayabilmek amacıyla bir proje hazırlamaya başlamıştı.
Hatırlıyorum, o dönemde barajın yapılacağı bölge ve alanlar için bazı itirazlar da gündeme gelmişti.
Yıl 2010. O dönemim Arıcak Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı, barajın bu bölgeye kurulması halinde Arıcak ilçesi ile Diyarbakır’ın Dicle ve Hani ilçelerinin içme suyunun azalacağını ifade ediyor.
Dernek başkanı, su yataklarının değiştirilmesinin tehlikeli olduğunu vurguluyordu.
Ayrıca 2012 yılında yaptığı bir açıklamada, Hamzabey Barajı’na karşı olmadıklarını; ancak baraja dökülen Bağın, Tarhana, Çavuşdere ve Akdağ sularının Arıcak’tan alınarak Hamzabey Barajı’na yönlendirilmesi halinde, ilçenin tek geçim kaynağı olan tarım ve hayvancılığın biteceğini söylüyordu. Bu suların baraja yönlendirilmesi durumunda, bölgede kaynak sularından istifade eden halkın büyük sıkıntılar yaşayacağı uyarısını yapmıştı.
…..
Bu uyarılara karşılık DSİ 9. Bölge Müdürlüğü, 6.10.2021 tarihinde kurum sayfasında şu açıklamayı yaptı:
“Elazığ İçmesuyu Projesi Yapımı işi kapsamında, teknik hesaplara uygun olarak uzun dönemli su ihtiyacı tahmini çalışması yapılmıştır.
Bu amaçla 2011 yılında hazırlanan Elazığ İçmesuyu Planlama Mühendislik Hizmetleri Planlama Raporu’nda; proje kapsamında su temin edilecek yerleşim yerleri olan Elazığ Merkez, Akçakiraz, Yazıkonak, Yurtbaşı ve Mollakendi beldeleri ile Palu, Kovancılar ilçeleri ve Şahinkaya, Sarıçubuk köylerinin nüfus projeksiyonu ve uzun dönemli su ihtiyaç tahminleri hesaplanmıştır.
Bu hesaplamalara göre:
- 2020 yılı Elazığ Merkez (beldeler dahil) nüfusu: 467.557
- 2040 yılı tahmini nüfus: 693.757
Bu nüfusa göre;
- 2020 yılı su ihtiyacı: 36,21 milyon m³ (1.148 l/s)
- 2040 yılı su ihtiyacı: 62,20 milyon m³ (1.967 l/s)
Güncel TÜİK verilerine göre 2020 yılı Elazığ Merkez nüfusu 440.513’tür. Bu da hesaplamalarda dikkate alınan nüfusun yaklaşık 27.044 kişi altında olduğunu, yani %6 daha emniyetli hesap yapıldığını göstermektedir.
Elazığ için yapılan içme suyu ihtiyaç hesapları sonucunda, 2040 yılı ihtiyacı 1,967 m³/s olarak belirlenmiştir. Bu ihtiyacın tamamı Hamzabey Barajı ve Tarhana Çayı derivasyonu ile karşılanacaktır.
Hamzabey Barajı'nın devreye alınmasıyla Kesikköprü ve Sürsürü kuyuları devreden çıkarılacak, 2040 yılı için öngörülen 0,57 m³/s içme suyu da Uluova’daki mevcut YAS kuyularından sağlanacaktır. Böylece Elazığ’ın içme suyu ihtiyacı 2040 yılına kadar karşılanabilecektir.
Ayrıca, uzun vadede hiçbir YAS kuyusuna ihtiyaç duyulmayacak şekilde çalışmalar yürütüldüğü de ifade edilmiştir.”
…..
Projeye karşı yapılan eleştirilere de tepki gösterilerek şu açıklama yapılmıştır:
“Her konuda olduğu gibi maalesef bu konuda da bilgisi olmayan — bazı köşe yazarlarının ve bilen insanların alternatif düşünce ve yorumlarını saygıyla karşılamak kaydıyla — bilgi sahibi olmayan, öğrenmeye de çalışmayan kişiler, farklı gerekçelerle toplumu yanlış yönlendirmeye çalışmakta, vatandaşlarımızın iyi niyet ve hassasiyetinden faydalanarak ‘çamur at, izi kalsın’ mantığıyla hareket etmektedir. Bu nedenle kamuoyunu doğru bilgilendirmek ihtiyacı doğmuştur.”
….
Peki, DSİ bu açıklamaları yaparken siyaset ne yaptı?
Uyarılara rağmen sorunu detaylıca inceleyip gerekli müdahaleleri yapmak yerine sadece seyretti.
Gelinen noktada sonuç ortada: Yapılan planlamalar ve hesaplamalar altüst oldu.
40 yıllık su hikâyesi, 7. yılda sona erdi.
DSİ 9. Bölge’de bu hesaplamaları yapanlar da milyarlarca TL’lik ödeneğin heba olmasına vesile oldular. Çok şükür(!)
…..
Şimdi sorunun çözümü için Tarhana çayının da çözüm olmadığı dillendiriliyor.
Alternatif olarak o zamanda Munzur suyunun projelendirilerek hem Tunceli hem de Elazığ’ın içme suyunu karşılayacak durumda olduğu dillendirilmişti.
Proje akıllı ve mantıklı yürütülmediğinden geç olsun güç olmasın misali çözüm üretmek yerine.
Olsun. Devletin parası bol nasıl olsa.
"Devletin parası deniz, yemeyen ne olsun?" misali.
Uyarılar göz ardı edilmiş, bu vahim tablo yaşatılmıştır.
......
Bu günde aynı uyarılar yapılmaktadır
Peki şimdi siyaset ne yapıyor?
İktidar kanadı sessiz.
İktidardan ne beklenebilir ki?
Muhalefete bakıyoruz:
Biri hesap sorulması gerektiğini söylüyor.
Bir diğeri de Hamzabey Barajı'nın yapımı, kullanımı, yaşanan fiyaskonun sebepleri ve sorumluları hakkında kanaatlerini kamuoyu ile paylaşacaklarını, vizyonsuz ve plansız işlerin faturasının başta küçük ilçelerimiz olmak üzere ilimize kesilmesine müsaade etmeyeceklerini söylüyor.
……
Elazığ’da siyasetin mantığını anladınız mı?
Elazığ’da siyaset, soruna önceden müdahale etmek, kalıcı çözümler sunmak ve sürece yön vermek yerine; her şey olup bittikten sonra tribünlere oynamayı tercih ediyor.
Yapılan bu açıklamaların samimi olduğunu düşünmüyorum.
Bunlar hesap falan soramaz. Sadece konuşurlar.












